5 Ocak Medyanın Halleri
'ZENGİNLİKLERİ ARTANLAR İÇİN EK VERGİ GELSİN'
HASAN ÖZTÜRK / YENİ ŞAFAK
2021’in mayıs ayından bu yana “Zenginden alın fakire verin” diyoruz.
Önerimizin hükümet tarafından uygulamaya konulduğunu da müşahede ediyoruz.
Asgari ücretteki düzenleme, dün de memur ve emekliler için yapıldı. Küçük esnaf, tarım sektörü hasılı dezavantajlı gruplara yönelik “sosyal destek” ve programlar adım adım uygulamaya konuyor. Evde bakımdan, yaşlılık maaşına kadar birçok konuda geride kalan veya geride kalma ihtimali olan dezavantajlı gruplara yönelik çalışmalar devam ediyor. Ancak yeterli mi diye de sormak gerekiyor. Dünya ekonomisinin büyük bir bunalımda olduğu gerçeğini ıskalamıyoruz. Sıfır enflasyonlu ekonomiler bile yıllar sonra enflasyon belasıyla karşı karşıya. Türkiye ise 20 yıl öncesinin enflasyon rakamlarıyla karşı karşıya. Tek avantajımız o zamanlar bugünkü gibi ne üretimimiz ne ihracatımız ne de istihdamımız vardı. Bugün 225 milyar doları aşan bir ihracatımız var. Pandemiye rağmen istihdamda 2 milyonun üzerinde bir artış var. Bütün bunlara rağmen enflasyonist ortam, ücretlileri, dar gelirlileri, dezavantajlı grupları çok zorluyor. Bunun için yine tekraren söylüyoruz. Zenginden alın fakire verin. Doğalgaz gibi elektrik gibi temel ürünlerde devlet kendi alacağından büyük ölçüde feragat ediyor. Ama yetmiyor. O halde, bu dönemde zenginliklerine zenginlik katanlar için ek vergi önerimi yineliyorum. O ek vergiyi de geride kalan, geride kalma ihtimali olan insanlarımıza sosyal projeler olarak verirsek, bu sıkıntılı günleri daha huzurlu şekilde atlatabiliriz. Yoksa, her geçen gün toplumsal kesimler arasındaki ekonomik uçurum büyür, uçurum büyüdükçe huzur ortamı kalmaz.
KARAR YAZARINDAN İTİRAF: MİLLET İTTİFAKI TEPKİ OYLARINI ÇEKEMİYOR
AHMET TAŞGETİREN / KARAR
‘Ekonomiyi düzeltirse CHP düzeltir’ dedirtemediği gibi, tepki oylarını da çekemiyor CHP. Anketlerde AK Parti oylarında görülen düşüş CHP oylarına zerre kadar bile yükseliş olarak yansımıyor. (İYİ Parti’ye ise -belki CHP’nin müttefiki olmasının da tesiriyle- şimdilik çok az yansıyor. Gelecek Partisi ve DEVA Partisi’ne -belki CHP’nin potansiyel müttefikleri olarak görülmelerinin de tesiriyle- hakeza.) Daha ziyade kararsızlar yükseliyor AK Parti irtifa kaybettikçe. AK Parti kökenli kararsızların gelişmelere bağlı olarak yeniden AK Parti’de karar kılmaları mümkün ama öyle yapmasalar bile CHP’ye yönelmeyecekleri anlaşılıyor. Yönelebilecek olsalardı bunun emaresini şimdiye kadar görürdük. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu uzun zamandır değişim işaretleri veriyor, geçmişteki başörtüsü yasağı meselesinde CHP’nin sergilediği tavırdan ötürü özeleştiri yapıyor, muhafazakâr kesimle helalleşmekten bahsediyor vs, vs, vs, ama yok işte, yok. Niye yok? Çünkü Kılıçdaroğlu bu söyleminde samimi olsa bile (hissimce samimi), mukaddesatla kavgalı tek parti diktatörlüğü ve 28 Şubat mirası, mütedeyyin yahut muhafazakâr kitleleri CHP’den uzak tutmaya devam ediyor. En iyi ihtimalle ‘Kılıçdaroğlu ne yaparsa yapsın CHP kafasını değiştiremez’ diye düşünüyor bu cenahtakiler. Ve CHP Meclis Grup Başkanvekili Özgür Özel’in okul öncesi Kur’an kursu hakkında “orta çağ zihniyeti” diye 28 Şubat ağzıyla konuşması gibi ‘Bildiğin CHP’ manzaraları bu kanaati kuvvetlendiriyor.
Hazırlayanın Notu: Yazar CHP ve diğer partilerin tepki oylarını toparlayamamasının nedenini “yeterince muhafazakâr” olmamakta buluyor. Aslında öyle olmadığı diğer partilerin büyümemesinden belli. Onu da CHP ile yakınlaşmaya bağlıyor. Yani CHP ne kadar muhafazakâr görüntü verirse millet ittifakı o kadar büyür diyor. CHP ve millet ittifakı partileri, vatansever siyasetlerin tam karşısında olduğu için halk güvenmiyor. Türkiye düşmanları ile işbirliği halinde olanları halk çok iyi biliyor. Vatan Partisi ise kendi programını ısrarla savunarak her kesimden büyümeye devam ediyor.
ZAMLAR SAHTE İÇKİYİ ARTTIRDI
FUAT UĞUR / TÜRKİYE
Evde sigara yapılıyor mu bilmiyorum ama artık içki içilen onbinlerce evde çok ucuza rakı ve şarap yapıldığını çok iyi biliyorum. Alkollü içkilerdeki ÖTV insanları adeta kimyager yaptı. Bir de bilmeden bu işi yaparak sahte içki imal edip satan katiller var. Zam çözüm mü?
'EKONOMİDE ÖZAL ÖNCESİNE DÖNME SİNYALLERİ'
FATİH ALTAYLI / HABER TÜRK
Ekonomi sanki Özal öncesine dönme sinyalleri veriyor. Daha kapalı, daha kontrollü, kamu kontrolünde bir ekonomi. Bunun ilk adımı, ihracat gelirlerinin, yüzde 25’inin Merkez Bankası’na bozdurulması şartını getiren uygulama. Diyelim ki, 10 milyon dolarlık ihracat yaptınız. Ödemenizi aldınız, akreditifinizi çözdürdünüz. Bunun 2,5 milyon dolarını hemen Merkez Bankası’nda bozdurup TL’ye çevireceksiniz. İyi de bu nasıl olacak! Biliyoruz ki, Türkiye ihracatta ithalata bağımlı. Bunun oranı yüzde 80’in üzerinde. Deniz ürünleri ihracatında bile yemdi, ağdı, ilaçtı, motordu derken yüzde 80 ithalata dayalıyız. Bazı sektörlerde bu daha yüksek ama ortalama olarak 100 dolarlık ihracat yapmak için en az yüzde 80 oranında ithalat yapmalıyız. Tekstilde bile.
CEM YILMAZ, TÜRK OLMAKTAN UTANANLARLA DALGA GEÇİYOR
AHMET HAKAN / HÜRRİYET
İçimizde bazı kompleksli tipler var. Yurtdışına çıktıklarında Türklerle karşılaşırlar.
Sonra da ağızlarını büzerek yakınırlar: 20 Aralık’takine benzer bir hamleye ihtiyaç var
“Ay şekerim. Paris’e gittim. İnanır mısın, her yer Türk.” Bir de kendisine “Hiç Türk’e benzemiyorsun” denmesiyle... Onur ve gurur duyan tipler var. Cem Yılmaz, son gösterisinde... Baştan aşağı komplekse bürünmüş bu tiplerle öyle bir kafa buluyor ki... Baktım: Bütün yerlici ve millicilerimiz zevkten dört köşe. “Helal olsun Cem Yılmaz’a” diyorlar.
Demek ki neymiş? Cem Yılmaz... Tek bir kalıba, tek bir tavra, tek bir ideolojiye, tek bir cepheye indirgenemezmiş. Demek ki neymiş? Cem Yılmaz... Öyle bir yerli ve milli kesilirmiş ki... Bugüne kadar kendisine laf sokuşturanlar bile alkışlamak zorunda kalırmış.