23 Kasım 2024 Cumartesi
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

5 Kasım Medyanın Halleri

Hazırlayan: Ercan Dolapçı

5 Kasım Medyanın Halleri
A+ A-

CUMHURİYET SAYESİNDE TURİZMDE İLK 10’DAYIZ

YALÇIN BAYER / HÜRRİYET

Türkiye’nin 2022 yılında dünya turizminin ilk 10’u arasında olması Cumhuriyet sayesindedir. Türkiye buraya 20 yılda değil, Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana geçen yüzyılın birikimiyle geldi.

Cumhuriyet’in 1. yüzyılının sonunda bugün Türkiye, çok az ülkeye nasip olabilecek tarihi ve kültürel mirasa sahip bir ülke olmanın yanı sıra, turizmde, daha doğru tanımla, seyahat endüstrisinde önemli bir avantaja daha sahiptir. O da Cumhuriyet’in ürünü olan insan kaynağıdır. Türkiye, Cumhuriyet sayesinde bugün dünya turizminde bir aktördür.

Türkiye, dar anlamda turizmde, geniş ve doğru tanımıyla seyahat endüstrisinde; Almanya kadar organizasyon ve İngiltere kadar finansman olanağı olmamasına, ulaşılabilirlikte Fransa kadar avantajlı, uluslararası pazara çıkışta İspanya kadar köklü olmamasına rağmen bugün eğer dünya turizminin ilk 10’u arasında yer alıyorsa, bunu sağlayan Cumhuriyet’in ürünü insan kaynaklarıdır.

Türkiye’nin, Sovyetler Birliği dağıldığında, bu sektörün uluslararası alanda finansal bakımdan en güçlü, şirket yapıları en organize ülkelerin dahi çok istedikleri halde giremedikleri bugünün Rusya’sına girip bugün o pazarda belirleyici konumda olmasını sağlayan da o insan kaynağıdır.

ERDOĞAN’IN DİPLOMASİ TECRÜBESİ DÜNYA GÜNDEMİNDE

MEHMET BARLAS / SABAH

Dünya "savaş, siyasi istikrarsızlık, enerji darboğazı, tedarik sorunları ve ekonomik krizler"le çalkalanırken, Türkiye'den gelen iyi haber tüm dünya medyasında öne çıktı. Türkiye'de muhalefet kendi aday sorununa çözüm bulamazken Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın enerji ve gıda krizlerine diplomatik çözümler üretiyor. Erdoğan'ın 24 saat içinde Rusya Devlet Başkanı Putin'le "lider diplomasisi" yaparak çözdüğü tahıl krizi, tüm dünya medyasının manşetlerindeydi.

Washington Post, tahıl krizinin çözümünde Türkiye'nin önemine değindi. New York Times, Putin-Erdoğan görüşmesinden sonra krizin çözüldüğüne dikkat çekti. Guardian ise Türkiye'nin rolünün öneminin altını çizdi. Liste böyle uzayıp gidiyor.

Erdoğan'ın diplomasideki 20 yıllık tecrübesi, onu dünyada önemli bir siyasi aktör haline getirdi. Erdoğan'ın diplomatik hamleleri 2023 seçimlerine de damga vuracak gibi görünüyor.

Bir tarafta kendi ülkesinin güvenlik güçlerine "Ordu kimyasal silah kullanıyor" ve "Türkiye uyuşturucu paralarıyla cari açığı kapatıyor" şeklinde iftiralar atan bir ana muhalefet var. Diğer yanda sadece ülkesinin veya bölgesinin değil dünyanın küresel sorunlarına kafa yoran, çözüm üreten bir Cumhurbaşkanı

FETÖ ile PKK'dan beslenen bir ana muhalefet ve lideri için "Bunlar artık Türkiye için bir güvenlik sorunu" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ne demek istediğini şimdi daha iyi anlıyoruz.

Türkiye iyice keskinleşen bu ayrımla 2023 seçimlerine gidiyor. Bu ayrımı gören seçmenin de ferasetine güveniyorum.

UYUŞTURUCU TARLALARI, CIA VE KEMAL KILIÇDAROĞLU

KURTULUŞ TAYİZ / AKŞAM

Kandil'in uyuşturucu tarlalarına bekçilik edenlere sırtını dayayıp seçim kazanma hesabı yapan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun "cari açığı uyuşturucu parasıyla kapatıyorlar" iftirası şaşırtıcı değil. Bu sufleleri aldığı yapı (FETÖ), yıllarca uyuşturucu trafiğini yönetmeye çalışan ABD'ye bağlı bir istihbarat aparatı zira. Siyasi alanı yıllarca bu iftiralarla zehirlediler. Hem uyuşturucu trafiğinin göbeğinde yer aldılar hem de rakip gördükleri siyasetçileri bu yalanlarla karalamaya çalıştılar.

Türkiye uzun süredir Kılıçdaroğlu aracılığıyla hem FETÖ'nün hem PKK'nın bu tür kara propaganda saldırılarına maruz kalıyor. TSK'ya atılan "kimyasal silah" iftirası ve hükümete yönelik "cari açığın kapatılmasında uyuşturucu parası kullandığı" yalanları bu kara propaganda türünün en son örnekleri.

Bu kara propaganda türünü siyasi çekişmelerin bir yansıması olarak görürsek yanılırız. Bu psikolojik harp yöntemi, siyasi parti ve kişileri hedef almıyor, doğrudan Türkiye'yi hedefe koyuyor.

FETÖ ve PKK, ABD istihbaratına doğrudan bağlı çalışıyorlar; CHP ve HDP ise bu örgütlere arayüz işlevi görüyor. "Kimyasal silah" yalanını yayan TTB gibi örgütler ve dışarıdan fonlanan bazı sivil toplum kuruluşları da içeride psikolojik harpla görevli 5. kol güçleri.

MUHALEFETİN YERLİLİK ORANI

KADİR YILDIZ / TÜRKGÜN

AB üyesi ülkelerin büyükelçileriyle kapalı kapılar ardından basına kapalı toplantılar yapıp, söz alıp sözler veriyorlar.

ABD Büyükelçisi ile özel temas kurup, rutin ziyaretlerini eksik etmiyorlar.

Yabancı misyon şeflerine mektuplar yazarak Türkiye’yi jurnalliyorlar.

6+1’li masanın ilk toplantısının bildirgesini yabancı bir büyükelçinin onayından sonra servis ediyorlar.

Alman ve İngiliz dergilerine röportajlar verip “Türkiye’de can ve mal güvenliğinin olmadığı” yönünde şikâyetlerde bulunuyorlar.

Adı sık sık 6’lı masanın ortak adayı olarak geçen bir belediye başkanı Fransa’da bir toplantıda kayyum atanan HDP’li başkanları savunup, Fransız dergilerine verdiği röportajda da ülkesini şikâyet ediyor.

Aynı belediye başkanı, İngiliz elçiyle kar eşliğinde gözlerden uzak romantik balık masaları kuruyor.

Türkiye’deki muhalefeti destekleyip Erdoğan’ı devirmek istediğini söyleyen Joe Biden’ı seçimlerin hemen ardından tebrik etme yarışına giriyorlar.

ABD’den demokrasi ve barış dileniyor, “içerideki dostun ve müttefikin biziz” diyorlar.

BİR ZEHİRLİ KANAL KILIÇDAROĞLU

YAKUP KÖSE / STAR

CHP'nin başına müstehcen kasetten ataması yapılan Kemal Kılıçdaroğlu da terör örgütü PKK'nın kimyasal silah yalanının ardından Türk Emniyet Teşkilatı'nın uyuşturucu ticareti yaptığına dair iftira attı.

ABD ve Batı'nın işgal etmek istedikleri topraklar hakkında işgale zemin hazırlamak için attığı yalanların başında gelir 'kimyasal silah" ve 'uyuşturucu ticareti'.

ABD eski başkan yardımcılarından Henry A. Wallace 40'lı yıllarda bir makalesinde, Amerikan faşizminin metodunun kamuoyunu bilgilendirme kanallarını zehirlemek olduğunu yazmış. Zehirli kanallardan bilgilenen toplum da haliyle ABD tarafından zehirlenmiş olacak.

CHP, Türk toplumuna psikolojik savaşın taktiklerini uyguluyor. Yalanlarının anında ortaya çıkacağını bildikleri halde asla yalan söylemekten vazgeçmiyorlar. Demek ki ihale çok büyük!

Medyanın Halleri