24 Aralık Medyanın Halleri
Hazırlayan: Ercan Dolapçı
KILIÇDAROĞLU, AKŞENER’E HANGİ MESAJI GÖNDERDİ
ABDÜLKADİR SELVİ / HÜRRİYET
Ekrem İmamoğlu ve Meral Akşener’in, Saraçhane’deki dayanışmayı Kılıçdaroğlu’na karşı bir operasyona çevirmeleri üzerine CHP lideri, “Bir parti, diğer partinin içişlerine karışmamalı” diye uyarıda bulunmuştu. Bunu çok tartıştık.
Ama Kılıçdaroğlu’nun başka bir mesajı daha vardı ki o biraz gölgede kaldı. Ekrem İmamoğlu’nu bir tek cumhurbaşkanı adayı ilan etmediği kalan Meral Akşener’e, “Çoklu aday da tartışılabilir, niye tartışılmasın?” diye mesaj verdi. CHP kaynakları, “Kılıçdaroğlu Akşener’e, eğer çok istiyorsan Ekrem İmamoğlu’nu sen aday göster, mesajını verdi” diyorlar. Kimine göre bu bir mesaj kimine göre ise rest. Akşener mesajı almış. Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığı konusunda kararlı olduğunu görmüş. İmamoğlu konusunda ısrar ederse bunun 6’lı Masa’yı çatlatacağını fark etmiş. Bunun üzerine İyi Parti’de çoklu aday seçeneği ciddi bir şekilde tartışılmaya başlanmış.
CHP ve İyi Parti cephesindeki tablo şöyle:
- 1. CHP’de Kılıçdaroğlu’ndan başka bir isim masaya gitmeyecek.
- 2. İyi Parti, Kılıçdaroğlu’na kesin karşı.
- 3. Bu tablo ortak aday planının şansını azaltırken çoklu aday seçeneği güçlenmeye başladı.
- 4. İyi Parti’de Akşener, Ekrem İmamoğlu’nu; Koray Aydın, Yavuz Ağıralioğlu ve Buğra Kavuncu ise Mansur Yavaş’ı destekliyor. Ama İmamoğlu ve Yavaş’ın Kılıçdaroğlu’na rağmen aday olamayacağı düşünülüyor.
- 5. İyi Parti’de üçüncü yol arayışı başladı. Meral Akşener’in cumhurbaşkanı adaylığı için baskılar artmaya başladı.
Son durum: 6’lı Masa’da ibre çoklu adaya döndü.
İMAMOĞLU’NA ‘EVLAT’ HATIRLATMASI UYARI MI?
MAHMUT ÖVÜR / SABAH
Her şeyin internet hızında değiştiği bir zaman diliminde yaşıyoruz. En baba gündem bile en fazla bir iki gün sürüyor.
Saraçhane Operasyonu'nun işaret fişeğinin ateşlendiği o "çak" sahnesini hatırlayın. Eminim o an CHP içindeki "Ekremcilerin" havaya fırladığı ve "Bu iş bitti" dedikleri andı. Birkaç saat içinde müthiş bir rüzgâr esti ve "Gelmekte olan" yer değiştirdi.
Ama gördüğünüz gibi o rüzgâr uzun sürmedi. Saraçhane Operasyonu'nu "sosyal medyadan öğrendim" diyen Kemal Kılıçdaroğlu, devreye girip birkaç gün içinde rüzgârı bitirmese de tersine çevirdi. Tuttu, tam o makamın sahibi havasına giren İmamoğlu'nu gruba çağırdı, karşısına oturttu. Önce sakin sakin uyardı:
"Herkes sabırla hareket ettiğimi bilir."
Sonra "Evladım" diyerek daha ince bir uyarı yaptı:
"Bizi yakından tanıyanlar bilir. Benim İmamoğlu ile ilişkim baba-oğul ilişkisi gibi. Kendisi CHP'nin evladı olduğu kadar benim de evladımdır."
Bu çıkıştan sonra Başkan Erdoğan'ın deyimiyle "yeni ebeveyni" Akşener de, İmamoğlu da suspus oldu. Burada ilginç olan, Kılıçdaroğlu'nun "Evladım" diyerek baba-oğul arasındaki iktidar ilişkisine vurgu yapmasıydı. Bu bilinçli bir uyarı mıydı yoksa amaç Akşener'in elinden "evlat" kozunu almak mıydı bilemem ama geçen hafta gündeme taşıdığım, "CHP'nin Brütüsleri" yazımın üzerine gelmesi ilginç oldu.
Bununla ilgili son bir not aktaracağım, ama önce CHP'deki bu ayrışmanın nasıl seyredeceğine dönelim...
İMAMOĞLU, KILIÇDAROĞLU'NUN TEKLİFİNİ ANLADI MI?
KURTULUŞ TAYİZ / AKŞAM
Bir yandan "CHP'nin adayı Kılıçdaroğlu'dur" derken, diğer yandan "Erdoğan'ın asıl rakibi benim" açıklamalarına devam ediyor. Belki de Kılıçdaroğlu'nun blöf yapıp yapmadığından emin olmak istiyor. Kılıçdaroğlu "benden sonra CHP senin" diyor ama yarın her şeyi unutabilir. Hiç böyle bir mesaj vermemiş gibi davranabilir. "Sen yanlış anlamışsın" diyebilir!
İmamoğlu, "genel başkan yarın kıvırabilir" diye de düşünüyor olabilir. Kemal Kılıçdaroğlu, aracılar vasıtasıyla Ekrem Bey'e mesajını daha açık bir şekilde iletirse İmamoğlu da net bir tutum alır diye düşünüyorum. Fakat İmamoğlu'nun iki sorunu var. Birincisi arkadan itenler. Onları durduramıyor, sanırım. Bunların bir ucu dışarıya uzanıyor, diğer ucu içeri.
İkinci problemi ise kendi egosu. Siyaset kumaşına pek sahip değil. Hızlı yükselişi ona sabretmeyi unutturmuş. Seçimlere girip kaybederse siyaset macerası 4-5 ay içinde bitecek. Oysa Kemal Kılıçdaroğlu'nun aday olup kaybetmesini beklese, yeni dönemde parti kendisinin. Önünde bir sürü zamanı da olur. İstanbul'da yeniden seçilmesini de unutsun zaten. En doğru tercih CHP'nin başına geçmek kendisi için. Yoksa, Dimyat'a pirince giderken eldeki bulgurdan da olacak. Kılıçdaroğlu, bu saatten sonra ona adaylığı kaptırmaz. Muharrem İnce örneğinde olduğu gibi ezer geçer. Birilerinin mevcut durumu İmamoğlu'na iyice anlatması gerekiyor!
AHMAKLAR SÜRÜSÜ
MEHMET METİNER / YENİ ŞAFAK
Siyasetin dili zaman zaman sert olabilir lakin özünde temiz ve nezih olmalıdır. Hele siyaset yapan bir hanımefendi ise dili bin kat daha böyle olmalıdır.
Üslup, bir kişilik ve karakter meselesidir.
Her kap, içindekini sızdırır çünkü.
Sayın Akşener’in Cumhurbaşkanı’mızın etrafındakiler için “ahmaklar sürüsü” ifadesini kullanması, ciddi bir üslup sorunuyla karşı karşıya olduğumuzun göstergesidir.
Bu iyi bir üslup değildir.
Cumhurbaşkanı’mızın nasıl olur da bu kadar çok ahmağı etrafında toplayabildiğine dair bir göndermede bulunmak, hakaretin ötesinde bir kişilik sorununa işaret eder.
Şimdi aynı lafın Akşener’e ve çevresindeki arkadaşlara söylendiğini varsayınız. Sizce Akşener ve etrafı bu lafı diyene nasıl bir tepki koyar?
Yeri göğü inletirler. Hakaretin binini bir para ederler.
Nitekim Onur Erim’in “siyasi terbiyesizlik” lafı için demediklerini bırakmadılar.
Bir de düşünün Akşener’in çevresi için “ahmak sürüsü” ve Akşener için “ahmakların başı” denilmiş olsaydı neler olurdu neler!
2023’TE DOĞAL KAYNAKLARDA MİLLİYETÇİLİK DÖNEMİ
KEREM ALKİN / SABAH
2023'ün gündemini oluşturacak temel riskleri, temel başlıkları paylaşmayı sürdürüyoruz. Jeopolitik risklerin, derinleşen siyasi kutuplaşmanın, küresel siber ağın çökme riskinin, küresel ticaret ve lojistik sistemine yönelik operasyonel risklerin, derinleşen enerji krizinin ve iklim riskinin yoğun bir şekilde tartışıldığı bir ortamda, Atlantik ve Asya-Pasifik arasında tırmanan küresel, kıtasal ve bölgesel 'altyapı rekabeti'ni paylaşmıştık. Bugün, 2023 açısından dünya ekonomisinde öne çıkması muhtemel, uluslararası düşünce kuruluşları raporlarına yoğun bir şekilde yansıyan bir başka konuya daha değineceğiz: 'doğal kaynaklarda milliyetçiliğin tırmanışı'. Esasen, bu tartışma küresel pandemi ile zaten gündemdeki yerini almaya başlamıştı. Rusya- Ukrayna Savaşı bu konudaki tartışmaları adeta katlayarak ivmelendirdi, alevlendirdi.
GÜNÜN ŞAKASI
Biden: Şaka maka iyi direndin. Aferin. Ben bile üç günde kaçar diyordum.
Zelenski: O kadar da değil.
Biden: Valla...
(Karşılıklı kahkahalar...)
Biden: Neyse istediğin silahları sen varmadan göndeririz. Yorulmak yok yola devam. Senin gibi iki üç adamımız daha olsa işler değişir. Türkiye'de de uğraşıyoruz. Bakalım 6 ay sonra seçim var. İnşallah sana bir ortak buluruz orada...
Zelenski: Çok iyi olur. Boğazları tutar. Rusları teslim alırız.
Biden: Evet bu harika olur. Bize de Karadeniz'in yolunu açar. Sana daha rahat destek veririz.
Zelenski: El ele verdik mi tamam bu iş! Hem sizin silah fabrikaları da tam gaz çalışır.
Biden: Aferin. Akıllı çocuksun. İşin nereye varacağını iyi biliyorsun. Silah fabrikaları tam gaz çalışırsa hem benim ikinci dönem seçilmem de garanti olmuş olur. Sana da bir kapı açılır; ikinci kez. Kazan kazan yani.
Zelenski: Sevdim bu lafı. Mister Erdoğan da sık sık söyler bunu...
Biden: Bırak şunu bahsetme bana. Hiç sevmem. Putin'le arası daha iyi. Hem onun işini seçimde bitireceğiz.
Zelenski: Evet iyi olur. Ben de aslında pek sevmiyorum. Bir iki İHA göndermekle olmaz bu iş.
Biden: Sana orada bir kanka bulacağız. Biraz sabret. Sağlam adam olsun da...
Zelenski: Güzel haber.
Biden: Şu an isim vermeyeyim ama orada bulacağımız adam senin gibi iyi oyuncu. İyi rol yapıyor. Korkarım seni geçer.
(Karşılıklı kahkahalar...)