23 Aralık 2024 Pazartesi
İstanbul 14°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

28 Şubat neyi hedef almıştı?

TSK'yı itibarsızlaştırmak için başlatılan 28 Şubat davasında savcı mütalaasını açıkladı. 60 sanık için ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi

28 Şubat neyi hedef almıştı?
A+ A-

Savcı, 28 Şubat dönemine ilişkin 103 sanıklı davada esas hakkındaki görüşünü açıkladı.

FETÖ'cülerin başlattığı davada eski savcıların görevden alınmasının ardından göreve gelen savcı, cezaların en üst seviyeden verilmesini istedi.

Dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı ile dönemin Genelkurmay 2. Başkanı emekli Orgeneral Çevik Bir'in de arasında bulunduğu 60 kişinin ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması talep edildi.

Doğu Perinçek, 28 Şubat davasını gündeme geldiği ilk günlerde Ergenekon kumpası dolayısıyla tutuklu bulunduğu 28.2.2012 tarihinde Silivri cezaevinden yazmıştı.

İşte Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in 28.2.2012 tarihli "28 Şubat ve Susurluk" başlıklı yazısı:

"-Erbakan-Çiller ortaklığı

-Çiller deyince, akla ilk gelen nedir?

-Çiller Özel Örgütü, Susurluk!

ÇELİK HAREKÂTI’YLA BAŞLADI

Dün bu köşede, 28 Şubat’ın dış cephede, 1995 Martındaki Çelik Harekâtı’yla başladığını saptamıştık.

Türk Silahlı Kuvvetleri, ABD’ye rağmen ABD’nin egemenlik alanındaki Kuzey Irak topraklarına girince, 28 Şubat Harekâtı da başlamış oldu. Çelik Harekâtı, ABD’nin Irak işgaline karşı, TSK’dan gelen ilk eylemli direniştir. Devamı yaşanmaktadır.

28 ŞUBAT SUSURLUK İKTİDARINI HEDEF ALDI

28 Şubat’ın iç cephedeki mücadelesi ise, yalnız “Batı destekli irtica”ya karşı değildir; aynı zamanda Susurluk’ta ortaya saçılan Çiller Özel Örgütü’ne, başka deyişle Gladyo’ya karşı mücadeledir.

Bugün 28 Şubat olayı, BOP Eşbaşkanlığı’nın siparişine göre yeniden yazılıyor. Öyle şeyler okuyoruz ki, şaşırmamak elde değil. Umur Talu, 28 Şubat için “Susurluk’u gideceği yoldan alıkoyma operasyonu idi.” diyor (Haber Türk, 27 Şubat 2012). Kanıtlarını yazarsa bilgileniriz.

Susurluk olayı yaşandı; bir rivayet değil. 28 Şubat’ın hedef aldığı iktidar, aynı zamanda Susurluk’ta ortaya çıkan karanlık ilişkiler ağının da merkezindeydi. Susurluk’un üzerine Susurluk olayından önce yürüyen İşçi Partisi’dir. Bu yürüyüş, kontrgerillayı açığa çıkarma kampanyalarıyla ta 1973’ten başlar. Türkiye NATO merkezli Gladyo örgütlenmesini, o kampanyalardan öğrenmiştir. Çiller Özel Örgütü’nün üzerine yürüyen de İşçi Partisi olmuştur. Cumhurbaşkanı ve TBMM’ye verdiğimiz dosyalarla Meclis Komisyonu kurulmuştur. O zaman ortaya koyduğumuz her şey, her gün yeniden doğrulanmaktadır.

SUSURLUK’UN DOSTLARI VE KARŞITLARI

28 Şubat kararını MGK’ye getiren komuta kademesi, o süreçte Susurluk’un üzerini kapatan değil, Susurluk ilişkilerinin ortaya çıkmasından yana açık bir tavır almıştır. Yine Cumhurbaşkanı Demirel‘in çabası da aynı yönde olmuştur.

Susurluk ilişkiler ağının üzerini kapatma gayretinde olanlar da, gazete arşivlerinde ve resmi kayıtlarda belgelidir: En başta Erbakan-Çiller hükümeti! Erbakan’ın Susurluk gerçeğine “Gulu gulu dansı” benzetmesiyle yaklaşımı unutulmamış olmalı.

Erbakan hükümeti olmasa, ABD Bosna operasyonunu yapamazdı. İşin bu yönü pek hatırlanmaz.

SUSURLUK’TAKİ F ÖRGÜTÜ

TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu’nun bilgisine ilk başvurduğu Parti Başkanı olarak, o araştırmayı sonuna kadar izledim. Komisyonun hazırladığı rapor, 1996 Aralık ayında yapılan Çankaya zirvesi, Kutlu Savaş Raporu ve daha sonraki gelişmelerin ortaya koyduğu gerçek şudur: 1990’dan sonra Gladyo’nun operasyon merkezi, Emniyet içine yuvalanan “İslamcı Cunta”dır. Bu cunta içindeki etkin örgüt, Çiller zamanında F cemaatidir. Turgut Özal çevresindeki tarikat-cemaat mensubu polis şefleri, CIA-MOSSAD ilişkili MİT’çiler Çiller Başbakan olunca onun etrafında örgütlendiler. Bu örgüt, yeraltındaki SüperNATO “devletinin” uyuşturucu işini de özelleştirdi. Türkiye tarihindeki en hacimli özelleştirme odur. Ve o zamanki faili meçhulleri örgütleyen de, aynı Gladyo’dur.

MAFYA-CEMAAT ORTAKLIĞI

Eymür’ün geçenlerde, Çiller ve Ağar’ın İsrail’de Başbakan ve İçişleri Bakanı sıfatıyla MOSSAD yöneticileriyle yaptığı gizli toplantıyı ele vermesi, Susurluk’un kayıp silahlar dâhil hangi derin ilişkilere uzandığını ortaya koyar. O Gladyo başından beri, mafyalaşan NATO siyasetçisi ile Haçlı irtica ortaklığına dayanır. TSK, 1990 sonrasında bu ağın içinde olmadığı için, ABD’nin hedefi olmuştur. 12 Eylül’de Orduya dalkavukluk edenlerin, 1990’lardan sonra Ordu düşmanı olmaları ABD Kıblesiyle açıklanabilir.

ÇİLLER’DEN ERDOĞAN’A BÜYÜK MİRAS

Ve Çiller Özel Örgütü, bugün Tayyip Erdoğan’ın Özel Örgütü’dür. F personeli, bu örgütün kadrosunu oluşturur.

MİT’in Susurluk Raporu’nda en uzun bölüm Fethullah Gülen başlığı altındadır.

Nusret Senem’in Fethullah ve Susurluk kitabı, Susurluk’taki Fethullah’ı sağlam belgelerle ve bütün yönleriyle anlatıyor, incelenmelidir.

Çiller ve Tayyip Özel Örgütlerinin 28 Şubat düşmanlığı boşuna değildir. Çünkü 28 Şubat, iç cephede Mafya-Tarikat rejimine karşıydı."

Son Dakika Haberleri