21 Kasım 2024 Perşembe
İstanbul 11°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

26 Temmuz Medyanın Halleri

26 Temmuz Medyanın Halleri... Köşe yazarlarının gündemi ne? Gazetelerde neler var? Köşe yazılarında öne çıkanlar neler?

26 Temmuz Medyanın Halleri... Köşe yazarlarının gündemi ne? Gazetelerde neler var? Köşe yazılarında öne çıkanlar neler?
A+ A-
NADİR TEMELOĞLU

ABD’NİN ‘YÜCE TANRISI’ KİM?

BERCAN TUTAR - SABAH

'Gazze Kasabı' Binyamin Netanyahu'nun ziyaretiyle yeni bir siyasi kaosa sürüklenen ABD'de en sıcak tartışma aslında ülkenin 'Yüce Tanrısı'nın kim olduğuyla ilgili. Çünkü suikast kurşunundan kıl payı kurtulan başkan adayı Donald Trump, "Yüce Tanrı'nın lütfu beni korudu" derken Demokrat Parti'nin adayı Başkan Joe Biden ise "Ancak Yüce Tanrı beni adaylıktan çekilmeye zorlayabilir' diyerek istifa çağrılarına meydan okumuştu.

Ne var ki bu açıklamayı yaptıktan iki gün sonra 'Soykırımcı Joe' 21 Temmuz pazar günü sürpriz şekilde yarıştan çekildi. (…)

Emir demiri kesmiş ve Siyonistliği ile gurur duyan 81 yaşındaki Biden kendisinden 22 yaş küçük yardımcısı Kamala Harris'i işaret etmek zorunda kaldı. (…)

Elon Musk Trump'a, George Soros ise Harris'e ilk arka çıkan oligarklar oldu. İlahi dokunuş bu olsa gerek.
Bu desteklerden cesaret alan Harris, kurultayı beklemeden kendi adaylığını resmen ilan etti. Dün, 5 Kasım'daki seçimlerin bir savcı ile bir suçlu arasındaki tercih olacağını duyurdu.

Şimdi dünya ve Amerikan kamuoyu bütün bu siyasi mühendisliğin ve saray darbesinin arkasındaki asıl gücü merak ediyor. Bir dokunuşuyla her şeyi değiştiren 'Yüce Tanrı' kim? 'Kukla politikacıların' ipini kim tutuyor? Gerçek güç simsarı derin devlet mi? Küreselci oligarşi mi? Siyonist lobi mi? Yoksa hepsi mi?

NE İÇİN KAMALA HARRİS

SÜLEYMAN SEYFİ ÖĞÜN - YENİ ŞAFAK

Demokrat oligarşi ve ABD müesses nizâmı çok açık ki, Trump’ı istemiyor. Zihnindekilerinin ne kadarını yapabilir, kestirmek çok zor, ama Trump’ın muhtemel ikinci gelişinin çok daha bilenmiş bir geliş olacağının farkında. Vance daha şimdiden yerleşik kadroları gözlerinin yaşına bakmadan tasfiye edeceklerini ifâde etti. Demokrat oligarşi Trump’ın gelişini Biden ile engelleyemeyeceklerini anladı. Teamüllerin tersine erken bir münazara yaptırdılar ve Biden’ı elediler.

Bir kısmı Trump’a akan Hispanik ve siyâhî oyları geri çevirmek için Biden gibi beyaz değil renkli bir aday bulmaları elzemdi. Adayın kadın olması da, Trump’a oy veren kadın seçmenlerin aklını çelmek içindi.

Hâsılı, filânca veyâ feşmekânca bir erkek vâli değil, ya Michelle Obama veyâ Kamala Harris’ten birisi olacaktı. Oligarşinin, Michelle Obama gibi toplumsal tabanı olan, düzgün beslenen ve yaşayan, belki de yeri geldiğinde kendilerine hayır diyebilecek zekî ve şahsiyetli birisini, seçimi kazanmayı daha fazla garanti etse dahi tercihe şâyan bulmadıklarını düşünüyorum. Savcılıktan gelme, tabanda çok fazla karşılığı olmayan, şahsiyeti silik, alkole daha fazla bağımlı birisi olarak Kamala Harris’te karar ettiler.

Tabiî ki daha henüz kesin bir durum yok. Eğer Demokrat konvansiyonda bir sürpriz olur Michelle Obama aday olarak ilân edilirse bu, Demokratların yaptırdıkları kamuoyu yoklamalarında çok ciddî bir kaybetme riski olduğunu gördüklerini, bu sebeple çok gönüllü olmasalar Obama’yı ileri sürmek zorunda kaldıklarını gösterecektir.

Değilse şimdilik Kamala Harris’in önünde bir engel kalmadığı ortadadır.

VERGİ İLE ENFLASYONU İNDİRME

EGE CANSEN - SÖZCÜ

Enflasyonla mücadeleye yardımcı olması amacıyla hazırlanan Vergi Paketi (Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun) teklifi AKP Grup Başkanlığı tarafından TBMM’ye sunuldu. Muhtemelen fazla bir değişikliğe uğramadan bu teklif yasalaşacaktır. Tekrar etmek gerekirse enflasyonla mücadelenin esası “hem dolaşımdaki paranın miktarını kısmak hem de devir hızını yavaşlatmaktır.”

Enflasyonu indirmenin esas mekanizması bu olduğuna göre “Vergi Paketi” de bir yerde buna da hizmet etmelidir. Ancak bunun bir haddi vardır. Çünkü paranın sıkılması, milli gelir büyümesini sınırlar. Milli gelir azalınca, zengin-fakir herkesin reel geliri düşer. Bu gelir düşmesinden de daha çok dar ve sabit gelirliler (mesela emekliler) etkilenir. Siyasetçiler bunu da istemez, “halkı enflasyona ezdirmeyeceğiz” der.

Bu amaçla enflasyonla mücadeleyi ekonomiyi fazlaca yavaşlatmadan ve külfetini de mümkün mertebe yüksek gelirli kesime yükleyerek başarmak ister. Meclis’e sunulan “Vergi Paketi”nin diğer amacının da bu olması gerekir. Neticede enflasyonu tedricen düşürme ve büyümeyi eksiye götürmeme üzerinde karar kılınmıştır.

Dikkat! Yukarıda yazılanlar, ulusal parası “döviz olan” gelişmiş ülkeler için yeterli ve geçerlidir. Bizim için de geçerlidir ama yeterli değildir. Türkiye benzeri çift para birimli (bicurrency) ekonomilerde, “referans para” olan dövizin fiyatını “uzunca bir süre” istikrarlı kılmadan enflasyonu indirmek mümkün değildir. Hatta bugünlerde gördüğümüz gibi döviz dursa da fiyat artışları durmamaktadır.

ACISU

MELİH AŞIK - MİLLİYET

15 litrelik cam şişe Buzdağı su bundan tam bir yıl önce yüzde yüz zamlanmış 70 lira olmuştu.

Aynı damacana geçen hafta 130 lira oldu…

Bir yılda yüzde 90 zam...

Hiç kimse topraktan fışkıran suyun maliyetinde nasıl olup da yüzde 90 artış olduğunu sormuyor.

Homurdanınca serbest piyasa falan diyorlar.

Aslında fil yasası bu...

Hortumu daya vatandaşın cebine, sömür içinde ne kalmışsa...

KARADAĞLI YAZDIRDI BEŞİKÇİOĞLU SİLDİRDİ

ALİ EYÜBOĞLU - MİLLİYET

29 Ocak 2024 tarihinde yapılan protokol uyarınca Etimesgut Belediyesi’ne ait 100. Yıl Cumhuriyet Kültür Merkezi’ndeki 700 seyirci kapasiteli tiyatro salonu, Devlet Tiyatroları 100. Yıl Sahnesi olarak kullanılıyordu.
Protokolün altında dönemin Etimesgut Belediye Başkanı Enver Demirel ve Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Tamer Karadağlı’nın imzaları vardı.

31 Mart 2024’teki yerel seçimlerde Etimesgut Belediyesi’nin yeni başkanı CHP adayı Erdal Beşikçioğlu oldu.

Ankara Devlet Tiyatrosu’nda yedi sezon ‘Bir Delinin Hatıra Defteri’ni oynayan, Devlet Tiyatroları’ndan emekli olunca eserin haklarını satın alarak sahnelemeye devam eden Erdal Beşikçioğlu’nun yönettiği Etimesgut Belediyesi, 100. Yıl Cumhuriyet Kültür Merkezi’ndeki Devlet Tiyatroları yazılarını indirtti.

Devlet Tiyatroları yazısı ve logosu sadece binanın bir yerinde kaldı, boşalan yerlere belediye kendi kurumu olan Kent Tiyatrosu’nun ismi ve logosunu astı.

Etimesgut’taki kültür merkezine Devlet Tiyatroları’nı yazdıran kim?

Devlet Tiyatroları’nın başına özel sektörden gelen Tamer Karadağlı.

100. Yıl Cumhuriyet Kültür Merkezi’nin duvarlarından Devlet Tiyatrosu yazısı ve logosunu indiren ya da sildiren kim?

Devlet Tiyatroları’ndan emekli Erdal Beşikçioğlu.

Kader!

Devlet Tiyatroları’nın sembolik de olsa bir yerde adı kaldı. Çünkü iki kurum arasında mevcut protokol var olduğu sürece Etimesgut Belediyesi, 100. Yıl Cumhuriyet Kültür Merkezi’nin sahnesini Devlet Tiyatroları’na tahsis etmekle yükümlü. Etimesgut Belediyesi bunu Devlet Tiyatroları’na tahsis edilen günleri ikiye indirip, Kent Tiyatrosu’na vermek için yapmış olabilir. Ancak mevcut protokol değişmeden zor bu. Taraflar arasında diyalog olmadığı için belli ki yargıya gidecek bu konu.

OTEL AVM’LERİ ESNAFI BİTİRDİ

YÜKSEL AYTUĞ - SABAH

Fiyatları şişirdikçe şişiren turizm sektörü şimdilerde kazdığı çukurun içinde çırpınıp duruyor. Oteller, restoranlar, kulüpler, beach'ler sinek avlıyor. Bazı restoranlar "1500 lira yevmiye ile çalışacak, müşteri gibi davranacak dublörler aranıyor" ilanları bile verdiler.

Gelin görün ki kurunun yanında yaş da yanıyor. Turistik beldelerde bütün kış boşuna kira ödeyip sadece yaz aylarında iş yapan küçük esnaf da bu tenhalıktan nasibini alıyor ne yazık ki...

Aslında küçük esnaf, büyük otellerin her şey dahil sistemi yüzünden yıllardır müşteri bulamamaktan şikayetçi. Turist; bu sistem yüzünden otelinden dışarı adım atmıyor, tatil yaptığı beldeyi sadece otel-havaalanı transferi sırasında minibüsün camından görüyor.

Bunlara ilave olarak artık pek çok otelin kendi AVM'si var. Binbir çeşit ürün bu dükkanlarda satılıyor.

Eskiden otellerde satılanlar piyasanın iki katı olduğu için pek rağbet görmüyordu. Benim Alanya'da konakladığım son otelde ise fiyatlar piyasanın altındaydı. İtiraf edeyim, ucuz bulduğum için ihtiyacım olmamasına rağmen terlik ve şapka aldım. Sonra da dışarıdaki küçük esnafa karşı kendimi pek mahcup hissettim.

Biraz radikal bir öneri olacak ama büyük otellerin içindeki dükkanlar acilen kapatılsın. Yoksa turistik belde esnafının yaşama şansı kalmayacak.

Medyanın Halleri