30 Kasım Medyanın Halleri
HAZIRLAYAN: ERCAN DOLAPÇI
KARA HAREKÂTI, SİSİ İLE İKİLİ GÖRÜŞME VE SIRA ESED’DE
ABDÜLKADİR SELVİ / HÜRRİYET
Artık yazabilirim. Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünya kupası için bulunduğu Katar’da Sisi ile sadece tokalaşmadı, bir de ikili görüşme yaptı. Erdoğan, Konya’da gençlerle buluşmasında bunun ipuçlarını verdi. “Yarım saat, 45 dakika dar kapsamlı bir görüşme oldu. Mısır ile süreç başladı. Dargınlığı gidereceğiz. Önce bakanlarımız, sonra biz görüşeceğiz” dedi.
Peki iki liderin görüşmesinde hangi başlıklar ele alındı?
İki liderin Akdeniz’deki durumu ele aldıkları söyleniyor. İlerleyen süreçte Libya’dan sonra Mısır’la bir anlaşma yapılabilir. Böylece Akdeniz bir Türk gölüne dönüştürülebilir.
Mavi Vatan’dan sonra neden Mısır’la Deniz Yetki Anlaşması yapılmasın?
İkinci başlık ise Türkiye ile Mısır arasındaki ticari ilişkilerin geliştirilmesi.
“Güzel gelişmeler olacak” sözü bana ait değil. İstanbul seçimleri sırasında ünlü olan, “Her şey güzel olacak” sloganıyla da bir ilgisi yoktur: Bu tanım, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ait. Erdoğan, Ortadoğu’daki yeni süreci, “Güzel gelişmeler olacak” diye özetliyor. O nedenle ben ısrarla ortada bir grand strateji var diyorum. Ve büyük resme odaklanılmasını öneriyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan da “Sisi ile Katar’da görüştük. Halkların birbirine daha uzak kalmaması için görüştük. Doğu Akdeniz’deki çıkarlarımız için görüştük. Halklarımızın karşılıklı çıkarları önemlidir. Aynı şeyi Suriye’de Esed’le yapabiliriz. Ben Esed’le görüşürüm” diyor.
Erdoğan kara harekâtı için adeta adres vermiş, Tel Rifat, Münbiç ve Ayn El Arab demişti. ABD ve Rusya bir yandan “Sizin güvenlik kaygılarınızı anlıyoruz” diyor ama kara harekâtına pek istekli davranmıyorlar. Fakat bu kez konjonktür bizim lehimize. Hava koridorunu açık tutmaları da bunu göstermiyor mu? Askeri harekât planları benim alanım değil ama şimdiye kadar olan kara operasyonlarından daha kapsamlı bir harekât için hazırlık yapılıyor. Güvenlik kuşağımızı kendimiz oluşturacağız.
AVRUPA'DAN ALINACAK DERSLER
MUSTAFA KARTOĞLU / AKŞAM
ABD'li etkin siyasi internet gazetesi Politico, ABD'nin 'Rusya-Ukrayna savaşını kazanç kapısı haline getirdiğini' ve bu duruma artık AB'nin daha yüksek ses çıkarmaya başladığını yazdı.
Haberin ayrıntılarını AKŞAM'ın manşetinde topladık.
ABD gazı, Avrupa'ya '4 kat' daha pahalı satılıyormuş. ABD ayrıca, kendi sanayisi için yeni destekler, ithalat için ise yeni vergiler koyuyormuş. Böylece Avrupa '4 kat pahalıya' ürettiği malları, iyice ucuzlatılmış ve vergilerle korunmuş Amerikan pazarına sokamıyormuş.
Avrupalılar, "Washington hâlâ müttefikimiz mi, değil mi?" diye soruyormuş.
ABD'liler ise "Fiyatı ABD'li şirketler değil, Avrupalı şirketler artırıyor; gaz ithalatçıları bu yıl kâr rekoru kırmışlar. Ayrıca Avrupa'nın enerji kaynaklarına sahip olmaması bizim suçumuz değil. Aslında sayemizde Rusya'ya bağımlılıktan kurtuluyorlar" diyormuş.
Avrupalılar da şimdi "ABD'ye bağımlılıktan" kurtulmanın yollarını aramak için toplanıyormuş...
NASIL PAYLAŞACAKLAR?
SALİH TUNA / SABAH
“Acil, hemen, şimdi" diyerek matine-suare "erken seçim" istiyorlardı, şimdi erken seçimden korkuyorlar!
E tabii lafın düzünü ederek, "Erken seçimden korkuyoruz!" demiyorlar.
Nasıl desinler; "AK Parti'nin oyları eridi, bitti, tükendi..." iddiasını dile getirmedikleri gün yoktu.
Seçimin erkene alınmasına itiraz etmekle, kendi iddialarını kendi elleriyle çöpe atmış olacaklardı.
"Oy yüzdesi bakımından dibi bulduğunu iddia ettiğiniz, adeta jantta gittiğini söylediğiniz AK Parti'yle erken seçimde yarışmaktan neden çekiniyorsunuz?" sorusuna verecek cevap bulamazlardı.
Çözümü, "erken seçim" yerine, "baskın seçim" demekte buldular.
Lakin "kurnazlık" da bir yere kadar.
Hayır yani, 6-7 ay sonra doğal sürecinde yapılacak seçimi, nasıl erkene alacaksınız da "baskın" olmamış olacak? Bu saatten sonra ilan edilen seçim tarihi yeterince baskın zaten. Süre o kadar kısa ki herhangi bir şekilde erkene çekilmesi, sonuç itibarıyla "baskın" seçimden başka anlam taşımaz.
En sonunda içlerinden biri (CHP'li Karayalçın) çıkıp, "erken seçimden" çekinme gerekçelerini açıkça dile getirdi. Özeti şu: "Millet İttifakı olarak birlikte aldığımız oyu kendi aramızda nasıl paylaşacağız!.." (...)
Sahi, Millet İttifakı olarak alacakları oyları kendi aralarında nasıl paylaşacaklar?
Gerçekten çok zor!
HDP PAÇASINDAN CHP KULAĞINDAN TUTTU
YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN
AK Parti'nin 2015'te aldığı yüzde 49.5 oyun kendisine verildiğini iddia eden Davutoğlu, Millet İttifakı'nın alacağı oyun yüzde kaçına razı olacak? Ya tacir evladı Babacan? Göbeğinde yer aldığı işlerde görünmez olabilme özelliğini ucuza kaptırır mı sanıyorsunuz? Hadi onları geçtik diyelim; partisinin oylarının CHP'yi geçtiğini ihsas eden Akşener'i ne yapacağız? "Seni başbakan yapacağız" sözüne kanıp oy paylaşımından vazgeçer mi? Masanın "herkese malum sır" mesabesindeki ortağı HDP'ye sorarsanız da muhalefetin kaderi kendi ellerinde.
Ya benim sevgili Kılıçdaroğlu'm ne olacak?
"Cumhurbaşkanı aday adayı" olmakla mı yetinecek?
Meral Akşener, “Kılıçdaroğlu kazanamaz” diyerek iki çapsız, vizyonsuz, sosyal medya algısıyla ayakta duran CHP’li Başkanının aday olması için isimlerini zikretmedi mi de, Yavuz Ağıralioğlu’nun sözleri “Şahsi görüşü” olsun?
HDP’nin sözde bir milletvekili Yavuz Ağıralioğlu’na geçmişte 'Yavuz it havlamış yine' diye hakaret ettiğinde de İP’ten bir tane sahip çıkanı olmamıştı. Şimdi bile bir nevi Meral Akşener’in sözlerini tekrarladığı hâlde, CHP’nin “Çocuğun kulağını çekin” talimatına uygun yine onu ortada bıraktılar.
Genel Başkan Yardımcılığından alınan, HDP ve CHP’nin hakaret ve aşağılamaları karşısında sürekli yalnız bırakılan Yavuz Ağıralioğlu neyin karşılığında hâlâ İP’e katlanmaktadır? Tuttuğu İP bir gün kopacaktır. Ama içine düştüğü rezil hâl her zaman sorgulanacaktır.
Yavuz Ağıralioğlu HDP paçandan ısırdı, CHP kulağından tuttu.
İP de ortaklarına sustuğuna göre, sen daha neyin derdindesin?
İP’i çürük bu yapıdan ayrılmak için daha neyi bekliyorsun?
KAHVE
MELİH AŞIK / MİLLİYET
UNESCO 2013 yılında “5 Aralık” tarihini tüm dünyada “Türk Kahvesi Günü” ilan etmişti. Bu yıl Türk Kahvesi Günü ABD’de de kutlanıyor. New York Belediye Başkanı Eric Adams’ın da girişimiyle kentin ünlü meydanı Times Square’de kutlama yapılacak. Nasdaq Tower önünde meraklılara Türk kahvesi sunulacak.
Markamıza sahip çıkmamız önem taşıyor. Çünkü Türk kahvesi de yavaş yavaş elden gidiyor. Yunanistan’da ve çoğu Avrupa ülkesinde adı artık Yunan kahvesidir. Ermeni lokantalarında Ermeni kahvesi diye sunulur. Bu arada naçizane fikir, Viyana’da da bir tanıtım yapılmalı. Geleneklere uygun Türk kahvesini Türkiye’de bulamaz ama Viyana kahvelerinde içebilirsiniz. Orada kahve tepsi içinde, yanında bir bardak su, pirinç şekerlikte iki kesme şekerle birlikte gelir. Bazen küçük bir lokum eklenir. Çocukluğumuzda bizim kahvelerde de ikram böyleydi. Osmanlı’da öyleydi.