5 Ekim Medyanın Halleri
İşte günün öne çıkanları...
TERÖRÜN ÖNÜNDE PKK ARKASINDA ABD
Nedim Şener - Hürriyet
TERÖRİSTLERİN saldırı planı, saldırı yöntemi, zaman ve yer seçimi ile üzerinden çıkan silah ve mühimmat üzerinde durmayı gerektiriyor. 9 kilo 700 gram C-4 patlayıcı madde, 3 adet el bombası,1 adet roketatar, 1 adet Glock marka susturucu takılı tabanca, 1 adet Blow marka tabanca, 1 adet M-4 marka Karabina uzun namlulu silah, 1 adet AK-47 marka uzun namlulu silah. Tamamı ABD’nin terör örgütüne yaptığı silah yardımı envanterinde mevcut. Saldırı ile devletin ön önemli kurumlarından biri hedef alındı. Türkiye içinde kalabalık gruplar halinde saldırı yapamayan PKK’nın Mersin Mezitli’de olduğu gibi artık iki kişilik ekipler halinde saldırıda bulunduğunu ayrıca 13 Kasım 2022 günü İstiklal Caddesi’nde bombalı saldırıda olduğu gibi Araplar başta yabancı teröristler kullandığını gösteriyor. Yani PKK/KCK-PYD/YPG yöntem değiştiriyor. Milli İstihbarat Teşkilatı, aylardan beri çok önemli bir çalışma yürütüyor. Özellikle Suriye ve Irak’ta PKK/KCK-PYD/YPG unsurlarını adım adım takip eden Milli İstihbarat Teşkilatı PKK/YPG’nin Türkiye içerisine uzanan ve bu değişen taktik ile yöntemlerini deşifre etti. Geçmiş dönemde örgütün özellikle sözde özel güç yapılanmasınca Kuzey Irak ve Suriye’den ülkemize yönelik eylem amaçlı gerçekleştirdiği “kadro, silah/mühimmat ve patlayıcı” aktarım faaliyetleri TSK, Emniyet, Jandarma ve MİT’in başarılı operasyonlarıyla engellendi. Bunun üzerine PKK yönetimi, eylem amaçlı planlamalar için örgütün istihbarat yapılanmalarına yeni görev verdi.
ÇİN’İN ÜRETİMİ ‘KÜRESEL KUZEY’İ DÜŞÜNDÜRÜYOR
Kerem Alkin - Sabah
Dünya imalat sanayinin yüzde 28.7'sini tek başına gerçekleştiren Çin'in GSYH'sı içerisinde sanayinin payı da yüzde 39.3. Sanayinin GSYH'daki payı açısından Endonezya yüzde 39.8, Norveç 36.3 Güney Kore yüzde 32.4, Rusya yüzde 31.4, Şili yüzde 32.3 ve Türkiye 31.1. 'Sanayi ötesi toplum'a geçtikleri ifadesiyle, ülke ekonomisini ağırlıklı hizmetler sektörü ile yürüten ABD'de aynı oran yüzde 17.9, Fransa'da yüzde 16.7, Birleşik Krallık'ta yüzde 17.3. Sanayiye halen önemli değer veren İspanya'da yüzde 20.4, İtalya'da yüzde 22.7, Kanada'da yüzde 24.1, İsviçre'de yüzde 24.6, Avustralya'da yüzde 25.6, Almanya'da yüzde 26.7 ve Japonya'da yüzde 18.8. Bu verilere bakıldığında, imalat sanayinde, alt başlıkları olarak savunma teknolojileri, enerji teknolojileri, yeni nesil gemi inşa, yeni nesil makine, yeni nesil elektronik endüstrilerinde 'yerli-milli' proje ve üretime imza atan Türkiye için, imalat sanayinin ağırlığı önemli. Pazartesi günkü yazımızda, Çin'in 20 yılda Avrupa'yı adeta sollayarak, küresel güneş paneli üretiminin yüzde 80'ini karşılayan bir ekonomiye dönüştüğünden söz etmiştik. Çin, aynı 20 yılık dönemde, yüksek teknolojiye haiz imalat sanayi ürünlerinin küresel üretimindeki payını yüzde 6'den yüzde 20'nin üzerine taşıdı. Bu dönemde, Çin yüksek teknolojiye dayalı imalat sanayi ürünlerinde payını neredeyse 15 puan arttırırken, Japonya aynı dönemde 4 puan, ABD'de 6 puan, esas Avrupa 12 puana yakın pay kaybı yaşadı. Nitekim, önümüzdeki dönemde, Çin'in yüzde 100 elektrikli araçlar, yeni nesil uçak üretimi ve yeni nesil gemi üretimindeki iddiasını da sürdürmek istediği gözleniyor. Bu durum, Avrupa ve ABD açısından, Çin'in dev boyutlardaki çelik ve gemi inşa üretim kapasitesinin azaltılması için yoğun müzakereler yürütme arayışlarını da yoğunlaştırmakta.
AYŞENUR ARSLAN YALNIZ DEĞİLDİR
Turgay Güler - Akşam
Peki ne demeye çalışıyor Ayşenur Arslan? 'Saldırı PKK işi olamaz'! Ama PKK 'biz yaptık' diyor. Peki PKK işi değilse nedir? Faik Öztrak'la aynı şeyi ima ediyor. Bu kafaya darbe de beğendirememiştik. Bunlara göre şayet bir darbe başarısız olmuşsa işin içinde bir bit yeniği vardır. Kemal Bey niçin 'kontrollü darbe' diye tutturdu. Çünkü darbeden haberi vardı. Darbenin başarısız olma ihtimali aklının ucundan bile geçmiyordu. Kanımca öylesi bir güven aşılamışlardı kendisine. Anahtar teslim iktidar sahibi olacaktı. Olmadı! Bu arada dün Ayşenur Arslan gözaltına alındı. İfade verdi. Sonra serbest kaldı. Halk TV Ayşenur Arslan'ı kovdu. Mahallesi Ayşenur Arslan'a sahip çıktı. Tüm bunlar milletin gözünün önünde oldu. İşin garibi Ankara'nın göbeğinde saldırı girişiminde bulunan PKK'yı bu arkadaşlar sayesinde konuşamadık. Bütün tepkiler bu arkadaşların manipülasyonlarıyla PKK'dan uzaklaştırıldı. Hep öyle olmadı mı zaten. Ve son bir not. Halk TV ve kafası var olduğu sürece CHP iktidar yüzü göremez. AK Parti'nin yerinde olsam Halk TV'ye her türden imkan ve desteği sağlarım.
'ULUFE' BEKLENTİSİ
Soner Yalçın - ODATV
Çorum gibi ülkenin dört yanında artık ön seçim yapılmıyor. Bu son seçimde de yaşandı: Milletvekili adayı olmak isteyenler sekiz kişilik CHP genel merkezindeki “politbüro” önüne çıkıp, “beş dakikada” kim olduğunu anlattı! Ve böyle listeler, sıralamalar oluşturuldu. Ki, kimlerin abisi-kardeşi aracılığıyla adaylardan ne paralar aldığı ve listenin paraya göre oluşturulduğu ahlaksızlığına hiç değinmeyeyim. CHP'de de temel sorun bu; siyasetin temel taşı ahlâk ile politika ilişkisi son derece yozlaştı. Ahlâki değer yargıları, siyaset alanından ötelendi: Parayı veren düdüğü çalar! Türk Dil Kurumu sözlüğündeki “politika”, “devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatı, siyaset, siyasa” olarak tanımlanıyor. Günümüzde bu tanımdan “devlet” kelimesini çıkarıp “kişi” sözcüğünü eklemeliyiz! Siyaset, ticarethaneye dönüştürüldü… Biz bu köşede neyin mücadelesini veriyor, neyi tartışmaya çalışıyoruz. İşte görüyoruz, CHP kongreye giderken çoğu fırsatçı partilinin gündeminde sadece “belediye başkan adayı” ya da “belediye meclis üyesi” olmak var! Halka rağmen bugün Kılıçdaroğlu’nun hâlâ koltuğunda oturabilmesinin tek sebebi yerel seçim ulufesi beklentisidir. Kimi kandırıyorsunuz? Atatürk’ün partisi kirlilik içindedir.
İÇİŞLERİNE SALDIRI GİRİŞİMİNİN ARKASINDA KİM VAR?
Özay Şendir - Milliyet
Yapılan saldırılarda gördük ki, terör örgütü dehşet yaratmak adına hep kalabalıkları hedef aldı, intihar saldırısı düzenledi, içinde insanların olduğu dev mağazaları ateşe verdi. Hatta hep sivillere saldırdıkları için zaman zaman sorumluluğu TAK (Kürdistan Özgürlük Şahinleri) adlı, sözde PKK’dan ayrılmış bir grubun üzerine attılar. Pazar günü düzenlenen saldırı terör örgütünün eylem pratiğine uymuyor. İçişleri Bakanlığı’na, en boş olduğu pazar sabahı saldırmaya çalışmaları garip. Kaldı ki, polis ve jandarmanın operasyonlarıyla ülke sınırlarında tutunamayan terör örgütüne en ağır darbeler ülke dışında Silahlı Kuvvetler ve MİT tarafından vuruluyor. Terör örgütü neden İçişleri Bakanlığı binasına saldırı girişiminde bulundu sorusunun cevabı PKK’nın organize suç örgütleriyle ilişkisinde aranmalı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın sokak satıcılarına değil büyük balinaları hedef alması, üst üste yapılan operasyonlar, terör örgütüne taşeron bir saldırı siparişine dönüşmüş olabilir. PKK, uyuşturucu ve organize suç grupları arasındaki ilişkiye bakınca, bu seçeneğin üzerinde daha çok durmak gerekiyor.