30 Eylül Medyanın Halleri
Hazırlayan: Ercan Dolapçı
ADALAR TUZAĞINA DÜŞMEDEN
FUAT UĞUR / TÜRKİYE
Millî Savunma Bakanı Hulûsi Akar önceki günkü Mersin’deki PKK saldırısının Suriye’deki terör unsurlarınca organize edildiğini söyledi ve “Yeri, zamanı geldiğinde bu saldırıyı yapanların altyapısına, üstyapısına mutlaka gereği yapılacaktır” dedi.
Soru şu: Mersin’deki terör saldırısının, Ege adalarına askerî yığınak yapan Yunanistan’ın bizi tahrik etmeye çalışmasıyla bir bağlantısının olmadığını söyleyebilir miyiz?
Ne alaka değil mi? Hâlbuki çok alaka.
Saldırının altyapısı malum Kandil. Bakan Akar aynı şeyi mi kastetti bilmiyorum ama ÜST YAPISININ kim olduğu da belli; Amerika Birleşik Devletleri. Yatağımızdaki düşman! Uyuduğumuz anda sırtımızdan hançerlemek için bıçakları biliyor. Tetikçileri Suriye’de PKK-YPG, DEAŞ, bölgede İsrail, Batı’da Yunanistan ve başındaki Miçotakis, kuzeyde de Ukrayna ve başındaki Zelenskiy.
ABD ve Batı’daki müttefiklerinin ve Orta Doğu’daki bir numaralı partneri İsrail’in Türkiye’nin merkezinde olduğu coğrafyada İKİ HEDEFİ var:
1-Suriye’nin kuzeyinde bir PKK-YPG devleti kurdurmak.
2-KKTC’yi ilhak ederek Türkiye’yi Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon yataklarından uzak tutmak.
Bu iki hedefi kesinlikle unutmamak ve tüm oyunumuzu bunun üzerine kurmak zorundayız.
HAZIR MIYIZ?
SALİH TUNA / SABAH
Seçimlerden zaferle çıkan "İtalya'nın Kardeşleri" Partisi lideri Giorgia Meloni, neoliberal kültürden neşet eden LGBT'nin aileye neden bu kadar düşmanlık yaptığı sorusuna şöyle cevap vermişti:
"Çünkü aile kavramı bizi tanımlıyor, bizim kimliğimiz. Bir kimliğimizin olmamasını ve sadece mükemmel tüketici köleler olmamızı isteyenler için, bizi tanımlayan her şey şimdi düşman. Bu yüzden ulusal kimliğimize saldırıyorlar, inanç kimliğimize saldırıyorlar, cinsel kimliğimize saldırıyorlar, aile kimliğimize saldırıyorlar. Yüz yıl önce Chesterton şöyle yazmıştı: 'İki kere ikinin dört ettiğine tanıklık etmek için ateşler yakılacak, yaz aylarında yaprakların yeşil olduğunu kanıtlamak için kılıçlar çekilecek...' İşte bu zaman geldi. Biz hazırız!.."
Tehlike gerçekten de çok büyük!
Cinsiyet değiştirme oranı son 10 yılda yüzde üç binin çok üzerinde. Aynı oranın kızlarda yüzde 5 binden daha fazla olduğu biliniyor. Birkaç yıl önce Amerika'da (Los Angeles'taki bir okulda) "trans kimliği" olan küçük öğrencilerin ailelerinin izni olmadan cinsiyet hormonu almak için okul saatlerinde kampüsten ayrılmalarına izin veren bir madde onaylanmıştı. İskoçya'da 4 yaşındaki çocuklara, aileleri karşı çıksa da cinsiyet değiştirme izni verileceği açıklanmıştı.
Bütün bunlara "Bize ne?" diyebilir miyiz? Dünyada ne oldu da bizde olmadı? Kaldı ki aynı fecaat Türkiye'de de olsun diye Kültürel NATO'nun fonladığı LGBT matine-suare çalışıyor ya!
O değil de, İtalya'nın müstakbel başbakanı Giorgia Meloni, "Biz hazırız" diye meydan okudu, ya biz?
Sahi biz hazır mıyız?
SALDIRININ ŞİFRELERİ
TURGAY GÜLER / AKŞAM
Mersin'de iki PKK'lının gerçekleştirdiği o hain saldırının ardından olanlar yine şaşırtmadı. 'PKK' diyemeyenler siyaseti, iktidarı, devleti suçladılar.
Vah ki vah! Neymiş bu saldırıyı Akepe organize etmiş-miş! Yuh!
Dilin kemiği yok nasıl olsa. İzan, insaf, ar desen zaten yok. Az da olsa yiyen bir kitle de mevcut. Salla gitsin...
Biri çıkmış 'hani terör bitmişti' diyor. Şimdi bu söylemin sahibine Türkçemizin güzel kelimeleriyle cevap vermek mümkün olmuyor işte. Hakkını vereceksin ki bir anlamı olsun. Lakin değmez. Sahi bu saldırı niye oldu değil mi? Bu sorunun cevabı saldırının hemen ardından ortaya çıkan söylemde gizli.
Saldırıyı kim yaptı? İki PKK'lı kadın. Bunlardan biri CHP'nin 'gazeteci' diyerek bayraklaştırdığı bir terörist. Boşverin siz CHP kanadından gelen 'bilmiyorduk' edebiyatını. Günah galerileri bu türden sayısız örnekle dolu. Bal gibi de biliyorlardı.
AKŞENER’İN ÇIKIŞI KILIÇDAROĞLU’NU VAZGEÇİRECEK Mİ
ABDÜLKADİR SELVİ / HÜRRİYET
Meral Akşener’in Habertürk’teki açıklamaları 6’lı masayı sarstı. Akşener 2 Ekim’deki toplantı öncesinde bombanın pimini çekti, 6’lı masanın ortasına koydu.
Akşener’in çıkışından sonra 6’lı masa dağılır mı? Bunu söylemek için erken ama 6’lı masa şimdiden Türkiye’ye umut olma özelliğini kaybetti. Daha seçimi kazanmadan saç saça baş başa kavga eden, birbirine medya üzerinden parmak sallayan 6’lı masa Türkiye’ye nasıl umut verecek? Kendilerine umut olamıyorlar ki. Koalisyon hükümetleri döneminde birbirine operasyon çeken ortaklar vardı. Onlar bunu seçimden sonra yapardı. 6’lı masa daha seçime gitmeden birbirine operasyon çekmeye başladı. Düşünsenize, bunlar bir de ülkeyi yönetmişler. Memleketin vay haline.