25 Eylül Medyanın Halleri
KILIÇDAROĞLU’NUN TEMEL HATASI İŞTE BU
NEDİM ŞENER - HÜRRİYET
Kılıçdaroğlu’nun temel hatası, “Siyaset kurumunun 35-40 yıldır çözemediği bir Kürt sorunu var.” şeklindeki açıklaması. Çünkü 35-40 yıldır olan şey PKK terör örgütünün, Türk-Kürt demeden 15 bine yakın sivil resmi insanımı katletmesi, bebek, çocuk, kadın, asker, polis, korucuları şehit etmesidir. HDP’nin, PKK/KCK yönetiminin talimatıyla; HDP’nin 8 Ağustos 2015 ve 10 Ekim 2015 arasında 5 il merkezinde ve 11 ile bağlı 21 ilçede özerlik ilan ettiğini unutmasıdır. 2013-2015 arasında, sonu; PKK’lı teröristlerin hendek-çukur-barikat eylemi biten ve 800’e yakın şehidimizin canına mal olan “açılım süreci” yaşanmamış gibi davranmasıdır. O süreçte, Selahattin Demirtaş’ın başında bulunduğu HDP’nin “Kobani” bahanesiyle 35 ilde çıkan ayaklanmada 53 kişinin yaşamını yitirdiği olayların kışkırtıcısı olduğunu, HDP’nin rolünün yalnızca PKK terör örgütünün sözcülüğünden öteye gitmediğini de unutmuş görünüyor. İki de bir “Demirtaş’ın suçu ne?” diye sahip çıkıyor.
SELVİ ISRARLA CHP ÜZERİNDEN ATATÜRK DÖNEMİNİ HEDEF ALIYOR
ABDÜLKADİR SELVİ - HÜRRİYET
AK Parti, HDP ile birlikte en fazla Kürt seçmenin oyuna sahip olan parti. Geçmişte çözüm süreçlerini yönetmiş, Kürt sorunu üzerindeki yasakları kaldırmış bir parti. Bugün Kürt sorunu dediğinizde bunun temelinde CHP yer alıyor. Dersim’den, Şark Islahat Planı’na kadar uzanmak istemiyorum. En son çözüm sürecine karşı çıkmışlardı. Ama 2023 seçimini kazanma adına CHP ve Türk milliyetçiliği iddiasındaki İYİ Parti, HDP-PKK’ya göz kırparken, AK Parti’nin de Kürt seçmenini kaybetmemesi gerekiyor. AK Parti, Kürtler olmadan seçim kazanamayacağını İstanbul seçimlerinde gördü. Onun için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Diyarbakır’da başlattığı “Kavilleşme” sürecinin yeni bir politikaya dönüştürülmesi gerekiyor. Tabii MHP’yi tedirgin etmeden.
'ERDOĞAN BİDEN İLE PUTİN’İ KIYASLADI'
BURHANETTİN DURAN - SABAH
Erdoğan, Son yıllarda ABD ve Rusya ile ilişkilerde yürüttüğü dengenin devam edeceğine ve Çin'in yükselişini Amerikan siyasetçileri gibi görmediğine dair mesajlar verdi. Hatta Türkevi'nde basın mensuplarıyla sohbetinde Türkiye'nin ABD ve Rusya ile ilişkilerine dair söyledikleri çarpıcıydı. Erdoğan'ın Türk-Amerikan ilişkileri hakkındaki soruya verdiği cevaptaki memnuniyetsizliği açıktı. Cevabına "Sağlıklı bir sürecin işlediğini söyleyemem" diyerek başladı. "Ben oğul Bush ile iyi çalıştım, Sayın Obama ile iyi çalıştım, Sayın Trump ile iyi çalıştım ama Sayın Biden ile iyi başladık diyemem" şeklinde bitirdi. Patriot satılmamasından, alınan F-35'lerin teslim edilmemesinden ve S-400 dayatmasından duyduğu rahatsızlığı ifade etti. Erdoğan, İdlib'deki gerilim ve bu ayın sonunda Soçi'de Putin ile gerçekleşecek ikili görüşmesine dair soruda ise sanki kıyaslayarak Rusya (Putin) ile iyi ilişkileri vurguladı. İkili ilişkilerde önemli bir karara varılacağını söyledikten sonra şu şekilde devam etti: "Biz Rusya ile ilişkilerde şu ana kadar herhangi bir yanlış görmedik. Ticaret hacmine baktığımız zaman iyi bir konumdayız ve sürekli ilerleyen bir ticaret hacmi var. Suriye'deki gelişmeleri daha iyi bir konuma taşıma noktasında zaman zaman bazı sıkıntılar yaşamıyor değiliz. Ama bunu da attığımız adımlarla hemen telafi edebiliyoruz."
'PUTİN AZERBAYCAN’DA DEVLET ADAMLIĞINI ORTAYA KOYMASAYDI BÖYLE ÇIKILMAZDI'
HAKAN ÇELİK - POSTA
İdlib’de son dönemde sivillere ve bölgede görevli Türk askerine saldırılar oldu. 29 Eylül’de Soçi’de Putin ile bir araya geleceksiniz. Nasıl mesajlar vermeyi düşünüyorsunuz? Sayın Putin’le yapacağımız görüşme gerçekten önemli. Sadece İdlib’i içeren bir görüşme olmayacak. Aynı zamanda Türkiye-Rusya ikili ilişkilerini ve Suriye’deki durumu masaya yatıracağız. Biz Rusya ile ilişkilerde şu ana kadar herhangi bir yanlış görmedik. Suriye’deki gelişmeleri daha iyi bir konuma taşıma noktasında zaman zaman bazı sıkıntılar yaşamıyor değiliz. Ama bunu da şahsım, Savunma Bakanım, Dışişleri Bakanım attığımız adımlarla telafi edebiliyoruz. Örneğin Sayın Putin Azerbaycan’da eğer devlet adamlığını ortaya koymamış olsaydı, Azerbaycan’dan bu şekilde çıkılmazdı.
KARAR YAZARININ KÜRT SORUNU DEDİĞİ BÖLÜNME TALEBİ
FİGEN ÇALIKUŞU - KARAR
Türklerle Kürtler Eşit miyiz? Anayasa bu ülkenin tüm vatandaşlarına Türk diyor. Resmi dil Türkçe diyor. Eğitim Türkçe veriliyor. Aynı ülkede yaşıyoruz, aynı toprakları vatan kabul ediyoruz. Ortak toplumsal sözleşmemize Anayasa diyoruz ama Anayasa’ya göre eşit değiliz. Sadece bir an için Türk-Kürt, yaşanan tüm acıları silin ve sorun kendinize; Kürtlerle Türkler eşit olsa idi “Kürt Sorunu” ismini taşıyan bir sorun olur muydu?
CUMHURİYET YAZARINDAN 'HDP MEŞRUDUR' DEĞERLENDİRMESİ: İYİ PARTİ’NİN TARİHİ ROLÜ
ALİ SİRMEN - CUMHURİYET
Türkiye’nin demokrasi sorununun da Kürt sorununun da çözümü, bu iki gücün tarihi misyonlarının bilincine varıp sahip çıkmalarıyla mümkündür. Başlatılmış olan “muhatap kim” tartışmasını olumlu bir fırsata çevirmek ancak bu şekilde mümkündür. Şu anda konunun doğrudan içinde görünmeyen, ama aslında çözümde çok büyük payı olacak olan İYİ Parti’ye sanıldığından daha çok iş düşmektedir. Gelecekte, İYİ Parti tabanını kaşımaya yönelik kışkırtmalara karşı bu kuruluşun direnebilmesi, ancak gelecek dönemde Türk demokrasisinin sağlam bir şekilde yapılandırılması konusunda kendisine düşen tarihi rolü iyi kavrayarak o doğrultudaki hamleleri başlatmasıyla mümkün olacaktır. Kürt sorununun tartışılacağı adresin neresi olduğu, hem bu sorunun hem demokrasi sorununun anahtar sorularıdır. Yapılacak iş, kilidi açmak için doğru ikili anahtarı her iki tarafta da özenle araştırmaktır. Sezai Temelli’nin sonradan kişisel olduğunu vurguladığı açıklaması talihsiz olmuştur.
'HDP’YE GÜZELLEME DENENMİŞİ DENEMEKTİR'
ARSLAN TEKİN - YENİŞAFAK
HDP'nin kapatılması vetiresinde, birden "Kürt sorunu" çıkardılar, HDP muhataptır, dediler. HDP bile kendisinin muhatap alınmak istenmesine şaşırdı. Bir milletvekili çıktı, "Biz kimiz ki, neyiz ki… Dış kapının dış mandalı. Serok Apo var, Kandil'deki başlar var. Partimizi kurduran, adını koyan da Apo. Muhatap da o." demeye gelen söz etti. Adam yerden göğe kadar haklı. PKK'lıların "İmralı Notları" kitabını okuyun, kendilerinin hiç olduklarını görürsünüz. Diyorlar ki: "HDP milletvekilleri mecliste. Biri TBMM Başkan yardımcısı. Yeri gelince ondan söz istemiyor muyuz?"*** Nereye geleceğim? Ak Parti, çok sevdikleri kelimeyle söyleyeyim "sorun" dedi, A. Öcalan'ın, Kandildekilerin sırtlarını sıvazladı. Vardığımız yer kan ve gözyaşı. HDP'ye güzelleme denenmişi denemektir.
NETFLİX’İN OYUNCULARA VERDİĞİ ÜCRET DUDAK UÇUKLATTI
BARIŞ KOCAOĞLU - AKŞAM
Oyuncuların Netflix'ten bölüm başına aldığı ücretler ortaya çıktı. Rakamlar, ulusal kanallara göre çok yüksek... Eğer doğru ise kanalların dizi çekmesi bu saatten sonra çok zor. Çünkü öyle rakamlar ortaya atıldı ki, bölüm başı ücretleri 100 bin dolar yani yaklaşık 1 milyon TL barajını aşan oyuncular var... Bence kimse şu saatten sonra televizyon dünyasını tercih etmez. Efendim en yüksek ücreti olan kadın oyuncularımızdan Beren Saat bölüm başı 110 bin dolar alıyormuş. Türk Lirası'na vurursak 955 bin TL... Erkeklerden de en yüksek alan Engin Akyürek ise bölüm başı 90 bin dolar kazanıyormuş... Yani 780 bin TL... Televizyondan aldıkları ücretler ile bu ücretleri kıyaslama yapmak mümkün değil...
HAFTANIN YALANI: 5 GENERAL İSTİFA ETTİ
ZAFER ŞAHİN - MİLLİYET
En son beş generalin TSK’dan istifa ettiği iddiasını ortaya attılar. “Teyitli ve kesin bilgi” diye servis edilen “Beş general istifa etti” haberi külliyen yalan. İki general istifa etmemiş, sağlık sorunları sebebiyle emeklilik haklarını kullanmış. Üstelik bir zorunlulukları olmamasına rağmen sağlık raporlarını da TSK’ya sunmuşlar. İstifa ettiği duyurulan Tuğgeneral Mustafa Enis Koç ise Barış Pınarı bölgesindeki görevinin başında. Güvenlik kaynaklarından edindiğim bilgiye göre, adının böyle bir iddiaya karıştırılmasından son derece rahatsız ve bir tekzip metni yayımlamaya hazırlanıyor. Sınır ötesinde kahramanca görev yapan, terörle mücadele eden Mehmetçik’in komutanını onca işinin arasında tekzip yazmakla meşgul etmenin, emri altındaki personelin moralini, motivasyonunu bozmanın ne anlama geldiğini uzun uzun izah etmeye gerek var mı? TSK’yı yıpratmak, dışarıya karşı kendi içinde sorunları olan bir ordu gibi göstermek kime, ne fayda sağlar?