25 Kasım 2024 Pazartesi
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

25 Şubat Medyanın Halleri

İşte günün öne çıkan köşe yazıları...

25 Şubat Medyanın Halleri
A+ A-
NADİR TEMELOĞLU

KÜRESEL TUĞYANIN ‘REJİM’ OYUNU

SALİH TUNA/ SABAH

Siyonistlerin kontrolündeki küresel medya, hedefe koydukları ülkeler için "rejim" ifadesini kullanmayı pek sever: Putin rejimi, Erdoğan rejimi, Venezuela rejimi, Küba rejimi, ila ahir.

Birkaç gün evvel Brezilya Devlet Başkanı Lula, İsrail'in Gazze'de yaptıklarını Hitler Almanya'sının yaptıklarına benzetti ya, "Brezilya rejimi" eli kulağında demektir.

Bunların hedefi olmaktan kurtulmanın en kestirme yolu da İsrail'i soykırım yaparken bile desteklemektir. Arjantin Devlet Başkanı Javier Milei gibi.

Gerçi Milei de destek işini şaklabanlık boyutuna vardıracak kadar abarttı. Hadi Ağlama Duvarı'nda salya sümük ağlamasını anladık. "Yahudi olmak istiyorum!" demek de ne oluyor!

Her şeyden evvel "Yahudilik" isteğe bağlı değil.

Kaldı ki, İsrail'e destek olmak için "Yahudi olmak" da şart değil. CHP'nin Özgür Özel'i gibi Gazze direnişine yani Hamas'a "terörist" demek yeterli.

Küresel tuğyanın algı operatörleri "rejim" yaftasında bile samimi değildir. Mesela, Tony Blair'in Kaddafi ile görüştüğü dönemde "Kaddafi rejimi" bir süreliğine gitmiş, yerine düz "Libya" gelmişti.

Ne ki, sade "Libya" uzun sürmemiş, "Kaddafi rejimi" tekrar moda olmuştu. (Aynı şekilde Vietnam Savaşı'ndan sonra da "Vietnam rejimi" gitmiş, "Vietnam hükümeti" gelmişti.)

Güya otoriter hükümetleri "rejim" tesmiye ediyorlar.

Fakat Suudi Arabistan, BAE, Ürdün ya da dünyanın birçok yerindeki farklı "krallıklara" rejim dediklerini şimdiye değin duyan olmadı.

Malumunuz, "rejim" yaftasını vurdular mı da (işgal dâhil her yolla) "rejim değiştirme operasyonlarına" başvurmaları meşruiyet kazanmış oluyor.

Hayır canım, "hükümet değiştirmek" için operasyona hiç gerek yok.

Demokrasi ne güne duruyor!

ABD’NİN ‘BARIŞ PLANI’ SAVAŞ MI?

TUNCA BELGİN/ MİLLİYET

Belliki kendi ülkesi dahil dünyanın bir çok yerinden gelen tepkiler ve ABD Başkanlık seçimi gerçekliğinde sıkışan Biden, son vetoyla bundan sonra olacakların sorumluğuna ortak görüleceğini çok net anladı. Bir ateşkes muhabbetiyle de buna karşı ön alma çabasında. Ama onunda ne zaman oylanacağı bile belli değil. ABD’nin hadi diyeceği gün ve zamanda da İsrail Refah’a kara harekatına çoktan başlamış olabilir büyük olasılıkla...

TEMBELLİK BEYNE İHANETTİR

OSMAN MÜFTÜOĞLU/ HÜRRİYET

Beyin hücrelerimizin tamamının, özellikle bellekle ilişkili hipokampus bölgesindeki nöronlarımızın kendilerini her gün yenileyebilme yeteneklerinin olduğunu net ve açık olarak biliyoruz. Hatırlayalım, “hipokampus” belleğin ana merkezi yani muazzam bir bellek üssüdür. Siz yan gelip yatsanız bile hipokampusunuz günde ortalama 600-700 civarında yeni nöron üretir. Eğer düzenli egzersiz yapma alışkanlığı edinirseniz ürettiğiniz nöron sayısını daha da arttırabilirsiniz. Bu nedenle beynimizin sahip olduğu “nöroplastisite” yani “kendini yenileyebilme yeteneğini” kullanabilmek için düzenli egzersize, öncelikle de her gün yürümeye ihtiyacımız var.

KARAR GAZETESİ HAKLI SAVAŞ HAKSIZ SAVAŞ AYRIMINI BİLİR Mİ?

Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlattığı özel askerî harekât, ikinci yılına girdi.

Karar gazetesi dünkü birinci sayfasında, “Vahşetin yüzü her yerde aynı” başlıklı bir haber hazırladı. NATO’nun genişlemesine karşı ve Minsk Anlaşmaları’na uyulmamasından dolayı harekât başlatan Rusya ile emperyalist-siyonistlerin Gazze saldırılarını bir tutan gazete, bilinçli bir “bilgibozma” yapıyor.

25 Şubat Medyanın Halleri - Resim : 1

Özünde savaş karşıtı, barışçıl ve insancıl görünen bu söylemler, suçu sadece savaş kavramına atarak, emperyalist saldırganlığın üstünü örtüyor. Milletlerin direnme hakkını elinden alıyor.

Pentagon’un savaş ağalarını, NATO’nun eli kanlı komutanlarını, Ukrayna ordusuna katılan Nazi taburlarını suçsuz gösteriyor.

Her silah aynı değil.

Bu yüzden Kurtuluş Savaşları, uygarlık kuran savaşlar, devrim için yapılan savaşlar var.

Haklı savaşı mahkûm etmenin yolu, onu haksız savaşla aynı torbanın içine atmaktı.

Böylece zulme karşı silaha sarılma lanetlendi.

Vatan için dökülen kan ile emperyalizm uğruna dökülen kan hiç aynı tüpün içine konabilir mi?

Şu gerçeği görmemiz lazım:

Bugün yeni bir uygarlık yükseliyor.

Bu yeni uygarlık silahla kuruluyor.

Türkiye’nin emperyalizmin taşeronlarına karşı kullandığı silah, uygarlığın silahıdır.

Vatan Savaşımız, uygarlığın savaşıdır.

Azerbaycan ve Türkiye’nin Karabağ’ı işgalden kurtaran 44 günlük savaş, uygarlık içindir.

Taliban’ın ABD emperyalizminden kurtulma savaşı, uygarlığın savaşıdır.

Suriye, Libya, Irak, İran, Yemen… Hepsi insanlık için silah kullanmaktadır.

Rusya’nın, ABD emperyalizminin NATO’yu doğuya doğru genişletme girişimine silahla yanıt vermesi, bütün insanlığın savaşıdır.

Bugün Türkiye’nin silahı, Rusya’nın silahı ile Filistinlilerin silahı aynı: ABD emperyalizmine direnen silah.

Gazze İsrail ABD