08 Eylül 2024 Pazar
İstanbul 22°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

27 Temmuz Medyanın Halleri

27 Temmuz Medyanın Halleri... Köşe yazarlarının gündemi ne? Gazetelerde neler var? Köşe yazılarında öne çıkanlar neler?

27 Temmuz Medyanın Halleri... Köşe yazarlarının gündemi ne? Gazetelerde neler var? Köşe yazılarında öne çıkanlar neler?

SAHADA YENİ BİR DURUM VAR: ABD FÜZESİ, RUS RADARI, TÜRK SİHA’SI

YAHYA BOSTAN - YENİ ŞAFAK

ABD, Suriye’nin kuzeyine hava savunma sistemi yerleştirdi. Bu gelişme Türk kamuoyunda “teröristlere hava kalkanı” şeklinde yorumlandı. Yanlış değil. Ama tabloyu tam olarak da anlatmıyor. O füzelerin hedefinin İran olduğu değerlendiriliyor. Amaç hem İsrail’i hem de ABD üslerini olası İran saldırılarından korumak. O halde ABD, İsrail’in Lübnan’a saldırmasını, çatışmanın yayılmasını bekliyor. Hazırlık yapıyor. Bunu da not edelim.

Suriye’de Türk-Rus ortak devriyelerinin yeniden başlayacağı iddia ediliyor. Güvenilir kaynaklar “Başlayabilir” diyor. Daha önce Ruslar, M4 karayolunda ortak devriyeye “saldırı ihtimali” nedeniyle karşı çıkıyordu.
Şimdi onlar istekli davranıyor. Suriye sahasında Türk-Rus ilişkileriyle ilgili “Rusya artık bize çok sıcak davranıyor” notu düşülüyor. Ruslar, Suriye’de kontrol ettikleri hava sahasına Türk SİHA’larının girmesine -artık- ses çıkarmıyor. Kelime oyunu yaparsak, “radarları çalıştırmıyor” da diyebiliriz. Bu da yeni bir durum. Suriye çetrefilli, hareketli ve dengeler değişiyor.

BAHÇIVAN ÖLDÜ

SONER YALÇIN - SÖZCÜ

Yunanistan efsanevi maliye bakanı Yanis Varoufakis, İngiltere seçimleriyle ilgili geçen gün yazdı:

-“Demos/halk, egemen muktedir anlamındaki Krates'ten kovuldu!

Demokrasilerde halkın egemenliği yoktu artık. Hâlâ büyük kitleler kandırılmaya çalışılıyordu. “Halkın yönetimi” gibi kavramlara pek kimse inanmıyordu...

Sivil özgürlükler, insan hakları, gelir dağılımının adaletli paylaşımı filan çoktan unutulmuştu…

Platon’un “ideal devlet” için belirlediği “halkın halk için halk tarafından yönetimi” sözü hatırlanmıyordu bile.

Yani:

Dünün ideal yönetimi demokrasi bugün sakıncalı rejime dönüştü...

Donald Trump’a karşı kaybedeceğini anlayan Joe Biden her ne kadar “demokrasimiz için çekildim” dese de, Amerikan siyasetinde yurttaş egemenliğinin uygulanabilirliği çok zaman önce sona erdi. Kararları halkın iradesi filan almıyor. Küresel tiranlar/zorbalar kazandı… Demokrasi yerini, parası ya da gücü olanın yönetimde olduğu “timokrasiye”/oligarşiye bıraktı.

“Eşitlik” isteyenlerin aşağılandığı bir ortaçağ sürecinden geçiyoruz…

Uzatmayayım:

Uzun geçmişi olan liberal demokrasi/“bahçıvan” öldü!

“Güller”/halk, yeni “Bahçıvan” arıyor…

ABD İLE KARŞILIKLI KAS YARIŞI…

ÖZAY ŞENDİR - MİLLİYET

Netanyahu’yu her 50 saniyede bir, tam 72 kere ayakta alkışlayan ABD’li siyasetçiler, ciddi bir efor sarf edip, kas yapılarını güçlendirmiş oldular.

Güçlenen sadece kol ya da karın kasları olmadı.

Netanyahu, ABD’nin en marka üniversitelerine ve sokakta kendisini protesto eden ABD’lilere ağır hakaretler ederken, aralıksız sırıtarak yüzlerindeki gülme kaslarını güçlendirdiler.

ABD olarak verdikleri katkıyı hiç umursamadan Netanyahu ile selfie çekimi için sıraya girerken vicdansızlıklarının nişanesi kalp kaslarını da güçlendirdiler.

Buna karşın bizde de güçlenen kaslar oldu elbette.

Tek kutuplu ve ABD hegemonyası altındaki bir dünyada adaletin olamayacağını anlarken beyin kaslarımız güçlendi.

Bu utanmazlığa karşı içimizde birikenleri tutmaya çalışır, bir soykırımcının gördüğü teveccühe karşı dişlerimizi sıkarken çene kaslarımız kuvvetlendi.

ABD’li siyasetçilerin gelişen kaslarının bizden fazla olmasının çok bir önemi yok.

Biz, tek kutuplu ve ABD hegemonyası altındaki bir dünyanın sonuna geldiğimizi, o ekonomik gücüne rağmen ABD’nin niye batacağını da biliyoruz, o batışın çok yakında olduğunu da...

Medyanın Halleri