24 Kasım 2024 Pazar
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

26 Kasım Medyanın Halleri

26 Kasım Medyanın Halleri
A+ A-
Hazırlayan: Beyhan Korkman

‘ÜRETİM EKONOMİSİ KURGULAMAK GİBİ UZUN VADELİ BİR HESAP VAR’

HASAN BASRİ YALÇIN - SABAH

Sanırım Türkiye önemli bir eşikte duruyor. Ve bu konu sadece ekonomik bir konu olmanın çok ötesine geçti. Kimse kimseye klasik liberal teorinin ezberlenmiş formülleriyle akıl satmasa iyi olur. O ekonomik teorinin ne dediğini sanırım bu ülkede zaten bilmeyen kalmadı. Onları zaten herkes biliyor, ama bu artık siyasi bir mücadele halini aldı. Türkiye bir başkaldırış denemesi yapıyor. Faize teslim olmayan bir üretim ekonomisi kurgulamak gibi uzun vadeli bir hesap var. Aslına bakarsanız bu, paradigmanın dışına çıkma arayışıdır.

'ATLANTİK’İN SON KURŞUNU'

BERCAN TUTAR - SABAH

Ellerindeki finansal terör silahı, Atlantik'in son kurşunudur. Başka cephaneleri kalmadı.

Özellikle Türkiye'nin, ABD'nin sadık müttefikleri olan Suudi Arabistan ve BAE ile yeni bir döneme girdiği ve Türk Devletleri Teşkilatı hamlesini gerçekleştirdiği bir süreçte bu saldırıların artması dikkat çekici.

Fakat finansal terör saldırıları ne kadar şiddetlense de bir sonuç almaları artık çok zor. Çünkü Batılı kapitalist sistem eski gücünde değil. 2008 finans krizi bunu gösterdi. 2008'deki kriz, Çin ve Türkiye'nin yükselişi ile Rusya'nın geri dönüşüne neden oldu.

Sonuç olarak döviz ve finansal saldırılarla Türkiye'yi hizaya sokma dönemi çoktan kapandı. Türkiye eski Türkiye değil. Kaos senaryoları tutmayacak.

Milletimiz 15 Temmuz'da olduğu gibi yine tarih yazacak ve bu savaştan da zaferle çıkacaktır.

İKTİDAR MEDYASININ MEVZİYE GİREMEMESİ BOZGUNCULARA MALZEME VERİYOR

AKİF BEKİ - KARAR

Ekonomik kurtuluş savaşı veriyoruz ama iktidar medyası bir şey olmamış, her şey olağanmış gibi yapıyor. Beklenirdi ki, liramıza ettiklerinin hesabını dış güçlerden nasıl soracağımızı haykırsınlar. Bedelini ağır ödeteceğimizi bildirerek milleti rahatlatmaları gerekmez miydi?

Fakat nerede! Dün hiçbir iktidar gazetesinin manşetinde doların durumundan haber yoktu. Ne manşeti, birinci sayfalarına bile girmemişti. Liramızı dış güçlerin dolara ezdirdiğine inansalar, milleti de inandıracaklarına gözleri kesse böyle mi yaparlardı? Onu bırakın, muhalefeti iktisadi mandacılıkla suçlayan manşet bile çıkmadı.

‘PERİNÇEK’TEN BAŞKASININ AKLINA GELMİYOR’

MEMDUH BAYRAKTAROĞLU - KORKUSUZ

Bu kadar basit… Doğu Perinçek: “Dolar yasaklansın…”. İşte çözüm canlarım… Bu kadar basit… Ama… Perinçek’ten başka hiç kimsenin aklına gelmiyor…

Hazırlayanın notu: Şüphesiz Perinçek’ten başkasının aklına geliyor da işine gelmiyor. Yazarın bahsettiği “Dolar yasaklansın, Türkiye’de Türk Lirası, Türk Bayrağı” kampanyası Vatan Partisi’nin 20 yıl önceki ekonomik krize karşı başlattığı kampanyanın sloganıdır. Halk içinde çok büyük etkileri olmuş, büyük destek görmüştür. Bugün yaşadığımız sorunlar kampanyanın ne kadar doğru olduğunu kanıtlar nitelikte. Şimdi ise başka bir slogan var. Vatan Partisi “Dolar saltanatını yıkacağız, TL’yi koruyacağız” diyor. Savaşın en önünden, kararlı, iktidar bakışı ve sorumluluğu ile söylenen bu slogan üretim devriminin de habercisi.

SELVİ HÜKÜMETİ ÇİN MODELİ UYGULAMAKLA ELEŞTİRİYOR

ABDÜLKADİR SELVİ - HÜRRİYET

Belli ki ekonomiyle ilgili farklı bir tercih seti ile karşı karşıyayız. Yüksek döviz kuruna dayalı, yüksek büyüme ile istihdamı önceleyen bir politika bu. Kimileri esin kaynağının Çin’in ekonomik sıçraması olduğunu savunuyor. Ekonomist değilim. Ancak dikkatli bir gözlemciyim. Tansu Çiller ile Murat Karayalçın’ın birlikte açıkladıkları ekonomik önlemleri izleyen gazetecilerden biriydim. Çiller dönemi ekonomi krizini yaşadım. 2001 krizini iliklerime kadar hissettim. Yazarkasa atıldığında Ecevit Başbakanlık’tan çıkmış Meclis’e geliyordu. Meclis’in kapısında karşıladığımız andaki halini unutamıyorum. O günler geride kaldı. Ama demem o ki, bu tercihi de yapabilirsiniz ama bunu piyasa yapıcıları ile ve kamuoyu ile paylaşmanız gerekiyor. Ben bu tercihin doğru bir ekonomi yönetimi olduğunu düşünmüyorum. Ama yine de ekonominin bir de iletişimi vardır. Kamuoyunu, yaptığınızın doğru olduğuna inandırırsanız piyasalar yeni ekonomik tercihleri satın alırsa güçlü bir desteğe sahip olursunuz.

26 Kasım Medyanın Halleri - Resim: 1

ekonomi Atlantik Medyanın Halleri 26 kasım çin modeli üretim ekonomisi