08 Eylül 2024 Pazar
İstanbul 21°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

31 Mayıs Medyanın Halleri

31 Mayıs Medyanın Halleri...Köşe yazarlarının gündemi... Gazetelerde neler var? Köşe yazılarında öne çıkanlar...

31 Mayıs Medyanın Halleri...Köşe yazarlarının gündeminde ne var? Gazetelerde neler var? Köşe yazılarında öne çıkanlar neler?
A+ A-
NADİR TEMELOĞLU

TÜRKİYE CUMHURİYET TARİHİNİN EN BÜYÜK DIŞ POLİTİKA YANLIŞINDAN DÖNMEK İÇİN DAHA NELERİN YAŞANMASINI BEKLİYOR?

UĞUR DÜNDAR - SÖZCÜ

Duydunuz mu?

Suudi Arabistan 12 yıl aradan sonra Suriye’ye, başkent Şam’a büyükelçi atadı.

Oysa aynı Suudi Arabistan, emperyalizmin “Arap Baharı” adı altında pazarladığı Büyük Ortadoğu Projesi’nin Suriye’yi bölüp parçalama operasyonu başladığında Türkiye ile birlikte ABD’nin en büyük destekçilerinden biriydi.

Peki Suudi Arabistan, Suriye’nin parçalanmasını isteyen ABD’ye rağmen bu adımı atarken, Türkiye, çoktan yapması gereken benzer hamleyi neden sürekli erteliyor?

Üstelik Türkiye ile Suriye ilişkileri normalleştiğinde; PKK’nın garnizon devlet kurması engelleneceği gibi, her geçen gün daha büyük sosyal ve ekonomik sorun olmaya başlayan sığınmacılar da ülkelerine döner.
Böylece ülkemiz iki beka tehdidini bertaraf etmiş olur.

Türkiye’yi yönetenlere Suriye Krizi’nin patlak verdiği tarihten bu yana uygulanan politikanın, ülkemizin Cumhuriyet tarihi boyunca yaptığı en büyük dış politika yanlışı olduğunu bir kez daha hatırlatmakta yarar var.

KÜÇÜK İSRAİL’İN TEMELLERİ ATILIYOR

ABDÜLKADİR SELVİ - HÜRRİYET

Bir süredir her şeyi bıraktım Suriye’de PKK’ya kurdurulmaya çalışılan terör devletinin üzerinde duruyorum. Dünya Gazze ve Ukrayna ile meşgul olurken, ABD sınırımızda “Küçük İsrail’in” temellerini atıyor.
Menbiç’ten başlayıp Afrin ve Tel Rıfat’ı da içine alarak sınırlarımızda biten bir bölgede, PKK 11 Haziran’da yerel seçim yapacak.

PKK’nın kontrolünde yapılacak olan seçimde PKK’nın oluşturduğu Seçim Kurulu’nun izin verdiği isimler aday olabilecek. Seçimde ancak PKK’nın silahlı birimlerinde görev yapan teröristler oy kullanabilecek.

PKK’nın hamisi ABD’nin Ortadoğu sorumlusu McGurk iki aşamalı bir plan yapmış. Bu planın birinci aşamasında PKK’ya özerk bir yönetim oluşturacaklar. İkinci aşamada ise bir PKK devleti kurduracaklar.
Birinci adımda Suriye’yi bölecekler. İkinci adımda ise sıra Türkiye’ye gelecek.

MGK bildirisinde bu tehlikeye dikkat çekilerek, “Milli güvenliğimiz ve komşularımızın toprak bütünlüğü hilafına herhangi bir oldubittiye fırsat verilmeyecektir” denildi.

‘Sarı Öküz’ hikâyesini bilirsiniz. 11 Haziran’da ‘Sarı Öküz’ü verirsek bunun devamı gelir. O nedenle ABD’nin bu adımı atmasına izin vermememiz gerekiyor. Yarın çok geç olabilir.

YENİLENEBİLİR ENERJİDE KURULU GÜÇ

ERDAL TANAS KARAGÖL - YENİ ŞAFAK

Dünyada en fazla kurulu güce sahip olan ülkelerin başında Çin gelmektedir. Çin’in sahip olduğu 1.453.701 mw kurulu gücü ikinci sırada 387.549 mw ile ABD ve 194.085 mw Brezilya takip etmektedir.

İlk üç sırada yer alan ülkeler arasında da ciddi farklar bulunmaktadır. Çin’in ciddi anlamda kurulu güce sahip olduğu görülmektedir.

Yenilenebilir kurulu güç sıralamasında bu ülkeleri Hindistan, Almanya, Japonya, Kanada, İspanya, Fransa, İtalya ve Türkiye takip etmektedir.

Yenilenebilir enerjide önemli kurulu güç sahibi olan ülkeler, GSYH’de ilk sıralarda yer alan gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler ve çoğunlukla enerjide de dışa bağımlı olan ülkelerdir.

Dışarıya bağımlılığı yüksek olan bu ülkelerin yenilenebilir enerjide kurulu güçte ulaştıkları bu seviye hem enerji arz güvenliğini sağlar hem de ekonomilerinin dışarıya olan enerji bağımlılığını azaltır.

Enerjide dışa bağımlılığın azalması ekonomik ve siyasi anlamda önemli bir bağımsızlığı ifade etmektedir.

PARAYI SIKMANIN SIKINTISI

EGE CANSEN - SÖZCÜ

Enflasyonu düşürmede faizi yükseltmek mi, yoksa para miktarını sıkmak mı daha etkindir? Cevap: Para miktarını sıkmak daha etkilidir. Bu, faiz hiç artırılmayacak demek değildir. Türkiye’nin burada bir açmazı var. TL’de faiz artışı ülkeye “sıcak para” girişini teşvik ediyor. Zaten son günlerde Merkez Bankası’nın TL ile rezerv biriktirmesi ve dolar fiyatının sabit seyri bunu gösteriyor. Üstelik sıcak para girdikçe, sadece döviz miktarı değil döviz almak için basılan TL miktarı da artmaktadır. Bu da “parayı sıkarak” enflasyonla mücadeleyi zorlaştırmaktadır. MB bunun farkındadır. Kamu harcamalarını kısarak, hükümetin enflasyonla mücadeleye katkı vermesi faydalıdır ama “sanıldığı kadar” etkili değildir. Daha doğrusu Hazine (devlet) Merkez Bankası’nı para basmaya zorlamadığı sürece hükümetin müsrifliği, enflasyonu azdırmaktan çok ekonomide verimliliğin düşmesi ile gelir dağılımı adaletsizliğinin artmasına sebep olur. İş yine parayı dikkatlice sıkmaya kalmaktadır.

SON SÖZ: Somunu fazla sıkarsan, cıvata yalama olur

KILIÇDAROĞLU ATEŞİ İYİCE YAKTI

YALÇIN BAYER - HÜRRİYET

CHP’de hesaplar karışıyor; gündem değişiyor.

KEMAL Kılıçdaroğlu’nun Karkamış ve Nizip’te üç günlük notlarını aktarırken ‘Kılıçdaroğlu sahaya indi’ başlığını kullanmıştık. (23 Mayıs Perşembe) Yazımız büyük yankı uyandırmış, kulisler hareketlenmişti. Kılıçdaroğlu’nun pazartesi akşamı KRT’deki konuşmasında artık ateşi yaktığı iyice ortaya çıkmıştı. Herkes Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından yeniden genel başkanlık için aday olacağını söylüyor ama gerçek biraz daha farklı mı? Kılıçdaroğlu, CHP’nin 31 Mart seçim zaferinin yolunu kendisinin açtığını düşünüyor demek ki... (…)

Kılıçdaroğlu, yeniden cumhurbaşkanı adaylığı için ilk ateşi yakmış oldu. Aslında bugün için CHP’de de Kılıçdaroğlu’ndan daha ‘şanslı’ kimse de yok. Çünkü mevcut yasalara göre cumhurbaşkanlığı için ya 100 bin imza ya da Meclis grubu kararı gerekiyor, eğer bugün CHP Meclis grubunda bir oylama yapılırsa ‘Kılıçdaroğlu açık ara birinci çıkar’ görüşü konuşuluyor; bu Meclis grubundan ne Özgür Özel ne Ekrem İmamoğlu ne de Mansur Yavaş çıkmaz iddiasında bulunuluyor.

Kılıçdaroğlu, CHP Genel Merkezi ve Özgür Özel arasında saray ile mücadele üzerinden politik bir ayrılık inşa etmek için ilk adımı attı. Görünen o ki bunun arkası gelecek. CHP’yi büyük ve aynı zamanda çok sert bir iç mücadele bekliyor. Kılıçdaroğlu, konuşmasında bunun ipuçlarını verdi. Haydi hayırlısı.

(Kılıçdaroğlu’nun çalışmalarında yanındaki en büyük yardımcısı, eski Aydın Milletvekili ve Deniz Baykal’ın yakın ekibinde bulunmuş olan Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar. Baydar, Edirne’de Selahattin Demirtaş ziyaretinde de vardı.)

Medyanın Halleri