Seçimden sonra manzara
28 Mayıs seçimlerinde ABD, Erdoğan'ı yıkma hedefine ulaşamadı. Fakat ekonomi ve güvenlik başta olmak üzere Türkiye'yi güç bir dönem bekliyor. Önümüzde, zorlukları göğüsleme, başı dik ve üreten Türkiye'yi kurma görevi var. Ufka bakmak ve buna göre adımlar atmak zorundayız.
1. BATI TELAŞ İÇİNDE
Atlantik basını seçim süreci boyunca Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kaybedeceği propagandasını yaparken Kılıçdaroğlu'nu parlattı. Türk seçmeninin tercihi, Batı'yı mutsuz etti. Foreign Affairs, New York Times, The Guardian gibi Atlantik'in yayın organları endişeyle Türkiye’nin Batı’dan uzaklaşacağına, Rusya ile yakınlaşacağına dair makaleler yayınladı. Erdoğan'ın otoriterleşeceğini iddia etti.
2. AK PARTİ DE KAYBETTİ, TAYYİP ERDOĞAN ZAR ZOR KAZANDI
14 Mayıs seçimlerinde bölücü programıyla bilinen HÜDA PAR'ı yanına alan AK Parti güneydoğu bölgesinde güç kaybetti. Türkiye genelinde oyları yüzde 7 düştü, 29 milletvekili kaybetti. Sinan Oğan'ı yanına almasına rağmen ikinci turda da zorlanan AK Parti, hedeflediği oya ulaşamadı. Şimdi yeni aşamada ABD siyasetlerine boyun mu eğecek yoksa saldırılara cepheden karşı mı koyacak? Önemli soru budur!
3. CHP İÇERİDEN KURTARILAMAZ
ABD planlarında rol oynayan, FETÖ ve PKK'yı yanına alan CHP kaybetti. DEVA, Gelecek, Saadet, Demokrat Parti gibi ortaklarına 36 vekillik vermesi sonucu Meclis'teki sandalye sayısında da düşüş yaşadı. Bazı CHP'liler partinin işgal altında olduğunu ileri sürüyor. Fakat CHP'nin yönetim kademesinde milli, Atatürkçü bir birikim kalmadı. CHP'yi içeriden kurtarma girişimleri defalarca başarısız oldu. Bunun havaya yumruk atmaktan farkı yoktur.
4. ALTILI MASA'DA BUNALIM
Seçim sonuçlarının ilk dakikasında Millet İttifakı'ndaki bunalım gün yüzüne çıktı. Kemal Kılıçdaroğlu açıklamayı yalnız yaptı. Ardından Meral Akşener, sonra da Ali Babacan tek tek basının karşısına geçti. Ahmet Davutoğlu, Temel Karamollaoğlu, Gültekin Uysal konuşmadı. CHP'de buluşan altı lider yazılı veya sözlü açıklama yapmadı, fotoğraf vermedi. İYİ Parti ve CHP'de istifa sesleri yükselmeye başladı. Ekrem İmamoğlu “değişim” diyerek kendini işaret etti.
5. OSMANLI'NIN SON MECLİSİ KURULDU
Osmanlı'nın son Mebusan Meclisi'nde kaotik bir ortam vardı. Çok çeşitli gruplar Meclis'te bulunuyordu. 14 Mayıs sonrası oluşan Meclis tablosu da bunu hatırlattı. PKK/HDP, HÜDA PAR gibi bölücü partiler Meclis’e girdi. Terör bağlantısı nedeniyle kamudan atılan KHK'lılar ve FETÖ destekçileri, kumpas ve açılım döneminde öne çıkanlar hem CHP hem de HDP eliyle Meclis'e sokuldu. Çeşitli tarikatların unsurları da her iki ittifakın listelerinde yer aldı.
6. EKONOMİDE KARARAN BULUTLAR
Sandığa, artan maliyetler, yüksek enflasyon, işsizlik ve bunların yanında deprem felaketinin yarattığı sıkıntılarla gittik. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın balkon konuşmasında ilk vurgularından biri, “Yatırım ve istihdam odaklı bir üretim ekonomisi” mesajı oldu. Fakat AK Parti'nin dış finansman temelli modelden kopacak kararlı çözümler üretememesi, dış politikada uyguladığı denge siyaseti, ekonomideki güçlükleri artıracak.
7. ÇÖZÜMSÜZLÜK DEVAM EDİYOR
Türkiye'nin önünde yaklaşan fırtınalar var. AK Parti'nin gemiyi limana sağsalim ulaştırma konusunda tutarlı, köklü ve kapsamlı bir programı yok. Türk milletinin geniş kesimlerini birleştirme yetenekleri yetersiz. Zorlukları paylaştıracak adımlar atma konusunda da başarısız. Cumhur İttifakı’nın kadrolarında irade zayıflığı var. Ekonomi, dış politika, güvenlik, kültür alanlarındaki bütün sorunlar, bugün Batı sistemine karşı tutarlı olmayı gerektiriyor.
8. TEK ÇARE GÜÇLÜ DEVLET ÜRETEN MİLLET
Türkiye'nin önündeki zorlukları aşmak için Vatan Partisi'nin ‘Güçlü Devlet Üreten Millet’ programına ihtiyacı var. Halk, her seçimde olduğu gibi bu seçimde de kolay yolu denedi, sistem içi çözüm aradı. Fakat bu tutum sadece zorlukları büyütüyor. Bugün kolay çözüm yok. Üretim Devrimi ve Vatan Bütünlüğü zor ama zorunda olandır. Günün görevi kafamızı bize dayatılan çıkmazlardan kurtarmak ve tarihin önümüze koyduğu göreve kilitlenmektir.