26 Eylül Medyanın Halleri
İşte günün öne çıkanları....
DIŞ POLİTİKADA BATI YÖNLÜ AÇILIM
Abdülkadir Selvi - Hürriyet
İnişli çıkışlı bir seyir izliyor Türk-ABD ilişkileri. Yeni bir çıkış sürecindeyiz. Ama sadece ABD ile ilişkilerimiz değil. Yeni dönemi dış politikada bir açılım süreci olarak değerlendirmek mümkün. Bu stratejinin mimarı Cumhurbaşkanı Erdoğan. Süreç seçimlerden hemen önce başladı, seçimden sonra ise hızlanarak devam ediyor. Erdoğan’ın seçimleri açık bir farkla kazanması da Batı başkentlerine, “Erdoğan 5 yıl daha işbaşında. İlişkilerinizi ona göre düzenleyin” mesajı oldu. Erdoğan da yeni döneme yeni bir sayfa açarak başladı. Yeni dönemin özelliği ilişkilerde bir restorasyon ve iyileştirme süreci olacak. Bunun dış politikada ve ekonomide olumlu yansımaları ise önümüzdeki günlerde hissedilecek.
1- Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan’la ilişkiler son 10 yılın en iyi seviyesine taşındı. Mısır’la ilişkiler yeniden kuruldu.
2- Seçimden sonra ise ABD ile ilişkilerde bir yumuşama sağlandı. Seçimden sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ilk arayan devlet başkanlarından biri Biden’dı.
3- Türkiye, NATO’nun genişlemesini destekledi. Finlandiya’nın NATO’ya üyeliği onaylandı. İsveç’e şartlı olarak kapı açıldı. Ev ödevini yerine getirdiği takdirde İsveç’e üyelik ekimde Meclis açıldıktan sonra onaylanacak.
4- ABD kamuoyu açısından önem arz eden İsrail ve Yunanistan ile ilişkiler iyileştirildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD’de İsrail Başbakanı Netanyahu ve Yunanistan Başbakanı Miçotakis ile olumlu geçen bir görüşme yaptı. Erdoğan 7 Aralık’ta Yunanistan’a gidiyor. İsrail Başbakanı Netanyahu ise Türkiye’yi ziyaret edecek. Türkiye ile İsrail’in Akdeniz’de ortak sondaj çalışması yapması gündeme geldi.
5- Türkiye ile ABD arasındaki ilişkiler savunma ve dış politika ekseninin dışına çıktı. Ekonomik boyutta yeni bir ivme yakalandı. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Goldman Sachs’ın ev sahipliğinde 120 finans temsilcisi ile bir araya geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD’de ilk 100 içinde yer alan 27 şirket temsilcisiyle yuvarlak masa toplantısı yaptı. ABD’li finans ve iş dünyasının Türkiye’ye yatırım iştahı dikkati çekti. İlgiyle takip edilen Elon Musk’la görüşmesinde Tesla’nın 7’nci fabrikasının Türkiye’de kurulması gündeme geldi. Değerlendirmeler Türkiye ile ABD ilişkilerinin ekonomide yeni bir boyut kazandığı yönünde.
‘STRATEJİK ORTAK’ TÜRKİYE’NİN İTİBARI
Kerem Alkin - Sabah
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın önce G20, ardından Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu kapsamında gerçekleştirdiği 'tarihe not düşen' konuşmaları, dünyanın önde gelen liderleriyle birbirinden kritik önemde temasları ve toplantıları, ikili görüşmeleri, dünya ekonomi-politiğine yönelik değerlendirmeleri, tespitleri, önerileri en merak edilen küresel liderlerin başında geldiğini bir kez daha teyit etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmalarında ve temaslarında vurguladığı önemli hususlardan birisi dünyamızın geleceği konusunda önceki yıllarda aynı küresel platformlarda yaptığı değerlendirmelere kıyasla daha iyimser tablo çizmenin mümkün olmadığına işaret etmesiydi. Tersine, karşı karşıya olduğumuz fotoğrafın küresel ölçekte daha karmaşık, daha tehlikeli sınamalarla karşı karşıya olduğumuzu gösterdiğini vurgulamakta Cumhurbaşkanı Erdoğan. Bölgesel ve küresel jeopolitik gerginlik ve sınamalar bir yana, söz konusu sınamaların sebep olduğu gıda arz güvenliği tehdidi, enerji tehdidi, küresel yoksulluk tehdidi ile de boğuşuyor dünyamız. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın altını kuvvetle çizdiği, küresel ölçekte bir insanlık felaketine dönüşmüş olan bilinçsiz tüketimden doğan çevre kirliliğine boğulmuş, doğal kaynakları tüketilmiş bir dünyayı, küresel iklim tehdidini de, çocuklarımıza asla miras bırakmamız gereken bir karanlık tabloyu da bertaraf etmek durumundayız. Tüm bu zorlu sınamalardan dünyanın sıyrılmasını sağlayacak en kalıcı çözüm ise, kıtalar arası 'stratejik ortaklık'lara dayalı işbirliği projelerini hızlandırmak.
TÜRKİYE-İSRÂİL ARASINDAKİ BUZLAR ERİYOR MU?
Süleyman Seyfi Öğün - Yeni Şafak
Sûriye-Irak hattında İsrâil’in tutunum noktası Erbil. Erbil aynı zamanda Türkiye ile de işbirliği yapıyor. Esad rejimine biz ne kadar muhalif isek İsrâil de en az o kadar karşı çıkıyor. İran ile işbirliği yapan Rusya da İsrâil’in canını hayli sıkıyor olmalı. PKK’nın yer yer İran ile yakın durması da İsrâil’in rahatsızlık kaynaklarından birisi. Sûriye’de ve Irak’ta Türkiye’nin İran ile gerilim yaşaması İsrâil’in dikkâtinden kaçmıyor olsa gerek. Bilhassa Biden ve Demokratlar iktidâra geldikten sonra İran’ın kayırıldığını düşünen İsrâil’in yıldızı ABD ile hanidir barışmıyor. İsrâil, nihâyetinde Âzerbaycan-Ermenistan geriliminde açıkça Âzerbaycan’ın yanında yer aldı. Türkiye-Âzerbaycan-İsrâil arasında şaşırtıcı bir hat oluştu. Buna daha sonra Pâkistan eklemlendi. (Hindistan da kendisinden bekleneceği üzere Ermenistan’ın yanında bitti). İşte Türkiye’yi ümitlendiren de bu oldu. Doğu Akdeniz’deki baskıyı, ihtimâl Sûriye’deki yalnızlığını İsrâil ve tabiî ki Abraham’ın diğer ortaklarını da bu işe dâhil ederek aşmak için bir fırsat doğdu. Erdoğan-Netanyahu görüşmesi, önümüzdeki günlerde Erdoğan’ın Herzog’un ziyâretine mukabil olarak İsrâil’e yapacağı ziyâret buna işâret ediyor. İsrâil, Dedeağaç’tan vazgeçmek niyetinde olduğunu, enerji akışına Türkiye’yi de dâhil etmek istediğini ortaya koyarak gösterdi… Bu haberlerin Yunanistan’ı paniklettiğini öngörebiliyorum. Türkiye-İsrâil ilişkilerinin düzelmesi ve iki tarafı da tatmin edecek bir düzeye kavuşması kolay mı? Asla… Hele hele Netanyahu hükümetinin aşırı sağcı kadroları Filistin halkına zulmederken, Müslümanların kutsal mekânları açık bir saldırı altında iken… Ama her şeyi ile izlemeye değer bir süreç bu…
‘DOĞRU SÖZLERİ YANLIŞ KİŞİ SÖYLÜYOR!’
Tunca Bengin - Milliyet
Özel duygusal kopuş falan diyor ama hala grup başkanlığından istifa etmedi kopmadı. Hala o duygusal kopuşu yaşamıyor, Kılıçdaroğlu’nun temsilcisi olarak Meclis’te duruyor... Eğer genel başkana rakip olarak çıkacaksanız istifa etmeniz gerekir. Gerçekçi, samimi ve güvenilir olduğunuzu öncelikle böyle gösterirsiniz. Yoksa kurultayda kaybedersem yine grup başkanlığına devam ederim diye bir beklenti olabilir mi? Kaldı ki Özel kendisi için değil daha çok birlikte hareket etiği İmamoğlu’nun genel başkanlığı için yürüyor. Kurultayda eğer delege dengesi Özel lehine değişecek gibi olduğu takdirde derhal imzalar toplanacak ve İmamoğlu aday olacak... Kısacası dememiz o ki; CHP’de bu saatten sonra kurultay toplansa da toplanmasa da lider değişse de değişmese de; hem parti tabanında hem de seçmen üzerinde çok ciddi bir güven bunalımı yaratacağı açık ve net. Yani; ister Kılıçdaroğlu veya bir başka bir isim delegelerden geçer oy alıp CHP’de iktidar olsalar bile; artık kendilerine güvenmeyen, kızgın, kırgın bir seçmeni kazanma hele de sandığa gitmeye ikna etme anlamında zorlanacakları ortada…