22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

29 Mart 2021 Medyanın Halleri

29 Mart 2021 Medyanın Halleri
A+ A-
Beyhan Korkman

'Katillerin FETÖ’cü çıkması rahatsız etti!'

MAHMUT ÖVÜR/SABAH

Şu tablo da az utanç verici değil. Dink'in öldürülmesine bu toplumun her kesiminden çok büyük bir tepki geldi. Ancak bir süre sonra ailesinin de katkısıyla ortaya kendilerini "Hrant'ın Arkadaşları" olarak niteleyen bir grup çıktı ve "Katil devlet" üzerinden kara bir kampanya yürüttü. Aynı dönemde ABD, Almanya ve Fransa'dan da inanılmaz bir dış destek geldi. Batılı gazeteciler neredeyse her duruşmaya katılıp haber yaptı. Ne zaman ki, yargı rotayı gerçek katile, FETÖ'ye çevirdi, o zaman işin rengi değişmeye başladı. Son mahkeme kararı açıklandığında hiçbiri ortalarda yoktu. Açıkçası katillerin FETÖ'cü çıkması onları rahatsız etmişti.

Benzer bir ruh hali CHP dahil bazı Kemalist ve sol çevrelerde de görülüyor. İlk kez bir gazeteci cinayetinin arkasında kirli örgüt FETÖ, yani Gladyo olduğu mahkemece ortaya konulduğu halde hiç oralı değiller.

Nasıl oralı olsunlar ki, hem Biden'dan destek bekleyeceksin, hem de Gladyo-FETÖ'ye karşı çıkacaksın

'TÜRKİYE OLMADAN ATLANTİK KUŞATMASI YARILAMAZ!'

BERCAN TUTAR/SABAH

Nitekim tehdit ve yaptırım dilini terk eden AB ve ABD, stratejik müttefik olarak niteledikleri Türkiye ile yeni bir sayfa açmaya hazırlanırken Rusya ve Çin de Türkiye'yi yeni kurulan dünyanın vazgeçilmez bir partneri olarak görüyor.

Çünkü Rusya ve Çin, Türkiye olmadan Atlantik'in kuşatmasını yarmanın mümkün olmadığını gayet iyi biliyor. Bu nedenle Çin'in yeni Ortadoğu ve Kuşak Yol projelerinde Türkiye hayati bir aktör haline gelmiş durumda.

Unutmayalım ki küresel hegemonya savaşı veren ABD ve AB son 40 yıldır bütün stratejik senaryolarını Avrasya'yı kuşatmaya ve bunu da Fas'tan Malezya'ya uzanan Müslüman ülkeler kuşağını Türkiye yoluyla denetim altına alarak gerçekleştirmeye endekslemişti.

TAYVAN’DA ÇİN-ABD GERİLİMİ

ABDULLAH MURADOĞLU/YENİŞAFAK

“Tayvan meselesi” yakın gelecekte ABD-Çin ilişkileri bağlamında çok önemli bir kırılma noktası. Cuma günü 20 Çin savaş uçağının “Bashi Kanalı” üzerinden Tayvan hava sahasına girmesi gerginliği artırdı. Analizciler Çin’in nükleer saldırı kabiliyetine sahip dört uçağın da yer aldığı bir filo ile “Bashi Kanalı”nda tatbikat yapmasının, belli aralıklarla bu kanaldan geçen ABD savaş gemilerine misilleme amacı taşıdığına dikkat çekiyorlar. Tatbikatın zamanlaması manidar. Çin Yönetimi Sahil Güvenlik güçlerine yabancı gemilere ateş açma izni veren bir yasa çıkarmıştı. ABD medyasında yer alan bilgilere göre Biden Yönetimi ve Tayvan Yönetimi Cuma günü bir sahil güvenlik çalışma grubunun kurulmasına ilişkin anlaşma imzaladılar. Resmi diplomatik bağları bulunmamasına rağmen ABD’nin Tayvan’ın ana silah tedarikçisi olduğunu hatırlatalım. Çin’in yumuşak karnı olan Tayvan’daki bu gelişmeler, ABD-Çin arasındaki ‘Yeni Soğuk Savaş’ın önümüzdeki süreçte hararetleneceğinin de işaretleri.

AKYOL VE KONGAR AYM KARARLARINDAN RAHATSIZ

TAHA AKYOL/KARAR

Üç senede üye kompozisyonundaki değişimin kararları nasıl etkilediği belli değil mi?

AYM’de "evrensel hukuk, hak eksenli yorum, hak ve hürriyetlerin önceliği, AİHM içtihatları" gibi liberal referanslar yerine, son yıllarda atanan üyelerin oylarıyla "kamu düzeni, kamu otoritesi" anlayışına doğru bir yön değişmesi görülüyor. Tabii bazı dosyalarda birkaç üye değişik oylar kullanıyor. Bazen çok net, çok açık dosyalarda büyük çoğunluk "ihlal" kararında birleşiyor: İşte Büyükada davası…

EMRE KONGAR/CUMHURİYET

Sevgili okurlarım, iktidar, vatandaşların Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gitmelerini zorlaştırmak, geciktirmek ve önlemek için Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkını kabul edeli beri: AYM yargıçlarının sürekli olarak Temel İnsan Hak ve Özgürlükleri ile Demokratik Rejim ve Hukuk Devleti konularında, hukuk literatürü, tarih ve vicdanlar önünde vermekte oldukları sınav daha da zorlaşmıştır! Elbette hepsi bu sınav sonuçlarına göre tarihe geçiyor: Sınavdan kimin geçip kimin kaldığına ise yine tarih, hukuk literatürü ve vicdanlar karar verecektir! Tarih önünde mahkûm olmuş veya iftihar listesine geçmiş pek çok hukukçu arasında, hemen aklıma geliveren bazı isimlerden: Menderes döneminin İstanbul Savcısı Hicabi Dinç sınıfta kalmış... Silivri Savcısı Zekeriya Öz “suçlu olarak” mahkûm edilmiş... Muhittin Taylan, Şevket Müftügil, Yekta Güngör Özden ve Ahmet Necdet Sezer gibi yargıçlar ise on üzerinden üç yıldızlı on almaya aday olmuş... Görünüyorlar. Annemin kalbime ve ruhuma kazınmış olan sesi hepsine birden sesleniyor: “Ne oldum dememeli, ne olacağım demeli!”

‘BAKAN’IN AÇIKLAMASI GÖSTERMELİK’

ORHAN BURSALI/CUMHURİYET

Silahlı Kuvvetlere eleman alımında “irtica” şartının kaldırılması, Saray’ın bilinçli politikasının bir sonucudur, bu yapılara mensup olanlara ordunun kapıları sonuna kadar açılıyor. Cemaat, tarikat mensubu örgütlüdür. Bunların “namaz kılan” normal insanlarla bir ilgisi yok. Örgütlü yapılar, ahtapotun kolları gibi yayılmayı bilir. Her zaman.. Şimdi ordu bu kollara teslim ediliyor. Savunma Bakanı, bir zamanlar bu ordunun genelkurmay başkanının, “İrticaya yeşil ışık yaktığımız yorumu doğru değil. Değişiklik yönetmeliği daha etkin hale getirme çabası” açıklaması tamamen göstermeliktir. Saray’ın niyet ve politikasını gizleme veya bu politikasının bir parçası olmayacak hiç kimse, hiçbir etkin makamda oturamaz.

Aydınlık’ın notu: TSK’dan atılan 21 bin 494 FETÖ’cü de mi göstermelik?

Gündem medya gazeteler manşetler