23 Aralık 2024 Pazartesi
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

28 Ekim Medyanın Halleri

İşte günün öne çıkan köşe yazıları...

28 Ekim Medyanın Halleri

CUMHURİYET EKONOMİSİ’NİN 100 YILI

Kerem Alkin- Sabah

Türkiye Cumhuriyeti'nin ekonomik bağımsızlığının, Cumhuriyetimizin 100 yıllık şanlı hikayesinde, 'Anadolu'nun Ekonomik Şahlanışı'nın ve 'KOBİ Devrimi'nin ne kadar paha biçilmez bir başarı olduğunu da defalarca idrak etmemiz gerekmekte. 100 yıllık Cumhuriyet tarihine altın harflerle kazınmış olan sanayileşme hamlesinin, son 20 yılda, 81 ilimizin tümünden tarihi bir ihracat hamlesine dönüşmüş olmasının, Türk sanayinin yüz milyarlarca dolarlık ihracat hacmine imza atmasının, Türk sanayinin yüksek katma değerli ürünlerinin dünyanın her noktasında aranıyor olmasının özü de budur.

'Anadolu'nun Ekonomik Şahlanışı' ve 'KOBİ Devrimi' Türkiye'nin pek çok kentini aynı zamanda bir üretim, istihdam, inovasyon ve ihracat merkezine de dönüştürmüştür. Üniversite-sanayi işbirliği adına, teknokent, teknopark ve kuluçka merkezlerinde Ülkemizin 'yerli-milli' teknoloji hamlesi adına başarılanlar, Cumhuriyetimizin 2. Yüzyılı'nda. 'Türkiye Yüzyılı'nda yüksek katma değerli bir ekonominin tahkimi adına stratejik önemdedir. Söz konusu başarılar, aynı zamanda küresel düzenin, küresel ekonomi-politik sistemin sancılı yeniden yapılanma sürecinde, Türkiye'nin imkân ve kabiliyetlerinin güçlendirilmesi adına bir gereklilik olan 'stratejik özerklik' becerisinin perçinlenmesi arına da önemlidir. Türkiye'nin yerli ve milli imkanlarla savunma, enerji, gıda, lojistik, ulaştırma, dijital kaynaklarını derinleştirmesi, uzayın derinliklerinden denizlerin, okyanusların derinliklerine hakimiyet alanını genişletmesi, 100 yıllık Cumhuriyet Ekonomisi'nin başarısının da adeta bir nişanesidir.

CIA BAŞKANI’NDAN NETANYAHU’YA EVANJELİK GARANTİ

Yahya Bostan- Yeni Şafak 

ABD’nin Rus politikasının temel çerçevesi rasyonel bir gözlükle bakıldığında anlaşılabilir. ABD, Soğuk Savaş sonrasında Rusya’nın güçlenmesini, kontrol dışı davranmasını istemiyor. Ukrayna savaşını fırsat bildi. Moskova’nın enerjisini tüketiyor. NATO’nun etki alanını genişletiyor. AB’nin boynuna geçirdiği tasmayı geriyor. Rusya ile ilgili temel hedefi Çin’le mücadelesinde Moskova’nın ayak bağı olmaması.

ABD’nin Çin politikası da -kendi zaviyesinden- rasyonel gerekçelere dayanıyor. Çin, nüfusu, ekonomisi ve ordusuyla ABD için en büyük tehdit. Bu yüzden Washington 2021’de ulusal güvenlik stratejisini değiştirdi ve Çin’i “En önemli jeopolitik meydan okuma” olarak niteledi. Bu yüzden ABD’nin Çin’i çevreleme çabası, Pasifik’te dolaştırdığı savaş gemileri, kurduğu ittifaklar, alternatif ticaret yolu arayışları (IMEC), derinleşen ekonomik savaş vs.. Hepsi anlaşılır.

ABD’nin anlaşılamayan, rasyonel gerekçelerle izah edilemeyen, ulusal çıkarlarına aykırı olsa da ısrarla sürdürdüğü iki politikası var. Birincisi İsrail. İsrail yandaşı dış politika ABD’ye maliyet üretiyor. Bölgede Amerikan nefretini körüklüyor. Ukrayna’da savunduğu tezleri çürütüyor. Hareket alanını daraltıyor. ABD’nin bu ödünsüz İsrail yandaşlığını açıklamak için yine bazı rasyonel gerekçeler aranıyor. İsrail lobisine işaret ediliyor. Oysa  rasyonelim diyen hiçbir devlet bu kadar kriz ve güvenlik sorunu üreten bir lobiye teslim olmaz. Oluyorsa ayakları yere basmayan bazı sebepler var demektir.

VAR OL, ÇOK YAŞA CUMHURİYET!

Yıldıray Çiçek- Türkgün

100 yıl içine bu manada neler sığdırdılar neler…

Mustafa Kemal Atatürk’ün düşüncelerinin ve miraslarının değerini anlayanlar zaten Türkiye Cumhuriyeti’nin koruyucu gücüdür. Bir de Mustafa Kemal Atatürk’ü herkes çok iyi anlayıp kavrarsa zaten Türkiye Cumhuriyeti gücüne güç katacaktır.

100 yılını gördük, binlerce yılını nesillerimizin görmesi en büyük temennimizdir. Türkiye Cumhuriyeti’ni nesillerden nesile yaşatma yeminimiz var. Her Türk genci İstiklal Marşındaki “Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!” şuurunda davranarak bu yemini yaşatacaktır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Atatürk’ün düşmanları ne yaparsanız yapın; yeminli milyonlar size fırsat vermeyecektir.

BM’NİN LİSTESİNDEKİ HAMAS

Zafer Şahin- Milliyet 

İsrail, ABD, Fransa, İngiltere, Almanya için HAMAS bir terör örgütü.

Meral Akşener ve sosyal medyanın muhalif görünümlü ırkçıları da aynı kanaatte.

Fakat ortada küçük bir sorun var. Hem Avrupa Birliği (AB) hem de Birleşmiş Milletler (BM) HAMAS’ı bir terör örgütü olarak görmüyor!

AB Genel Mahkemesi, Ekim 2014’te HAMAS’ın AB’nin terör örgütü listesinden çıkarılmasını istedi.

Mahkemeye göre HAMAS’a 2001’den beri uygulanan yaptırımlar bağımsız bir soruşturmaya ve hukuki bir karara dayanmıyordu. O dönemde büyük tartışmalar yaratan bu karar 2017 yılında Avrupa Adalet Divanı tarafından bozuldu. Ancak AB’nin HAMAS’ı hukuk dışı bir yaklaşımla terör örgütü listesine dahil ettiği kayıtlara geçmiş oldu. BM ise HAMAS’ı hiçbir zaman terör örgütü listesine almadı.

Gelelim bugüne… Çarşamba günü Rusya ve Çin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine HAMAS’ı kınamak için ABD tarafından verilen tasarıyı veto etti! Bu vetonun aynı günün sabahında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı “Batı HAMAS’ı bir terör örgütü olarak görüyor. HAMAS bir terör örgütü değil, topraklarını korumaya çalışan bir kurtuluş ve mücahitler grubudur” konuşmasından sonra gelmesi anlamlı.

Son Dakika Haberleri köşe yazıları köşe yazıları öne çıkanlar