16 Kasım 2024 Cumartesi
İstanbul 10°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

30 Ağustos Medyanın Halleri

HAZIRLAYAN: ERCAN DOLAPÇI

30 Ağustos Medyanın Halleri
A+ A-

NÂZIM HİKMET KURTULUŞ SAVAŞI DESTANI’NI NASIL YAZDI

İHSAN YILMAZ / HÜRRİYET

Türk edebiyatında Kurtuluş Savaşı’nı en iyi anlatan eserdir Nâzım Hikmet’in ‘Kuvayi Milliye Destanı’. Nâzım’ın destanı nasıl yazdığı ve yayınlanma macerası ise başlı başına bir roman konusu.

Haluk Oral’ın ‘Şiir Hikayeleri’ (Everest Yayınları) kitabında destanın yazılış serüveni tüm ayrıntıları ve aşamalarıyla anlatılır. İşte Haluk Oral’ın kitabından şiirin yazılma ve yayınlanma hikâyesi ile Nâzım Hikmet’in daktilosunda yazdığı şiirin Kocatepe bölümü ve yaptığı düzeltmeleri:

“Yıl 1937. Ankara’da Şevket Süreyya Aydemir’in evinde Nâzım Hikmet İspanya İçsavaşı’nı anlatan bir şiirini okumaktadır coşkuyla. Emniyet Genel Müdürü Şükrü Sökmensüer çok duygulanır ve gözleri yaşararak Nâzım Hikmet’ten bir dilekte bulunur:

Bu şiirde ne komünizm ne kapitalizm var. Bu şiirde anlatılan halkın isyanıdır. Tıpkı bizim İstiklal Savaşı’mızda olduğu gibi. Ama ne yazık ki hiçbir Türk şairi bu destanı dile getirmedi. Yazık değil mi, Nâzım? Bizim halkımızın isyanı ve savaşı yanında İspanya İç Harbi çocuk oyuncağı kalır. Anadolu destanını yazsana Nâzım sen. Anadolu destanını yaz...

Bu destan konusunda Nâzım’ı sıkıştıran bir başka kişi de Kurtuluş Savaşı’nın en önemli komutanlarından olan, dayı dediği Zekiye Teyzesi’nin oğlu Ali Fuat Cebesoy’dur. Hatta ayrıntıları bilmediğini ileri süren şaire, uzun bir yazı göndererek anlatır Milli Mücadele’yi.

Nâzım 1940’ta Çankırı Cezaevi’nde yazmaya başladığı destanı 1941’de Bursa Cezaevi’nde tamamlar. Aslında buna destanın ilk hali dememiz gerekir. Bu haline daha sonra eklemeler yapacak ve destanı parçalara ayırarak, ‘Memleketimden İnsan Manzaraları’nın içine yerleştirecektir.

TERÖRLE MÜCADELEDE ELDE EDİLEN BAŞARI

CEM KÜÇÜK / TÜRKİYE

15 Temmuz darbe girişiminden sonra Türkiye terörle mücadele ve dış politikada önemli değişikliklere gitti. Teröristleri sınır hatlarında imha ederek âdeta nefes alamaz hâle getirdi.

Savunma sanayiinin gelişmesi ve devletin kurumları arasında bütünlük bu başarının gelmesini sağladı. Son birkaç yıldır Millî İstihbarat Teşkilatı, TSK, Emniyet, Jandarma vb. inanılmaz işler çıkardılar...

Her hafta neredeyse MİT önemli bir PKK’lıyı imha ediyor. Nefes bile aldırmıyor. PKK’lılar inlerinden çıkamıyorlar bile. İHA ve SİHA’ların başarısı da cabası. Sınır içinde çok şükür tek bir bomba bile patlamıyor.

Sınırlarımızı tehdit edecek hiçbir unsur kalmadı. Teröristler bomba patlatmak istediklerinde bile güvenlik güçlerimiz anında gerekeni yapıyorlar. Cumhuriyet tarihinde belki ilk defa bu kadar büyük başarılar elde edildi terörle mücadelede...

30 AĞUSTOS RUHU

ŞEBNEM BURSALI / SABAH

Milli günler beni hep çok farklı bir duyguya götürür. Bir hikâye gibi dinlediğimiz o kahramanlık öyküleri aslında ne bedellerle yazılmıştır. Türk'ün en büyük bayramı 30 Ağustos Zafer Bayramı'nın 100. yılında aynı duygular daha depreşiyor. (…)

Nasıl ki bir asır önce çağları aşan bu zafer kurtuluşumuz olduysa; bugün de bütün dünyaya kafa tutup tam bağımsızlık yolundaki kararlılığımız ve gücümüzü inancımızla birleştirip aynı ruh ile sonuca ulaşacağız.

ABD GERÇEKTEN MÜTTEFİK Mİ?

MEHMET BARLAS / SABAH

Amerika nedense Türkiye'ye karşı garip politikalar izliyor. Fetullah Gülen'in Amerika'da barındırılması, PKK ve PYD'nin Amerika tarafından beslenmesi ve Türkiye'ye karşı çeşitli ambargolar uygulanması… Bu liste uzar gider.

Daha önce de söylediğim gibi Türkiye, engin tecrübesi sayesinde Yunanistan'la çocukla oynar gibi oynuyor, ancak kara sularını 12 mile çıkartırsa bu iş oyun oynamanın ötesine geçer.

Ekonomik açıdan müflis bir ülke olan ve basiretsiz Miçoktakis yönetimindeki Yunanistan'ın ne zaman çizgiyi aşacağını gerçekten merak ediyorum. Ayrıca Amerika'nın ittifak kavramını ayaklar altına alıp bu kavrama sürekli tecavüz etmesi de sabrımızı taşırıyor. Neyse ki Amerika'nın tek kutup olduğu dünyadan çok kutuplu dünyaya doğru hızlı bir gidiş var. Biraz daha dayanmamız lazım.

YUNANİSTAN VE YENİ SAVAŞ HESAPLARI

KURTULUŞ TAYİZ / AKŞAM

Büyük Taarruz'un 100'üncü yıldönümünde Yunanistan'ın Türk savaş uçaklarını taciz etmesi, S-300'lerle radar kilidi atması ne anlama geliyor? Yenilginin yüzüncü yılında Yunanistan, Batı'dan yine bir savaş ihalesi kapmaya mı çalışıyor?

Her ne kadar tarihi önemi yeterince anlaşılmasa da Yunanistan'ın Anadolu'yu işgali Türkleri tarih sahnesinden silme girişimiydi. Sakarya Zaferi ve Büyük Taarruz, Türklerin elde kalan son toprak parçasını zar zor kurtarmaları anlamına geliyordu. Sakarya'yla başlayan Büyük Taarruz'la devam eden başarılı askeri harekatlar olmasa en "iyi senaryo Sevr'in hayata geçmesi olacaktı. "Kötü" senaryo ise Türklerin Anadolu'dan da silinmesiydi. (…)

Büyük Taarruz'un 100'üncü yılında Batı hâlâ yüz yıl önceki hevesleri taşıyor; Yunanistan ise Türklere yönelik yeni bir savaşın taşeronluğuna talip.

Bu kez hedeflerin bir öncelik sıralaması var; önce "Büyük Türkiye"yi durdurmayı, ardından "yeni Sevr"leri kabul ettirerek bölüp parçalamayı arzuluyorlar. Yunanistan'ın Amerikan askeri üssü haline gelmesini bu hazırlıkların bir parçası olarak okumak gerekiyor. Güney sınırlarımızdaki Amerikan hareketliliği de bu planlarla bağlantılı.

SIRA EŞCİNSELLERİN ÇOCUK BÜYÜTMESİNE GELDİ

ERSİN ÇELİK / YENİŞAFAK

Bu yazıdan sonra bana çok sayıda tehdit ve hakaret mesajı gelecek. Nereden mi biliyorum? Bir süredir yayınladığımız LGBT dosyalarımızın editörü Şefika Nur Çiftçi’ye gönderdikleri mesajları bana da gönderecekler. (…)

Bu arada Türkiye’deki eşcinseller çocuk büyütmeye de başladılar. İki lezbiyenin kucaklarında bir bebekle “ailemiz üç kişi oldu” yayınları gündem oldu. Uzun zamandır sosyal medya hesaplarından, özellikle de YouTube kanallarından eşcinsel hayat yaşadıklarına dair paylaşımlar yapıyorlardı. Sonra birden “Sürpriz. Artık üç kişilik bir aileyiz. Hoş geldin oğlum” fotoğrafını yayınladılar. İki eşcinsel kadın artık bir bebek sahibi olduklarını ilan ediyorlardı. Takipçileri bu bebeğin nereden çıktığını, evlat mı edindiklerini ve diğer ihtimalleri sorgularken, Şefika Nur Çiftçi sosyal medya hesabından Türkiye’de iki lezbiyenin çocuk sahibi olduğunu duyurdu. Kadınlar hemen tüm hesaplarını kapattılar. Fotoğraflar yok edildi.

Eşcinsellik LGBT Yunanistan ABD 15 Temmuz Nazım Hikmet Kurtuluş Savaşı Müttefik evlat edinme çocuk büyütme terör örgütü pyd 30 ağustos zafer bayramı darbe girişimi