3 Kasım Medyanın Halleri
SANKİ BİRLİKTE UÇUYORUZ! İKİ BAŞKENT TÜRBÜLANS İSTEMİYORMUŞ
BURHANETTİN DURAN - SABAH
Elbette bu ilişkilerde hızlı bir toparlanma anlamına gelmiyor. 2013'ten itibaren yığılan konuların (FETÖ, YPG, Halkbank, S-400 vs) bir çırpıda kenara koyulması mümkün değil. Ancak şurası da net: Temelde iki başkent de ilişkilerde türbülans istemiyor, sıkıntılı konuların masayı meşgul etmesini arzu etmiyor, aksine mümkünse işbirliği alanları oluşturmak arzusunda. Afganistan, Libya, Suriye, Doğu Akdeniz ve ticaretin 100 milyar dolara çıkarılmasının gündemde olması bunu gösteriyor. Bu yönüyle de Roma görüşmesi Brüksel'deki toplantının bir devamı aslında. Kuşkusuz F-35 geriliminin yerini F-16 alımına bırakması olumlu. Biden'ın söz verdiği gibi Kongre'yi ikna etme konusunda kararlılık göstermesiyle savunma sanayisi alanında işbirliği için yeni bir adım atılır. Bu da alternatif arayışlarının gidişatına etkide bulunur. Yine S-400 meselesinin ikili ilişkilerde belirleyici faktör olmasından çıkmasına katkı verir. Bu noktaya gelinebilmesi için Biden'ın Kongre'yi ikna etmede ısrarcı olması gerekir. Erdoğan'ın Biden'a "Bunu başarabileceğinize inanıyorum ve bu konuda şu anda ağırlığın sizde olduğunu görüyorum" demesi topun Washington'da olduğunun tezahürü.
Aydınlık’ın notu: Sanki ABD ile aynı uçakta birlikte yolculuk yapıyoruz da türbülans istenmiyormuş. Masayı meşgul etmesinin arzulanmadığı konular Türkiye için hayati önemdedir. Bunların üzerinden atlayarak Türk milletine yanlış mesajlar verilmesi, kamuoyunda yanlış bilinç yaratılması son derece vahim sonuçlar getirir. ABD ile ikili ilişkilerde belirleyici olan S-400 değil, ABD’nin Türkiye üzerindeki planlarıdır. S400’ler de bunun için alındı.
ABD ZAMANA MI OYNUYOR?
YAŞAR HACISALİHOĞLU - AKŞAM
Türkiye'nin haklılığını ve haklarını korumak dışında yapacağı bir şey yok. Bunun için kendini onarması gereken, Türkiye bakışını ve beklentisini değiştirmesi gereken ABD'dir. Geldiğimiz nokta da çok açıktır ki, ABD'nin mevcut yönetimi yine zamana oynamaktadır. Hedefleri 2023 seçimidir. Her kim ki Türkiye'nin bağımsız davranma iradesine sımsıkı sarılmaktadır ona karşı pozisyon almanın planı içindedir. Hep söyleyegeldiğimiz gibi Türkiye'nin iç politikası, ABD'nin dış politikasıdır ve seçime giden yolda pozisyonunu daha kapsamlı kılmak için çaba içine girecektir.
OKAN MÜDERRİSOĞLU - SABAH
Türk-Amerikan ilişkilerindeki sıkıntılı dosyaların görünür gelecekte tarafları tatmin edecek neticeye kavuşmasını beklemek iyimserlik olur. Bunun yerine kısa vadeye ve mesafe alınabilecek genel konulara odaklı hamleler beklenmesi daha gerçekçi durur.
Görünen o ki... ABD yönetiminin birçok kanadı, Türkiye'deki seçim takvimini bekliyor. Ve o tarihe kadar Ankara'nın, NATO yörüngesinde tutulmasını önemsiyor. Tabiri caizse zamana oynuyor.
AYDINLIK’IN NOTU: ABD’nin zamana oynadığına vurgu yapmak ve ABD’yi pusuda bekleyen bir kuvvet olarak görmek, ABD’nin kaos planlarına karşı reflekslerimizi zayıflatır. Türkiye’yi dostlarından uzaklaştırır. Doğrusu; su yur düşman uyumaz.
‘AK PARTİ VE SOROS BAĞI 2009’DA KOPTU’
SERPİL YILMAZ - SÖZCÜ
Can Paker'e Zürih uçağına binmek üzereyken ulaştım. Paker, “Erdoğan ile Soros arasındaki ilişki hangi noktada koptu” diye sorduğumda net olarak bir tarih veriyor: 29 Ocak 2009 Yazıcıoğlu, Paker'in verdiği bu tarihten 2 ay önce yaşamını kaybetti. 29 Ocak 2009'da ne olmuştu? İsviçre'nin Davos kentinde düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu'nda; Erdoğan dönemin İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Perez ile düzenlenen oturumda karşı karşıya geldi.
Oturumun moderatörü David Ingnatius'a “One Minute” diye seslenerek, Perez'e “Siz katilsiniz çıkışını yaptı. Erdoğan bu otumda, İsrail yönetiminin Filistin halkını katlettiğini dile getirerek Ortadoğu çıpasını ilan ediyordu.
SÖZCÜ’DEN KONYA’YA BÜYÜK AYIP!
Sözcü Konya taraftarının “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” sloganı atmasını “Bu da oldu” diyerek haberleştirdi. Sözcü’nün Konya halkına "Atatürk ve Cumhuriyet karşıtı" yakıştırması yapması sosyal medyada başta Konyalılar olmak üzere pek çok kişinin tepkisini çekti.