30 Mayıs Medyanın Halleri
HAZIRLAYAN: ERCAN DOLAPÇI
ERDOĞAN ÇOK GÜZEL KAZANDI
HİLAL KAPLAN / SABAH
Millet İttifakı'nda görünen altı ortak, Mansur Yavaş ile Ekrem İmamoğlu, HDP ile PKK, FETÖ, Ümit Özdağ, 5. kol medyası ve STK'ları ile "Erdoğan gitmeli" manşeti atabilen The Economist gibi küresel mahfiller...
Hepsi toplandı geldi ve Erdoğan, topuna karşı kazandı.
Bu zafer, Türk Devletleri Teşkilatı ekseninde çok daha güzel gelişmelerin müjdecisidir.
Bu zafer, milli savunma, milli teknoloji ve milli enerji mücadelemiz için çok daha güzel gelişmelerin müjdecisidir.
Bu zafer, Mavi Vatan mücadelesini bir sonraki adıma taşıyacağımız yeni bir dönemin müjdecisidir.
Bu zafer, NATO-ABD-AB ekseninde dönen uydu devlet olduğumuz günlerin tarihin çöplüğüne gömüldüğü, antiemperyalizme karşı tam bağımsızlık savaşımızda yeni bir çağın müjdecisidir.
Bu zafer, tüm vatandaşlarımızın, dünyanın her yanındaki soydaş ve akraba milletlerin, Bosna'dan Somali'ye, Arakan'dan Suriye'ye nerede gözü yaşlı bir mazlum varsa onların derdine derman olmaya çalışanların güçlendiğinin müjdecisidir.
Bu zafer, Türkiye Yüzyılı'nın müjdecisidir. Kutlu olsun. Hayırlı olsun.
CHP’NİN BOYU YETİŞMİYOR
YALÇIN BAYER / HÜRRİYET
Bu arada sosyal medyada seçim ve sandık güvenliği konusunda eleştiriler ortaya atıldı; “Islak imzalı belgeler”, “milletvekilleri saldırıya uğradı”, “Sandıklar manipüle edildi” iddiaları...
Ve ilk başta Kılıçdaroğlu’nun önde görünmesi, CHP çevrelerinde ihtiyatlı bir iyimserlikle karşılandı... Ama bu konuda aşırı bir heyecan yoktu.
O zaman saat 19.05’i gösteriyordu.
Ata İttifakı’ndan “Biz zor gün dostuyuz” mesajı veriliyordu.
Bize çekilen bir mesaj, “Tarafsız kalmak iktidara destek vermektir” diyordu, bir başkası da şöyleydi: “Tarihin gördüğü en tartışmasız seçim!”
Yurtdışı oyları açıklanmaya başlayınca denge tamamen Recep Tayyip Erdoğan lehine döndü; hem de ağırlıklı olarak... Erdoğan, üçüncü kez yeniden seçiliyordu.
Bu sırada sandıkların yüzde 95’i açılırken, sonuçlar şöyle veriliyordu:
Erdoğan %51.49 (26.0)
Kılıçdaroğlu %49.50 (24.5)
Daha ileriki saatlerde oylar ve oranlar oturmaya başlıyor:
Erdoğan %52.0 (27.3)
Kılıçdaroğlu %47.9 (25.1)
Şunu bilelim: Erdoğan, zorluklar yaşıyor ama pes etmiyor.
Kılıçdaroğlu direniyor, hâlâ adaleti arıyor.
Ne diyelim; demokrasi bu!
ŞEHİR EFSANELERİ BİTTİ
FUAT UĞUR / TV100
Lafı uzatmaya gerek yok. Kemal Kılıçdaroğlu durur mu o da “Fırsat bu fırsat, bu kez şeytanın bacağını kırayım. Neden ben olmayayım” dedi ve sonuç dün gece kara tahtaya yazıldı:
Yüzde 47,84.
Tam iki yıldır uğraştı başkan olmak için.
Altılı masa kurdu yetmedi yedili yaptı, o da yetmedi 8’li ve 9’luya kadar yükseltti. Biri sırtını PKK terör örgütüne dayamış iki etnik faşist parti Kılıçdaroğlu’nu desteklemek üzere bir araya geldi. Vermediği vaat, söylemediği yalan, atmadığı iftira kalmadı. Önüne çıkana FETÖ’cü yancılar kumpas kurdu, CHP’li troller yaydı ve yol temizliği yapıldı. Muharrem İnce’yi pes ettirdiler, Sinan Oğan’ı çıldırttılar. Global çetenin tüm dergileri destek verdi.
İşte böyle bir siyasal kombinle aldığı oy tekrar yazayım yüzde 47,84.
Attığı taş ürküttüğü kurbağaya değdi mi?
Hayır.
Dahası ne kadar oy aldığı belirsiz dört partiye 39 milletvekili armağan etti. El elde baş başta kaldı.
Akşener İyi Parti kurmaylarının bir taraflarından uydurdukları plan doğrultusunda bir şekilde ittifaktan ayrılınca üç günde ömrünün linçini yedi ama İmamoğlu ile Yavaş’ı geri dönme karşılığında “Cumhurbaşkanı Yardımcısı” sıfatıyla seçime destek vermesi önerisini masaya kabul ettirdi. İmamoğlu ve Akşener bir “abla-kardeş” ekürisi olarak İYİ bir ekip olmuştu. Artık seçim cepteydi çünkü bu iki şehir efsanesi oyları patlatacak ve Kılıçdaroğlu’nu seçtirecekti.
Arzular şelale yataklar ıslaktı tabii.
Sonuç ortada, bir daha yazayım mı?
FAŞİZME KARŞI OMUZ OMUZA!
TACEDDİN KUTAY / AKŞAM
Bu seçim bir referandumdur diyenler çok da yanlış bir şey söylemiyordu aslında. Referandum sonuçları bir hakikati ortaya koydu: 21 yıllık iktidar yorgunluğuna, tuzaklarına, enflasyonun yaşamı zorlaştırmasına rağmen ne Kılıçdaroğlu ne CHP Türk milleti açısından bir alternatif, bir çıkış yolu, bir seçenek değildir! Vaat etmediği absürtlük, koltuk sözü vermediği siyasi, yanına çekmediği marjinal kalmamasına rağmen Kılıçdaroğlu kaybetti! Yanında asla birleşmez denilenlerle yol yürüdüğü halde kaybetti. Referandum sonuçları açık: CHP Türkiye için bir seçenek değildir!
Elbette demokrasi seçimden fazlasıdır; fakat demokrasi seçim artı birtakım prensipler demektir.
Sürekli kaybettikleri seçimleri önemsizleştirmek, halkı tahkir etmek, ikincil faktörleri birincil faktörlerin önündeymiş gibi yorumlayanların yegane başvuru yolu oldu. Hadi abartmayayım, yorumlamadılar, düpedüz tezvirat yaptılar!