22 Aralık 2024 Pazar
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

23 yıl sonra da depreme hazır değiliz

Makine Mühendisleri Odası (MMO)’ndan yapılan açıklamada, 17 Ağustos 1999 depreminden ders çıkarılmadığını,  Türkiye’nin beklenen büyük depreme hazırlıklı olmadığını bildirdi.

23 yıl sonra da depreme hazır değiliz
A+ A-
AYDINLIK / ANKARA

Makine Mühendisleri Odası Başkanı Yunus Yener yaptığı açıklamada, Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğu, toprakları, sanayisi ve barajlarının büyük kısmının aktif deprem kuşakları üzerinde yer aldığı ve deprem konusunun mühendislik, mimarlık, şehir plancılığı ile bağlantılı olmasına karşın bu disiplinlerin rant çıkarları için dışlandığını belirtti. Yener, 1999 Marmara ve Düzce depremleri sonrası yapı denetimi düzenlemelerinde meslek odalarının önerileri dikkate alınmayarak denetimin ticarileştirildiğini, Yapı Denetim Kanunu’nun kapsamının daraltıldığını, kamu yapılarının denetim dışı tutulduğunu yapılarda denetimsizliğe yol verildiğini ifade etti.

Marmara Depreminin üzerinden 23 yıl geçmesine karşın Türkiye’nin depremlere hazırlıklı olmadığını kaydeden Yener, sözlerine şöyle devam etti: “Yapı tasarımı, yer seçimi, üretimi ve denetiminde bilimsel ve bütünlüklü bir düzen yoktur. Sorunlu dolgu alanları, dere yatakları ve kıyılar imara açılmakta, her yere AVM’ler, gökdelenler yapılmaktadır. Yanlış ulaşım politikaları, yanlış kentsel dönüşüm uygulamaları, rant eksenli büyük projeler, su yatakları ile yeşil alanlar arasındaki bağların koparılması, sel-su baskınlarının artışı, ısı adalarının oluşması gibi olgular depremlerin yıkıcı etkilerini artırmaktadır. Bu sorunlara, depremlere dayanıklı yapı stokunu artırma gerekliliğini gözetmeksizin yapılan imar affı ve depremlerde toplanma yerleri olan alanlardaki hızlı yapılaşma da eklenmiştir.”

23 yıl sonra da depreme hazır değiliz - Resim : 1

Yunus Yener yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:

  • Depremlere karşı önlemler bütünlüğü, güvenli yapılaşma, halkın sağlıklı yaşam ve doğal çevre hakkı için piyasacı, rantçı, kamusal denetimi yok sayan yaklaşımın reddedilmesi gereklidir.
  • Yapı denetimi uygulamasını yönlendiren kararlar ilgili bütün kurum-kuruluşların katılımıyla oluşturulmalı; imar, yapı, dönüşüm, yapı denetim ve afet yasaları TMMOB ve ilgili Odalar, üniversiteler ve ilgili kesimlerin katılımıyla düzenlenmeli; bu kuruluşlar mevzuat süreçlerinin asli unsurları olarak tanınmalı, üyelerinin eğitim ve belgelendirilmesi odalarınca yapılmalıdır.
  • Yapı Denetim Kanunu’nun ticari yapı denetim şirketi modeli yerine uzmanlık ve etik niteliklere sahip yapı denetçilerinin etkinliğini ve meslek odalarının sürece etkin katılımını sağlayacak yeni bir planlama, tasarım, üretim ve denetim süreci modelinin benimsenmesi gerekiyor.
  • Marmara Depremi sonrası yapılan incelemeler oluşan kayıpların yüzde 80’e varan kısmının taşıyıcı sistemlerin gördüğü zarara bağlı olarak tesisatlarda oluşan hasarlar nedeniyle meydana geldiğini göstermiştir. Bu nedenle konut, sanayi, enerji, ulaşım vb. birçok alanla bağlantılı tesisat/mekanik tesisat sistemlerinin depremler ve diğer afetlerde taşıdığı önem itibarıyla bina ve doğal eki mekanik tesisatının tasarım, üretim ve bakımında üretenler ve denetleyenler Makina Mühendisleri Odası tarafından belgelendirilmiş konunun uzmanı mühendisler olmalı, bu husus bütün yasal düzenlemeler ve Yapı Denetimi Kanunu’nda yer almalıdır.
  • Endüstriyel tesislerin güvenlik ve birbirlerine yakınlık-uzaklık mesafeleri konusunda gerekli çalışmalar yapılarak standartlar ve uyulması gereken koşullar imar mevzuatına yansıtılmalı; sorunlu alanlar “yapı yasaklı alan” ilan edilmelidir.
  • Okullar, hastaneler başta olmak üzere kamu yapılarının depreme karşı güvenli olup olmadıklarının konunun uzmanı mühendisler tarafından tespitine yönelik çalışmalarda TMMOB’ye bağlı ilgili odalar mutlaka yer almalıdır.
  • Doğalgaz, elektrik, ısıtma kazanları, jeneratörler ve gaz tesisatları için erken uyarıcı ve gaz/akım kesici sistemler uygulanmalı, denetimleri meslek odalarınca yürütülmelidir.

18 BİN KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ

Merkez üssü Kocaeli'nin Gölcük ilçesi olan ve "asrın felaketi" olarak tanımlanan 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nin üzerinden 23 yıl geçti.

17 Ağustos 1999'da saat 03.02'de 7,4 büyüklüğünde meydana gelen ve 45 saniye süren Marmara Depremi; Kocaeli, Yalova, Sakarya, İstanbul ve Düzce'de yıkıma neden oldu. Depremde 18 bin 373 kişi hayatını kaybetti. 40 bini aşkın kişi yaralandı. Yaklaşık 200 bin kişinin evsiz kaldığı, 66 bin 441 konut ve 10 bin 901 iş yerinin yıkıldığı depremden 16 milyona yakın kişi değişik düzeylerde etkilendi, 285 bin 211 konut ve 42 bin 902 iş yerinde hasar tespit edildi. Depremde İstanbul'da 454 kişi yaşamını yitirdi, bin 880 kişi yaralandı. 41 bine yakın konut ve iş yerinde hasar oluştu. 18 bin 162 konut orta ve ağır şiddetteki hasar yüzünden oturulamaz hale geldi. Kentte ayrıca 3 bin 171 okuldan 820'si hasar gördü. Bunların 118'i orta, 13'ü ağır hasarlı olarak belirlendi. İstanbul'daki 10 bine yakın kamu binasının 1137'sinde az, 387'sinde orta, 37'sinde ise ağır hasar oluştu.


AKUT DEĞİRMENDERE’YE KOŞUYOR

23 yıl sonra da depreme hazır değiliz - Resim : 2

Arama Kurtarma Derneğinin (AKUT), 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nin 23. yılı anısına, İstanbul-Değirmendere arasında düzenlediği koşu dün İstanbul Ataşehir'den başladı. 34 kişilik grup farkındalık yaratmak amacıyla 115 kilometre yol alacak.

AKUT Yönetim Kurulu Başkanı Recep Şalcı, Ataşehir'deki AKUT İskender Iğdır Lojistik Merkezi'ndeki etkinlikte, deprem konusunda farkındalık yaratmak amacıyla Değirmendere'ye kadar sürecek bir koşu düzenlemeye karar verdiklerini söyledi. Amaçlarının depremin etkilerine dikkati çekmek olduğunu belirten Şalcı, "Sporcularımız bu koşuyla depreme dikkati çekmeye ve İstanbul'un da özellikle afete hazırlanması konusunda bir farkındalık yaratmaya çalışacak. Depremler bir doğa olayı ve bizim bunlara hazırlıklı olmamız gerekiyor. Deprem öncesinde yapacaklarımızı çok hızlı bir şekilde bitirmemiz gerekiyor ki bir sonraki büyük depremin ne zaman geleceği belli değil. Bizim buna hazır olmamız lazım." dedi.

AKUT'un etkinlikleri kapsamında deprem saati olan 03.02'de AKUT İzmit Operasyon Merkezi'nde bir anma töreni düzenlenecek. Değirmendere'de 1999'da suya gömülen binaların bulunduğu bölgede dalış etkinliği gerçekleştirilecek.


PİYASACI, RANTÇI YAKLAŞIMI REDDEDELİM

Marmara depreminin ardından geçen 23 yılı değerlendiren Makine Mühendisleri Odası Başkanı Yunus Yener, ‘Yapı tasarımı, yer seçimi, üretimi ve denetiminde bilimsel ve bütünlüklü bir düzen yok. Sorunlu dolgu alanları, dere yatakları ve kıyılar imara açılmakta, her yere AVM’ler, gökdelenler yapılıyor. Güvenli yapılaşma, halkın sağlıklı yaşam ve doğal çevre hakkı için piyasacı, rantçı, kamusal denetimi yok sayan yaklaşım reddedilmeli’ dedi.

Deprem akut maramara makine mühendisleri odası yunus yener