4 milyar 250 milyon liralık kaynak KKTC ekonomisi için büyük fırsat
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Maliye Bakanı Sunat Atun, KKTC'deki mali durum, atılması planlanan adımlar ve Türkiye ile KKTC arasında imzalanan 2022 Yılı İktisadi ve Mali İşbirliği Protokolü'ne ilişkin konuştu.
Bakan, KKTC maliyesinin sürdürülebilirliğini sağlamanın kendileri için en temel nokta olduğunu vurguladı. Bütçeyi denk tutmak gerektiğini belirten Bakan Atun “Bu da içinden geçmekte olduğumuz kriz döneminde zor hale gelmiş durumda.” dedi.
DAR GELİRLİLER İÇİN ÖNLEM
KKTC bütçesini, 2022'nin başında yasalaşan 12 milyar 770 milyon liralık seviyeden, 18 milyar 810 milyon liralık seviyeye çıkardıklarını anlatan Atun “Buradaki temel neden, devletin harcamalarını, mükellefiyetlerini, hizmetlerini sağlayabilmesi ve ödemelerini yapabilmesi için güncel fiyatlarla yeni bir bütçe gerekli." diye konuştu. Dar gelirli vatandaşı, enflasyon karşısındaki yüksek kayıp tehdidiyle karşı karşıya bırakmama konusunda kararlı olduklarını vurgulayan Atun, devlet olarak bu noktada gerekeni yapacaklarını söyledi.
'ÜLKE EKONOMİSİ YATIRIMLA BÜYÜMELİ'
Atun, "Bütün gayretlerimiz, KKTC ekonomisinin yeniden üretkenliğini kazanması içindir. Devletin gelir düzeyini de özel sektör öncülüğünde artırmak niyetindeyiz. Özel sektörün sermaye birikimini güçlendirmeli. Yatırımları teşvik edelim, yatırım finansmanı sağlayalım ve yeni yatırım alanlarını teşviklerle destekleyelim, bu şekilde ülke ekonomisi büyümeye gitsin. Haliyle yeni istihdam alanları açılır ve halkın refahı yükselir." dedi.
Bakan Atun, 6 aylık "hayat pahalılığı" zammını da kamu çalışanı ve emeklilerin maaşlarına yansıtmak üzere çalıştıklarına işaret etti. Atun, ülkedeki yoksul sınıfa, Başbakan Üstel'in onayıyla, bir veya iki defaya mahsus yardım yapılabileceğini, bu konuda çalışmalar yaptıklarını söyledi.
PROTOKOLÜN ÜÇ BACAĞI
Ana vatan Türkiye ile 4 milyar 250 milyon liralık kaynak içeren bir mali ve iş birliği protokolü imzaladıklarına değinen Atun, protokolün KKTC için bir çıpa gibi olduğunu ve 3 bacaktan oluştuğunu vurguladı:
“Protokolün ilk bacağı, takvimlendirilmiş, eylem planlarından oluşan ve bir hedefi olan programdır. İkinci bacağı fondur, 4 milyar 250 milyon liralık fonu vardır. Üçüncü bacağı ise uygulayıcıdır. Uygulayıcının da kararlı bir şekilde bu protokolü hayata geçirmesi, içeriğindeki eylem planına takvimine göre uyması, öngörülen yasaları yapması, reform programlarını uygulaması ve gereken teşvik ile destekleri ülke reel sektörüne sağlamasıdır. 4 milyar 250 milyon liralık bu kaynağın 3 milyar 200 milyon lirası, KKTC ekonomisine doğrudan hibe olarak ayrılmıştır. Bu 3 milyar 200 milyonun ise 2 milyar 164 milyon lirası doğrudan KKTC reel sektörüne, altyapı yatırımlarına, teşviklere ve katkılara ayrılmıştır. Bu protokol, KKTC ekonomisi için çok büyük bir fırsat, özellikle de bu kriz dönemlerinde.”
'DIŞ FON İÇİN BEDEL ÖDEMEYEN TEK ÜLKE'
Ülkelerin kriz dönemlerini yönetirken kaynağa ihtiyaç duyduğunun ve bunun bir bedeli olduğunun altını çizen Atun, "KKTC, ana vatanı sayesinde dış fon kaynağına sahip olabilen ama bunun için herhangi bir bedel ödemeyen dünyadaki belki de yegane devlettir. Bu bizim için büyük bir nimettir, bu fırsatın da kıymetini bilmemiz gerekiyor. Bunun kıymetini bilmek de gereğini yapmak, programı uygulamak ve bu kaynakları projelendirerek süratli bir şekilde değerlendirmekten geçiyor.” diye konuştu.