24 Temmuz Medyanın Halleri
İşte günün öne çıkan köşe yazıları
KİEV İÇİN TÜNELDEN ÖNCEKİ SON ÇIKIŞ
Bercan Tutar/Sabah
Ukrayna'da olup bitenlere dair Batı'dan dünyaya empoze edilen dezenformasyon bulutları yavaş yavaş dağılıyor. Zira ne NATO, AB ve ABD destekli Ukrayna ordusunun 'Bahar Taarruzu' ne de Rus lider Putin'in siyasi prestijini hedef alan Wagner darbesi istenilen sonucu veremedi.
Batı'nın dışarıdan ve içeriden yaptığı son saldırıları maharetle karşılayan Putin ise ilk karşı hamlesini Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması'nı askıya alarak yaptı. Küresel çapta gıda krizini tetikleyen bu adıma karşı BM nezdinde dünya alarma geçti.
Paniğe kapılan AB ve ABD sabah akşam Sayın Erdoğan'a krizi çözmek için 'tekrar liderlik rolünü üstlenmesi' çağrısında bulunuyor. Fakat Putin'in bu yeni adımı enerjide olduğu gibi öncelikle Avrupa ülkelerini hedef alan 'gıda krizini' tırmandırmakla sınırlı kalmayacak.
Mühimmatı biten ABD ise Ukrayna'ya kullanımı savaş suçu sayılan misket bombaları ve F-16'lardan sonra şimdi de 300 km menzilli ATACMS taktik füzelerini sevk ederek savaşı daha da derinleştirmeye çalışıyor. Bunun da bir sonuç vermeyeceği anlaşılıyor. Çünkü savunmada kalıp Ukrayna ve ABD'nin saldırılarını pek de etkilenmeden savuşturan Putin'in bir endişesi yok. Ukrayna cepheye sevk edecek asker ve cephane bulmakta zorlanırken Rusya silah ve savaşacak asker açısından devasa avantajlara sahip.
KIBRIS HUZUR HAREKÂTI
Eray Güçlüer/Akşam
Dünya Kuzey Kıbrıs'ın bu potansiyelini gayet iyi bilmekte ve bu nedenle Kuzey Kıbrıs'ı Türkiye'den koparmak için emperyalist güçler sinsi planlarına devam etmektedirler. Adada huzur ve güvenden sonra kalıcı barışın sağlanması ancak iki devletli çözümle mümkün olabilir. KKTC'nin devlet olarak tanınması son derece önemlidir. Bunun ötesinde KKTC'nin devlet sistemi bakımından mevcut sorunların çözülmesine odaklanmak gerekmektedir. Kalıcı ve istikrarlı siyasal sistemin tesis edilmesi, kamu reformunun yapılması, enerji sorununu çözülmesi, devletleşmiş sendikaların devlet üzerindeki baskılarının ortadan kaldırılması, satın alınmış bir kısım medyanın yabancı etkisinden temizlenmesi gibi yapılması gereken çok önemli işler var. Yavru vatanın bekası hiçbir emperyalist gücün merhametine bırakılamaz. Oradaki soydaşlarımızın varlığı hiçbir şekilde pazarlık konusu yapılamaz. 49. yılında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kurucu başkanı sayın Rauf Denktaş ve tüm şehitlerimizi rahmetle anıyor barış harekâtına katılan kahramanlarımızı ve kahraman gazilerimizi saygıyla selamlıyorum.
TASARRUF TEDBİRLERİ DESTEK VE TEŞVİKLERİ DE İÇERMELİ Mİ?
Yusuf Dinç/Yenişafak
Bakan Şimşek kamuda tasarruf tedbirleri açıklayınca hangi kurum nereden, ne kadar, neyi kısacak tartışması başladı. 1 lira da olsa 1 milyar da olsa 100 milyar da olsa tasarruf, ilave vergiler tanıtılmışken gerekliliktir.
Hatta önce tasarruf tedbirleri sonra ilave vergiler getirilmesi daha doğru da olurdu. Ama Meclis tatili nedeniyle bir takdim tehir sorunu olduğu anlaşılıyor. Olsun ama tasarruf konusu doğru ele alındıktan sonra tasa değil.
Tasarruf söz konusuyken kamunun hangi harcamalarına odaklanılacağı kadar destek ve teşviklerin de tartışmaya açılması lazım. Zaten konuyu bu amaçla ele alıyorum.
Evvela genelde olduğu gibi ekonomide de Türkiye’nin zaman zaman toptancı bir tavra sahip olduğunu bilmelisiniz. Destek mi verilecek, herkese verilir… Teşvik mi sunulacak, herkese sunulur…
Varsıl mı, yoksul mu, etkilenmiş mi, etkilenmemiş mi, bazen bakılmadan.
KÖRFEZ’DE YÜKSELEN TÜRK ETKİSİ
Ufuk Akay/Türkgün
Diğer yandan ziyaretler kapsamında yerli ve milli gururumuz TOGG’un tanıtımının yapılmış olması ve beğeniyle karşılanmış olması ilerleyen zaman zarfında Körfez pazarında yer edinmesine imkân tanıyabilecek bir potansiyele imkan tanıyabilecek bir gelişmedir. Her ne kadar Körfez’in petrol açısından sıkıntısı bulunmasa bile Körfez ülkelerinin ekonomilerini çeşitlendirme isteği TOGG’un Körfez pazarına girişinde elbette etkili olacaktır. Bu çerçevede bakıldığında “Gelenin Türk Asrı”, 21. yüzyılın “Türkiye Yüzyılı” olacağı gerçeği ve inancıyla Körfez ile olan ilişkilerin geliştirilmesi; sadece Türkiye değil, yaratacağı çarpan etkisiyle Avrupa, Orta Doğu ve Orta Asya üzerinde ekonomik anlamda olumlu gelişmelerin önünü açacak potansiyeli taşımaktadır.
UTANMAK İÇİN 5 SANİYE BİLE UZUN
Özay Şendir/Milliyet
“Her 5 saniyede bir çocuk açlıktan ölüyor.”
Veri 2018 yılına ait, Rusya-Ukrayna savaşı başlamadan, tahıl krizi yaşanmadan önceki zamanın rakamı bu.
Küresel servetin 360.6 trilyon olduğu bir dünyada yaşıyoruz oysa.
2022’nin rakamlarına da bakalım. Şiddetli zayıflık nedeniyle ölüm riski altındaki 8 milyon çocuğun hayatını kurtarmak için gereken para sadece 1.2 milyar dolar.
Global botoks sektörünün 2022 büyüklüğü 200 milyar dolara ulaştı.
Hayata pamuk ipliğiyle bağlı çocuklar için en iyi tedavi yer fıstığı, şeker, yağ ve süt tozu karışımından oluşan macun kıvamındaki terapötik gıdalardır. Mayıs 2022’de hammadde sayılan ürünlerin fiyatı yüzde 16 arttı, ruhumuz bile duymadı. Bu artışa ulaşım maliyetleri de eklenince 600 bin çocuk daha hayat kurtaran gıdalardan mahrum kaldı.
Dünya genelinde her yıl çöpe atılan gıdanın değeri 1.5 trilyon dolar.
Çocuk açlığı sadece Afrika’da değil Orta Doğu, Asya ve Karayipler’de de yaşanıyor. Dünya genelinde 5 yaş altında en az 13.6 milyon çocuk aşırı zayıflık çekiyor. Yani gelişemiyor, büyüyemiyor. Güney Asya’da aşırı zayıflık Sahraaltı Afrika’nın iki katı civarında. Afganistan’da aşırı zayıf çocuk sayısı 2018’in iki katına çıkmış durumda.
2022’de sadece kozmetik sektörüne 430 milyar dolar ödedi insanlık.
Türkiye’de “Serpme Kahvaltı” adı altında milyonlarca liralık gıdayı çöpe atıyoruz her hafta sonu. Dünyanın aç çocuklarına yetişmekten geçtim bir kalem, israfa katlanacak kadar zengin bir ülke miyiz acaba?
İnsanın en kıymetli duygusu utanma duygusuydu eskiden. Korkarım en hızlı kaybettiğimiz duygu da utanma duygumuz...