29. madde yeniden ele alınmalı
Teklifin 29'uncu maddesindeki eksiklik, belirsizlik ve çelişkilerin, uygulamada sorun çıkaracağı belirtiliyor. Bugünlerde TBMM Genel Kurulunda görüşülecek maddenin baştan ele alınması talep ediliyor
Bilgi bozmayı önleme (dezenformasyon) yasa teklifinin 29'uncu maddesiyle yeni bir suç tanımlandığına dikkat çekiliyor. Maddede yer alan “endişe, korku ve panik yaratma” tanımının somut olmadığı kaydediliyor. Maddenin gerekçesinde internetin gelişmesiyle beraber ortaya çıkan ihtiyaçtan söz edilse de madde metninde tanımlanan eylemde internetten söz edilmiyor. Hukukçular madde metni ile gerekçe arasında çelişki olduğuna değiniyor. Ayrıca teklif metninin mevcut haliyle ceza normlarının taşıması gereken “açıklık ve belirlilik” unsurlarına sahip olmadığı uyarısı da yapılıyor. Teklif metnine 'ispat hakkı'nı koruyan bir ekleme yapılması da isteniyor.
Genel Kurul'da bugün bilgi bozmayı önleme (dezenformasyon) yasa teklifinin 14'üncü maddesinden itibaren görüşmelerine devam edilecek. Teklifin en çok tartışılan 29'uncu maddesinin de bu hafta görüşülmesi ve teklifin yasalaşması bekleniyor. “Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.” şeklinde yazılan 29'uncu maddeye ilişkin endişeleri Avukat Arabulucu Erkin Etike ile konuştuk.
'METİN İLE GEREKÇE ARASINDA ÇELİŞKİ VAR'
Teklif metniyle, daha önce var olmayan yeni bir suçun yaratıldığını söyleyen Etike, metin ile gerekçe arasında çelişki olduğuna dikkat çekerek şöyle konuştu:
“Gerekçede internetin gelişmesiyle beraber ortaya çıkan ihtiyaçtan söz ediliyor. Fakat madde metninde tanımlanan eylemde internetten söz edilmiyor. 'Alenen yayma' miting, basın açıklaması, yazılı veya görsel basın yoluyla da olabilir. Bu yönüyle madde metni ile gerekçe arasında çelişki var.”
'UYGULAYICILARA ZORLUK OLACAK'
Metnin yoruma açık olduğunu belirten Etike, “Metin mevcut haliyle ceza normlarının taşıması gereken açıklık ve belirlilik unsurlarına sahip değil. Yorum yoluyla haddinden fazla genişletilip daraltılmaya elverişli olduğundan uygulayıcılar (hâkim, savcı, avukat) için büyük zorluk yaratacak.” dedi.
'GERÇEĞE AYKIRI BİLGİ' TANIMI
Maddede yer alan “gerçeğe aykırı bilgi” tanımına dikkat çeken Etike şöyle sürdürdü:
“Madde metninde merkezi önem taşıyan ifade 'gerçeğe aykırı bilgi' ifadesidir. 'Gerçeklerin bir gün ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu vardır' özdeyişinden de anlaşılacağı üzere gerçek kimi zaman ortada değildir, kayıptır daha sonraki bir zamanda ortaya çıkacaktır. Diğer yandan TCK’nun takip eden maddesi olan 'Ortak Hüküm' başlıklı 218. maddesi 'Yukarıdaki maddelerde tanımlanan suçların basın ve yayın yoluyla işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranına kadar artırılır. Ancak, haber verme sınırlarını aşmayan ve eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.' şeklindedir. Bu nedenlerle uygulayıcıların somut olaylar özelinde karşılaşacakları zorlukları bugünden öngörebiliyoruz.”
'İSPAT HAKKINI KORUYAN EKLEME YAPILMALI'
Etike, Anayasa’nın 39. maddesi ile güvence altına alınan 'ispat hakkı'na değindi. 39. madde şöyle:
“Kamu görev ve hizmetinde bulunanlara karşı, bu görev ve hizmetin yerine getirilmesiyle ilgili olarak yapılan isnatlardan dolayı açılan hakaret davalarında, sanık, isnadın doğruluğunu ispat hakkına sahiptir. Bunun dışındaki hallerde ispat isteminin kabulü, ancak isnat olunan fiilin doğru olup olmadığının anlaşılmasında kamu yararı bulunmasına veya şikayetçinin ispata razı olmasına bağlıdır.” Maddenin basın özgürlüğü ile yakından ilgili olduğunu hatırlatan Etike, “Anayasada ispat hakkı kamu görevlileri ile ilgili hakaret suçları ile sınırlı. Oysa şimdi teklif metniyle aynı nitelikte sonuç doğuracak yeni bir suç tipi ihdas ediliyor. Bu nedenle teklif metnine 'ispat hakkı'nı koruyan bir ekleme yapılmaması halinde basın özgürlüğü zarar görecek.” diye konuştu.
İNTERNET OKUR-YAZARLIĞI EĞİTİMİ
Etike, şu önerileri yaptı: “Basın var oldukça yalan haber de var olur. Tekzip hakkı, hakaret suçu vb. mevcut düzenlemeler geliştirilebilir ancak teklif metni ile yeni bir suç tipi yaratılması bahsettiğim sebeplerle uygun değildir. Yalan haberlere karşı teyit amacıyla çalışan çeşitli mecralar şimdiden oluşmakta ve toplumun bunlara ilgisi artmakta. İlköğretimden başlayarak 'internet okur-yazarlığı' eğitimi yoluyla doğru bilgiye ulaşmanın ve doğruluğu tartışmalı olan bilgilerden şüphe duymanın öğretilmesi ve toplumun hızla yayılan yalanlardan korunması mümkündür.”
'YASA ÇOCUKLARI NASIL KORUYOR?'
Bilgi bozmayı önleme teklifinin çocuklara yönelik getirdiği değişiklikler bilgi notu şeklinde paylaşıldı. İletişim Başkanlığının paylaşımında şu maddelere yer verildi:
- Sosyal ağlara ‘çocuklara özgü ayrıştırılmış hizmet sunma’ zorunluluğu getiriliyor.
- Çocuğun kişilik haklarını ihlal eden içeriğin hızlıca ve etkin şekilde kaldırılması sağlanıyor.
- Failin anonimliğinden doğan cezasızlık sorunları gideriliyor.
- Çevrimiçi zorbalıktan çocuk istismarına, yasa dışı içerikten kişilik haklarının korunmasına uzanan çeşitli alanlarda, çocukları önceliklendiren ve koruyan bir yaklaşım yasal bir zemin kazanmış oluyor.
- Çocuğun ve ailenin bilinçlendirilmesi için görev ve yetki tanımlanıyor.