27 Aralık 2024 Cuma
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

25 Ekim Medyanın Halleri

İşte günün öne çıkan köşe yazıları....

25 Ekim Medyanın Halleri

GAZZE'DE VE BÖLGEDE EMPERYALİST ŞER HEVESLER

Yaşar Hacısalihoğlu- Akşam

Gazze'den yayılacak emperyalist saldırının bir boyutu, Türkiye'ye yöneliktir.

Bu bağlamda MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli'nin tespiti ve uyarısı çok önemlidir.

MHP lideri Dr. Devlet Bahçeli tehlikeyi görerek, kararlılık vurgusu yapmıştır; "Eğer 24 saat içinde ateşkes sağlanamazsa, saldırılar durmazsa, mazlumların üzerine bombalar bırakılmaya ısrarla devam ederse, Türkiye süratle devreye girmeli, tarihi, insani ve inanç sorumluluğunun gereği her neyse yapmalıdır.

Gazze'yi koruma ve kollama misyonunu üstlenmek bize ecdadımızın mirasıdır" demiştir.

Türkiye'nin meseleye yönelik yaklaşımını, hassasiyetini ve kararlılığını Türkiye'nin sesi olarak duyurmuştur.

Unutulmamalıdır ki; Türkiyesiz bu bölgede oyun kurmak, hele de şer heveslere kapılarak kirli oyun kurmak mümkün değildir.

ALLI PULLU SANAYİ

Melih Aşık- Milliyet

Cumhuriyet’in 100. yılında Türkiye’nin örnek projeleri canlanıyor gözümüzde. Bir küçük örneği Alpullu’dan Nermin Ketenci’nin araştırmasından aktaralım:

“Alpullu Şeker Fabrikası 1926’da açıldı, Türkiye’nin ilk şeker fabrikasıydı. Sosyal tesislerinde basketbol, futbol sahası, yüzme havuzu ve mini golf sahası vardı. Çalışanların barınma konusuna uzun vadeli çözüm getirmek üzere tasarlanan Alpullu Şeker Fabrikası işçi konutları, ileriki yıllarda yapılacak fabrika yerleşkelerine örnek oluşturacaktı. Bu endüstriyel kompleksler, Anadolu’ya modern kültürü ve çağdaş yaşamı taşıyan öncülerdi. İkiz bahçeli konutlar, arkalarında meyve ve sebze bahçeleri, önde çocuklar için oyun alanlarıyla, işçilerin konforlu bir hayat sürdürmelerini sağlayacak şekilde planlanmıştı. Memurlarla işçiler, Tekirdağ ve Erdek’teki yaz kamplarında 15 gün tatil yaparlardı. Kahvaltı serbest, öğlen ve akşam yemekleri tabldottu. Akşamlar şarkıcı, türkücülerle şenlenirdi. Tatilcilerden alınan cüzi ücret, altı taksitte maaşlardan kesiliyordu. Çalışanların bu insani hayatları 1995’te bitti.”

Anadolu’ya yayılan diğer fabrikalarda da aynı düzen öngörülmüştü. Yabancı iktisatçılar bu fabrikalara  ‘’Atatürk tipi fabrika’’  diyorlardı. Çünkü sadece fabrika yapılmıyor, her fabrikanın o çevre için bir uygarlık, sağlık, kültür merkezi olmasına önem veriliyordu. Fabrika ile birlikte işçi ve memur lojmanları, kreş, revir, yemekhane, lokanta - gazino, konferans - tiyatro salonu ve spor alanları yapılıyor... Eğer yakında ilkokul yoksa, okul da yapılıyor... Toplantılar, piknik, spor karşılaşmaları düzenleniyor. Filmler gösteriliyor, tiyatro grupları geliyordu. Fabrikalarla birlikte adeta yeni bir şehir kuruluyordu.

Bu fabrikaların işçileri sosyalist ülkelerin işçilerinden de mutlu idi...

Artık hepsi anılarda kaldı...

DÜN ‘SOLCU’ FKÖ, BUGÜN ‘İSLAMCI’ HAMAS

Mahmut Övür-Sabah

Geriye dönün bakın, BM'nin sınır kabul ettiği 1967 savaşından beri bu tablo hiç değişmedi. Bugün Hamas'ı İslamcı radikal diye düşmanlaştıran ABD ve İsrail, o tarihlerde de Arafat'ın başında olduğu sol ağırlıklı Filistin Kurtuluş Örgütü'nü düşmanlaştırmıştı. Bahaneleri sol ve Sovyetler'di. Daha vahimi, meselenin çözülmesini "seküler" bir ülke bile istese "düşman" ilan edilmekten kurtulamazdı. Onlar için esas olan seküler veya İslamcı olmak değil, işgalin ve bölgeyi kontrolün devam etmesiydi. ABD bu nedenle uçak gemileriyle geliyor, milyar dolarlık silah ve para yardımında bulunuyor. Derdi de sorunu çözmek değil, derinleştirmek ve yaymak.

Bu yüzden mesele sadece İsrail değil, ABD'dir. ABD durdurulmadan Filistin'e ve bölgeye huzur gelmez.

İSRAİLLİLER İSRAİL’İ TERK ETSİN

Yusuf Dinç- Yeni Şafak

İsrail ne vadediyor? Önce bedava ev, bedava arazi, bedava yaşam…

İşgalciler yoksul ve düşkün olduğu yerlerden Filistin topraklarına bu vaatlerle geldi, getirildi. Karşılığını da buldular. Elbette dünyada bedava bir şey olmaz. O yüzden çaldılar. Evleri, arazileri, yaşamları çaldılar. Ya da en yumuşatılmış haliyle çalıntı mala, çalıntı bir hayata çöktüklerini bilerek kulakları üstüne yattılar.
Hırsızlık aşaması büyük oranda tamamlandıktan sonra İsrail güvenlik ve refah vadetti.

İsrail ekonomisi hızlı büyürken (2021 %8,6 ve 2022 %6,5) bugün resesyona düşmesi kaçınılmaz olarak değerlendiriliyor.

İsrail toplumu herhangi bir toplum değil. Ekonomik göstergeleri göz ardı edemezler. Belki Netanyahu (daha iyisi netansatan) ve avenesi (savaş kabinesi) bugün ekonomik kayıplara uğramayı yarınki kazanımlarına tercih ediyor olabilir. Fakat hangi kazanımlara yürümek istediğini açık edemeyeceğinden ve etse dahi gücü yetmeyeceğinden toplumu ikna etmesi mümkün değil. Bu yüzden İsrail halkının ekonomik kayıplara tepkisi Netanyahu’nun umduğundan şiddetli olacaktır.

İsrailliler artık buralarda huzur bulamaz, eğer Netanyahu ve avenesini bir an önce yargılayıp insanlık suçları nedeniyle cezalarını kesemezlerse. Geciktikleri her gün güvenlikleri ve refahlarında gidiyor. Yakında ikisi de kalmayacak.

Hatta ekonomik şartlar İsrail halkı için çok daha kötü olacak. Netanyahu ve avenesini yargılayabileceklerini düşünmüyorlarsa İsraillilerin yapacakları en iyi iş İsrail’i ivedilikle terk etmek olur.
Çünkü biliyorlar ki kendi katillerini kendileri değil, başkaları durdurmak zorunda kalırsa sonu kimse için güzel bitmez.

Son Dakika Haberleri köşe yazıları köşe yazıları öne çıkanlar