20 Kasım 2024 Çarşamba
İstanbul 10°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

29 Eylül Medyanın Halleri

29 Eylül Medyanın Halleri
A+ A-

‘HDP’NİN TEK İLKESİ VAR: AYRILIKÇILIK’

HASAN BASRİ YALÇIN - SABAH

Bir sürü süslü ifadenin arasından çekip çıkartırsanız HDP'nin yine her zamanki gibi özünde çok net olduğunu görürsünüz.

Öyle meşruiyet falan umurunda değil. Açıklamayı yapanlardan Pervin Buldan "Herhangi bir ittifak içinde yer alma arayışımızın olmadığını açıklıkla vurguluyoruz" dedi. Millet İttifakı bileşenlerine "rahat olun" diyor. "Desteğimiz dışarıdan devam edecek. İttifakın resmi bir parçası olarak meşrulaşmak gibi bir gayretimiz yok. Ama asıl istediklerimizi almak kaydıyla..."

Ne midir onlar? Ben sizin için özetledim. Dört tane: "PKK'ya yönelik yurtdışı ve yurtiçi operasyonlar dursun, Suriye'de PYD rahat bırakılsın (buna da 'barışçı dış politika' kılıfını uydurmuşlar), kayyumlar kaldırılsın." HDP elinin öylesine güçlü olduğunu düşünüyor ki, artık taleplerini davul çalarak gündeme getirebiliyor. Çünkü hem CHP'nin hem de İYI Parti'nin bunları yalayıp yutacağını biliyor. Kendi siyaseti için tarihi bir fırsat görüyor. Meşruiyet gibi bir derdi de yok. Kayyumlar ve PKK'yı kurtarmanın peşinde. HDP'nin bir tek ilkesi var. O da siyasi ayrılıkçılık.

‘ZENGİNDEN ALIN, FAKİRE VERİN’

HASAN ÖZTÜRK - YENİŞAFAK

Nasıl, 1999 yılında yaşadığımız deprem sonrası ekonomik kayıplarımızı azaltmak için, “Özel İletişim Vergisi” adı altında bir vergi konmuşsa… Ona benzer ve kesinlikle ücretlilerin dışarıda tutulacağı örneğin ihracatçılara, sermaye gruplarına, büyük sanayicilere ve bu dönemde servetine servet katanlara belli bir dönem için “ek vergi” getirilmesini öneriyorum. Bu verginin tamamının alt gelir grubuna aktarılmasını öneriyorum. Zor mu? İmkansız mı?

Ya da “Kazandığım parayı neden bir başkasıyla paylaşayım” diyen zenginlerimize, yazının başında bahsettiğim zeytin üreticisi iş insanının “Hep ben kazanayım diye bakmazsak… Birlikte kazanalım dersek. Birlikte kazanırsak, hep birlikte iyi oluruz. İşlerimiz iyi olur” cümlelerini hatırlatıyorum. Gelir adaletsizliği yüzünden sıkıntı çekenlerimizin elinden tutmazsak, yarın bir gün toplumsal barışı bozulmuş bir Türkiye’de hiç kimse rahat edemez.

Birlikte kazanırsak birlikte iyi oluruz, birlikte büyür, birlikte mutlu oluruz!

‘ADAM İÇERİDE DE VAR. İNCİRLİK’E GİT’

NEDRET ERSANEL - YENİŞAFAK

Anlayın ABD’nin üzüntüsünü; Uçakların üzerine yatıyor ‘koskoca süper güç’ kısaldı.. Çocuk aklıyla misilleme yapıyor. Ama haklılar.. Türkiye kaybetmek kolay mı?.. Bizim suçumuz? Var tabii. Hep dışarıya gittik. Adam içeride de var. Bir İncirlik’e git.. Hal hatır sor. Gönül al. ‘Arkadaş var mı bir ihtiyacın’ de. Var çünkü. İhtiyaçları var. Misafir. Bugün var yarın yok. Bak, ‘Irak’tan Suriye’den de gidiyorum’ dedi. Yani komşuluğu da yapamadık! Amerika’nın istediğini, istediği zaman yapan Türkiye artık yok. ABD, ‘daha adil bir dünya’ için savaşmıyor muydu? Demokrasinin, insan haklarının, adaletin beşiği ülke değil miydi? Değilini Türkiye gösterdi yine. Biliyorlar, susuyorlardı. Söyleyemiyorlardı. Korkuyorlardı. Türkiye, ‘haklılığın cesaretini’ hatırlattı. Bu yüzden ABD haklıdır. ‘Dost’a yapılmaz bunlar. Biz de dostumuza yapmadık zaten. Ha, birden yapılmış gibi oldu.. Kangren kolu kesip atacaksınız başka çare yok. ‘Bak kardeşim, ‘senin Türkiye var ya.. Hah.. Yok artık’.. Küt diye! “Yüzüne söyleriz”. Alıştıra alıştıra bir yere kadar. Türkiye oradadır. İçlerine kapandılar. ‘ABD döndü’ dedikleri o. İçlerine dönüyorlar. Türkiye’yi kaybetmek kolay mı? Zor. Zoru başardık…

‘BİDEN HDP’Yİ SAHAYA SÜRDÜ’

YAŞAR HACISALİHOĞLU - AKŞAM

ABD Başkanı Biden, daha başkan adayıyken hedefe koyduğu Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı devirme çabasında alttan alta her fırsatı değerlendireceği anlaşılıyor. Bu bağlamda Biden, Türkiye'nin 2023 seçimine yatırım yapmaya devam ediyor. PKK/PYD-YPG terör örgütünün siyasi ayağı HDP'yi sahaya sürerek, terör örgütünün en zayıfladığı dönemde siyaseten sonuç almaya çalışıyor.

‘MUHALEFET İSTANBUL DEĞİL ANKARA MODELİNİ UYGULUYOR’

ZAFER ŞAHİN - MİLLİYET

Gelelim muhalefetin taktik değişikliğine... CHP’nin Türkiye’de şartlar ne olursa olsun yüzde 25’i geçemeyeceği artık kabul edilmiş durumda. AK Parti’den ayrılan Babacan ve Davutoğlu bekleneni veremedi. Muhalefet bloku ne yaparsa yapsın HDP’siz yüzde 50’ye yaklaşamıyor. HDP’yi resmi olarak ittifaka dâhil etmeye ise cesaret edemiyor. O zaman geriye tek bir çare kalıyor. Ana muhalefet partisini değiştirmek. Muhalefette büyüme potansiyeli vadeden sadece İyi Parti var. İşte tam da bu sebeple Akşener ‘geleceğin başbakanı’ ilan edilerek Cumhur İttifakı’ndaki milliyetçi/muhafazakâr seçmene selam çakılıyor. Kılıçdaroğlu’nun ‘Cumhurbaşkanı adaylığı’ ile de Akşener’e oy vermeyecek HDP seçmenine sıcak mesajlar gönderiliyor. Muhalefet aslında bu taktiği yerel seçimde Ankara’da denedi ve başarılı oldu. HDP’yi sözde dışarda tutacaklar ama ittifakı ittifak yapan asıl dinamik onlar olacak. Yani İstanbul değil Ankara modeliyle seçimi almaya çalışacaklar. Merkez sağ seçmeni ürkütmeden, HDP’yi küstürmeden sonuç almaya çalışacaklar. İttifakı oluşturan tüm partilerin ortak motivasyonu ve tek dertleri Recep Tayyip Erdoğan’sız bir Türkiye. Bunun için vermeyecekleri taviz, yapmayacakları taktik değişikliği yok. İlginçtir... ABD ve AB’nin de tek derdi ve tek isteği Erdoğan’sız bir Türkiye! Acaba neden? Bizi çok sevdikleri için mi? Yoksa bir şey deneyecekler de Erdoğan onlara engel mi oluyor?

MUHALEFETİN BU ZORLU DÖNEMDE VAADİ: 3 YILDA 4 SEÇİM

KÜBRA PAR - HABER TÜRK

Muhalefetin halka en büyük vaadi seçimi kazanırlarsa bütün kötülüklerin anası olarak gördükleri Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni değiştirip parlamenter sisteme geçmek. Her şey istedikleri gibi giderse takvim aşağı yukarı şöyle işleyecek: 2023’te Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanarak ortak bir kabine kuracaklar. Gerekli yasal hazırlıkları yapıp 2025’te referanduma gidecekler. Onu da kazanırlarsa 2026’da yeni Başbakan’ı ve yeni hükümeti belirlemek için bir genel seçim yapacaklar. Sonra Meclis’te (veya modele göre sandıkta) yeni bir Cumhurbaşkanı seçimi daha yapacaklar. Anlaşılsın diye tekrar sayayım: Cumhurbaşkanlığı bir... Referandum iki... Yeni sistemle tekrar genel seçim üç... Üstüne bir de sembolik Cumhurbaşkanı seçimiyle dört... Yani ekonomi bu haldeyken, dış politikada yakıcı sorunlar ortada duruyorken, görüşleri birbirinden hayli farklı partiler el ele verip 2-3 yıl içinde 4 kez seçim yapmayı vaat ediyorlar.

KANDİL’E DAHA NASIL SELAM ÇAKACAKLARDI SEVİLAY HANIM?

SEVİLAY YILMAN - HABER TÜRK

Eski eş başkan Sezai Temelli’nin söylediklerinin partisinin nezdinde hiçbir değeri yokmuş! Olsaydı zira Cumhur İttifakı’na alenen can simidi hizmeti veren; “Muhatap HDP değil, İmralı’dır!” açıklamalarının arkasında parti olarak durulurdu. Bırakın durulmayı… Üst üste gelen açıklamalarla Temelli’nin açıklamaları tevil edilmeye çalışıyor. Dün bu tevil en yüksek perdeden bir daha dile getirildi. Partinin önümüzdeki seçim sergileyecekleri tutum bir deklarasyon ile kamuoyuna aktarıldı. İlk kez İmralı’ya ya da Kandil’e selam çakılmadı.

Biden HDP Medyanın Halleri 29 Eylül Kandil