4 Eylül Medyanın Halleri
HDP’NİN KUYRUĞUNA TAKILAN SÖZDE AYDINLAR İÇİN TAM BİR UTANÇ
NEDİM ŞENER-HÜRRİYET
Dünyada bir terör örgütünden evlatlarını böylesine bir eylemle kurtaran annelere rastlanmamıştır. Terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı ve suç ortağı HDP’nin böylesine bir eylem karşısındaki sessizliğini anlıyorum ama HDP’nin kuyruğuna takılan sözde aydınlar; siyasetçi, gazeteci, yazar ve sanatçıların sessizliği ise tam bir utanç. Hacire Akar’ın dediği gibi, “Nerede insan hakları diyenler?” Onlar ölü sessizliğine bürünse de Diyarbakır Anneleri, Şırnak, İzmir, Hakkâri, Van, Muş hatta Berlin’deki annelere ilham verdi ve yüzlerce aile eyleme başladı. Teröre karşı devlet hem sınır içinde hem dışında etkili mücadele ediyor. Ama PKK terör örgütüne ve onun siyasi suç ortağı HDP’ye en büyük darbeyi anneler vuruyor. Anneler çocukları damatlık giysin istiyor, PKK ve çocuklarını gözü gibi koruyan, yurtdışında okutan HDP yöneticileri ise onlara sadece sarı ceset torbasını layık görüyor.
DEVLETİN GÜBRE DESTEĞİ VATANDAŞA ULAŞMIYOR
DİLEK GÜNGÖR-SABAH
Türkiye'deki 7 gübre üreticisinin (Bandırma Gübre Fabrikaları- BAGFAŞ, Ege Gübre, Eti Bakır, Gemlik Gübre, Gübre Fabrikaları, İstanbul Gübre, Toros Tarım) birlikte hareket ederek fiyatları yükselttiğinden şüpheleniliyor. Soruşturmada tarafların; fiyat, stok, kapasite ve satış bölgesi gibi tüm stratejik faktörler bakımından ortak hareket içinde bulunup bulunmadıkları derinlemesine analiz edilecek. Rapor çıktıktan sonra da eğer rekabete engel durum yaşanmışsa ceza kesilecek. Bu meselede kimin ne yaptığının anlaşılması devletin bütçesi açısından da önemli… Neden mi? Çünkü devlet 2.1 milyon çiftçiye mazot ve gübre desteği veriyor. Bu destekleri de sürekli artırıyor. Ama destekler gübredeki fahiş artış nedeniyle amacına ulaşamıyor. Velhasıl, gübredeki fahiş fiyatları önlemek, çiftçinin üretim maliyetini düşürecektir. Vatandaşın gıdayı daha ucuz almasını sağlayacaktır. Maliye politikasının teşvik aracının israf edilmesi önlenecektir.
SETA İTTİFAK İÇİ BARAJI TARTIŞMAYA AÇIYOR
BURHANETTİN DURAN-SABAH
SETA Siyaset Direktörü Nebi Miş'in işaret ettiği gibi parti sistemindeki bu tür parçalanma "koalisyoncu başkanlık sistemi" üretiyor. Mevcut Başkan Bolsonaro'nun partisi 513 milletvekilinden sadece 52'sine sahip. Türkiye'de Cumhurbaşkanı Erdoğan "faktörü" sebebiyle bu ölçüde parçalanma gerçekleşmedi. Cumhur İttifakı Erdoğan desteğini, Millet İttifakı da Erdoğan karşıtlığını bir tutkal olarak görüyor Şimdiden parçalanma eğiliminin arttığını söyleyebiliriz. 2018 seçimlerinde 8 parti seçime girmişti, halen 13 parti Meclis'te temsil ediliyor.Onlarca partinin meclise girmesi demokrasinin kalitesini artırmıyor.
Aksine kişi odaklı bölünmeler ve sıkı koltuk pazarlıkları gibi yozlaştırıcı etkide bulunuyor.
Siyasal sistemimizin uzun vadeli istikrarı açısından ittifak içi barajı tartışmakta fayda var.
YALÇIN, NEREDEYSE, ABD’Yİ KOVDUKLARI İÇİN TALİBAN’A EMPERYALİST DİYECEK
SONER YALÇIN-SÖZCÜ
1933'te Nazi diktatörlüğe giden yol Versailles Antlaşması ile döşendi. Hitler bu anlaşmayı yırtıp atacağını söyleyerek Almanya'da faşizmi inşa etti. Dediğini de yaptı; Versailles Antlaşması ile kaybettiği toprakları geri almak için Polonya'ya saldırdı: Tarih 1 Eylül 1939 idi. Peki… Sorum var: Hitler antiemperyalist görülebilir mi? Öyle ya, emperyalist boyunduruğa karşı bağımsızlık mücadelesi verdi mi; evet! Öyle ya, ulus devletinin kaynaklarını sömüren yabancı sermayeye karşı mücadele verdi mi; evet! Bunlar size absürt gelebilir. Haklısınız. Ama “anti-emperyalist” nitelemesi günümüzde bol keseden her politik harekete münasip görülmüyor mu artık? Ne ideoloji aranıyor, ne siyasi duruş! Mesela: Taliban anti-emperyalist mi?
HAFTANIN PİNOKYOSU: BARIŞ YARKADAŞ
ABC, Cumhuriyet gibi yayın kuruluşları Türkiye-Polonya maçı sonrası TRT’nin İzmir Marşı’nı sansürlediğini iddia etti. TRT Genel Müdürü Prof. Dr. Zahid Sobacı “Türkiye-Polonya maçı Bulgaristan’da oynandığı için bu maçın resmi yayıncısı olarak Bulgaristan’daki yayın kuruluşundan verilen görüntüler TRT’ye iletilmiş ve herhangi bir kesintiye uğramadan TRT ekranlarına yansıtılmıştır. Kadınlar Avrupa Voleybol Şampiyonası’nın yayın formatı gereği her maç sonrası olduğu gibi Türkiye-Polonya maçı sonrasında da yayıncı kuruluş ekrana maça ilişkin detaylı grafikleri yansıtmıştır. Grafiklerin ekrana getirilmesi sırasında İzmir Marşı da alt ses olarak ekrana yansımıştır." dedi. Sobacı ayrıca "Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve değerlerimiz hepimizin ortak paydasıdır ve kimsenin tekelinde değildir. Millilerimizin başarılarını TRT ekranlarından yayınlamaya ve hep birlikte ortak sevinç paydasında buluşmaya devam edeceğiz." Diye de ekledi. Fakat maçı izleyen herkesin bildiği, gördüğü bu hakikat ortadayken ve konuya ilişkin açıklama yapılmışken Barış Yarkadaş ““Filenin Sultanları’nın söylediği İzmir Marşı’nı canlı olarak yayımladıysanız, bizimle o an’a dair görüntüleri paylaşın tartışma da bitsin. TRT’nin sanırım böyle bir teknik imkanı vardır. Yapacağınız şey çok basit: Marşın söylendiği videodan bir bölüm yayımlamak” diyerek yalanı sürdürmekte ısrar etti. Sözcü gazetesi ise açıklamaya rağmen ertesi gün manşetini sansür yalanına ayırdı.
HAFTANIN YALANI: TALİBAN HELİKOPTERDEN ADAM ASTI
Sosyal medyaya düşen bir video Afganistan’a batı gözüyle bakan medya organlarını heyecanlandırdı.. Videoda helikoptere bayrak asmaya çalışan Taliban askeri sanki idam edilmiş gibi gösterildi. BBC, Sputnik TR, ABC, Cumhuriyet bu haberi böyle verdi. Gerçek çok geçmeden anlaşıldı. Gazeteci Mehmet Akif Ersoy “ Taliban’ın helikopterle birini astığına dönük haberler asılsız. Helikopteri kullanan da asılı gibi görünen de zaten Taliban.
Asıldığı söylenen kişi orada Taliban bayrağını açmaya çalışıyor ancak beceremiyor.
Görüntü de farklı algılanarak paylaşılıyor.” Dedi. Yalanın ortaya çıkmasına rağmen söz konusu haber ve paylaşımlar silinmedi.