Yeni dünya kuruluyor Ahmet Bey! Yok olmayız merak etmeyin...
24 Mayıs Medyanın Halleri... Köşe yazarlarının gündemi... Gazetelerde neler var? Köşe yazılarında öne çıkanlar...
Hürriyet’ten Ahmet Hakan, dünkü yazısının bir bölümünde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mevcut durumun yetersizliğine vurgu yapan konuşmasını işledi. Ahmet Hakan yazısında şunları söyledi:
“İsrail’in son gaddarlığı şunu gösterdi ki... Şu anda dünyada zalime dur diyecek bir kurumsal mekanizma yok. Batı, standartlarının tümünü çiğnemiş durumda. Kapkaranlık bir atmosfer söz konusu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, işte bu duruma işaret ederek küresel çapta iki seçeneğe işaret ediyor: - BİR: Ya yeni bir kurumsal mekanizma oluşturulacak. - İKİ: Ya da yok olup gideceğiz.”
Aydınlık 1 Ocak 2017’de yani 7 yıl önce “Yeni Bir Dünya Kuruluyor” manşetiyle çıkmıştı.
Sık sık bu konuyu işliyoruz.
Yeni kurumsal mekanizmalar Şanghay İşbirliği Örgütü, BRICS ile oluşuyor. Türk Devletleri Teşkilatı da bunun parçası. Yani Ahmet Bey’ler gibi endişe edecek bir durum yok. Evet kolay olmuyor bu. Ekonomik krizler, savaşlar…
Mao'nun dediği gibi “Gök kubbenin altında tam bir kaos var, koşullar çok iyi.”
ABD’nin inişe geçmesiyle ve Asya’nın yükselişiyle birlikte Atlantik sistemi bölünüyor. Yeni dünyanın temel gücü Asya’da.
Bizim bulunduğumuz coğrafya yani Batı Asya, bu yeni dünyanın ön cephesinde.
Türkler, yeni dünyanın neredeyse her coğrafyasında var.
Kurulan yeni dünya, kapitalizmin yeni bir aşaması değil, yeni bir uygarlıktır.
Asya’dan yükselen uygarlık, bireyci değil toplumcu yönelişler taşıyor.
Özel çıkarcılık değil, kamuculuk yükseliştedir. Yeni dünya, hegemonyacılığa izin vermeyecektir.
Paylaşarak birleşme çizgisi yükselen değerdir. Türkiye işte bu yeni dünyadaki yerini alıyor. Türkiye’nin ihtiyacı yeni dünyada bizim onurlu yerimizi almamız için devlet zaaflarını temizleyecek, üreticilerin merkezde olduğu, güçlü bir millî hükûmettir!
Gelin var gücümüzle buna omuz verelim.
Tüm okurlarımızı da Millî Devlet Bildirgesi’ni imzalamaya çağırıyoruz:
www.millidevletbildirgesi.com
GİTME DİYEN YOK NEREYE KAÇIYORSUN ARKADAŞ?
MELİH ALTINOK - SABAH
Dünya batıya göçüyor.
Erken göçen sonra gelene git diyor.
Her ülkede tartışma benzer.
Fox News muhabiri Bill Melugin'in, Meksika'dan kaçak yollarla ABD'ye geçen bir Türk'le yaptığı röportaj da dün tüm dünyada viral oldu.
California'ya yasadışı yollardan geçen ve Meksika sınırındaki kartele 10 bin dolar ödediğini anlatan Türk göçmenin şu sözleri, Elon Musk tarafından "Cidden" yorumuyla paylaşıldı (...) Öyle ya, Türkiye, vatandaşlarına yurtdışına çıkış yasağı uygulayan bir ülke değil. Bugüne kadar kimsenin ülkeden kovulduğunu da görmedim.
Bu arkadaş da söylediği kadar iyi bir insansa, diğer sığınmacılar gibi sorunlu değilse neden uyuşturucu kaçakçılarıyla işbirliği yaparak bir ülkeye zorla girmeye çalışıyor?
Türkiye'den sıkıldığı için mi? (...)
Biliyorum sorsak, Türkiye'de kimsenin yapmadığı işleri yapan bir avuç Senegallinin sınırdışı edilmesini savunurlar ama merak etmesinler, Avrupa'da ve ABD'de hizmet başta olmak üzere pek çok sektörü çalışma izni olmayanlar ayakta tutuyor.
Yeni dünya’nın paylaşımı:
ÖFKE DÖNEMİ…
NEDRET ERSANEL - YENİ ŞAFAK
Çok kutupluluk veya yeni dünya düzeni denilen jeopolitik ve stratejik akışın, “ana/temel” başlığının da farkında olmak gerektir…
Yeni düzen; yeni ekonomi, yeni para demektir. Askeri başlangıçları/ girişimleri, yeni siyaset takip edecek, sonucunda da, “yeni paylaşım” ortaya çıkacaktır…
Odağı kaçırmayalım; küresel ekonomi konuşulurken bir ülkenin iktisadı talidir, o ülkenin dünya ticaretindeki rolü konuşulur. ‘Çin bu bağlamda kendini nerede görüyor’ türünden sorular önemlidir. Veya Amerika ve Avrupa’nın getirdiği yaptırımlar neye yaramaktadır? (ABD bunları gerçekten takip edebiliyor mu!) Yine Çin’in Amerikan tahvillerini boşaltıp, altın almaya başlaması ne demektir?
Genele dönersek; yapay zekâ, yeşil politikalar, dijitalizasyon, vb, dâhildir, sonunda yeni değerler manzumesi de ortaya çıkacaktır. Hepsi yeni standartlar getirecektir…
Hiç şüphe yok, burada iki satırda yazıldığı gibi basitçe değil, bol sancılı süreçlerin ardından doğacaktır. ‘Alametler’ dediğimiz hep odur…
Ukrayna, Gazze, Gürcistan, Slovakya Başbakanı’na suikast, İran Cumhurbaşkanı’nın uğradığı ‘kaza’, sürekli olarak ortaya yeni enerji-ulaşımfiber- taşıma yollarının/ hatlarının ortaya çıkması, de-dolarizasyon girişimleri, ‘güney’ kavramı, sürekli hatta zıt yönlü değişiklik gösteren ikili-çoklu işbirliği arayışları, bu yolda üst üste kurulan uluslararası kuruluşlar; Türk Devletleri Teşkilatı, Kalkınma Yolu Projesi, BRICS, ŞİÖ, UKASA, vs, yine hep bunun tezahürleridir…
Aynı nedenle yakın vadeli belirleyici/kılavuz olaylar takvimi çıkardık; birincisi işte bu buluşmaydı; Putin-Xi Jinping zirvesi. Ardından, ABD Başkanlık seçimleri. Şimdi buna erkene alınan İngiltere seçimlerini de (Temmuz) ilave edebiliriz. Ha keza, Avrupa Parlamentosu seçimleri (Haziran), Ukrayna savaşının neticesi gibi…
Afrika’ya bakalım. ABD/ Batı’nın bu kıtada hızla mevzi kaybettiğini izlemiyor muyuz? Dramatik şekilde tutunmaya çalışıyorlar. Washington şimdi de Kenya’yı, ‘NATO üyesi olmayan müttefik’ ilan etti. Yani, ‘NATO üyesi kadar değerli ortak’ demek. Kenya’nın NATO’ya ihtiyacı ne ki? “Eskimolara buzdolabı satmak”tır…
Sonuç olarak Rusya ve Çin yeni düzene eşgüdümle alan açıyorlar. Sürekli ‘çok kutupluluk’ vurgusu odur.
Peki, ABD/Batı ne yapıyor? Vahim olan o. Ne yapacağını bilmiyor, bulamıyor. Tükenmişlik sendromudur. Şimdi öfkeliler, sonra ‘kabullenme’ dönemi başlayacak…