6'lı masanın ortağının hedefinde 6284 var: ‘6284'e saldırı LGBTİ’ye hizmettir’
Saadet Partisi'ne yakınlığıyla bilinen Milli Gazete ‘İstanbul Sözleşmesine karşı çıkacağım’ derken kadını ve aileyi koruyan 6284 sayılı kanunu hedefe koydu. Avukat Zühre Genişel, 6284'e saldırarak LGBTİ mücadelesi yapılamayacağını belirtti, 6’lı masanın İstanbul Sözleşmesi vaadini hatırlattı.
Saadet Partisi'ne yakınlığıyla bilinen Milli Gazete dün, kadını ve aileyi koruyan 6284 Sayılı Kanunun kaldırılması talebini içeren manşet haberiyle çıktı. “6251 ve 6284 kaldırılsın!” başlıklı haberde, LGBTİ hareketinin nedeni bahsi geçen kanun maddeleri olarak gösterildi. Vatan Partisi Öncü Kadın Hukuk Bürosu Başkanı Avukat Zühre Genişel'e 6251 ve 6284 sayılı kanunların içeriklerini ve LGBTİ'ye yönelik yaklaşımlarını sorduk.
Genişel, 6251 Sayılı Kanun'un İstanbul Sözleşmesi'nin yürürlüğe girmesine ilişkin olduğunu, sözleşmenin feshedilmesi nedeniyle kanunun uygulanma alanının kalmadığını söyledi. Bu kanunun toplam üç maddeden oluştuğunu, sözleşmenin yürürlüğe girme şekli, zamanı ve yürütülme mercini tanımladığını anlattı. Sözleşme ortadan kalktığı için kanunun da kadük hale geldiğini bildirdi. LGBTİ hareketleriyle 6284'ün ilişkilendirilmesinin yanlışlığına da dikkat çeken Genişel, kanunun haberde belirtilenin aksine aileyi korumayı hedeflediğine değindi. “6284’ü hedef alırsanız LGBTİ’ye hizmet edersiniz” diyen Genişel, LGBTİ hareketlerinin önüne geçilmesi için sivil toplum kuruluşlarının yabancılar tarafından fonlanmasına izin verilmemesi yönünde düzenleme yapılması gerektiğini söyledi. Dernek kuruluşlarına ilişkin kanunda ifadelerin daha açık yazılmasını, belediye desteklerinin denetlenmesinin gerekliliğini vurguladı.
Genişel özetle şöyle konuştu: “Haber, LGBTİ'nin toplumu zehirlediği ve toplumsal aile ilişkilerini bozduğu noktasında doğru. Ancak haberde doğru olan tek şey bu. 6251 Sayılı Kanun, İstanbul Sözleşmesi'nin yürürlüğe girme şekli ve zamanını tanımlar. Türkiye, İstanbul Sözleşmesi'nden çekildiği için bu kanunun artık uygulama alanı yoktur. Çünkü kanunun dayanağı olan sözleşme ortan kalkmıştır. Gazetenin haberinde, sanki 6251 Sayılı Kanunun içerisinde LGBTİ hareketini cesaretlendiren, yol açan hükümler varmış gibi bir sunum var, yanlış. 6251 kadük olmuştur. Uygulama alanı yoktur.
'KADININ KANUNLA KENDİSİNİ KORUMASINI İSTEMİYORLAR MI?'
“Daha vahim hata ise LGBTİ hareketleriyle 6284'ün ilişkilendirilmesi. 6284 Sayılı Kanun ailenin korunması ve kadına yönelik şiddetin engellenmesi kanunudur. İlk olarak aileyi korumayı hedeflemekte, bununla birlikte aileyi korurken aileyi yıkıma uğratan şiddet olaylarının önüne geçmeye çalışmaktadır. Milli Gazete'nin, ailenin korunmasından anladığı kadının şiddet görmesi midir? Şiddet gören kadının kendini kanunlarla korumasını engellemek midir? 'Kadın şiddet gördüğünde kullanacağı bir hakkı olmasın, böyle aileyi koruyalım' diye bir tez mi üretmektedir? Bunun gerçek hayatta da karşılığı yok.
'ZEHİRLİ TANIMLAMALAR YOK'
“Bu kanunda toplumsal cinsiyet eşitliği, cinsel yönelim gibi LGBTİ'nin hayat bulduğu o zehirli tanımların hiçbiri yok. Aksine aileyi eşit bireylerden oluşan, birbiriyle dayanışma, sevgi, saygı içinde yürütülmesi gereken bir ilişki olarak tanımlamakta. Bu kanunu kaldırarak ne LGBTİ hareketlerini engelleyebilirsiniz ne de aileyi koruyabilirsiniz.
'6284’E KARŞI ÇIKARAK LGBTİ ENGELLENEMEZ'
“6284'e saldırmak için LGBTİ'yi kullanmak hedefi saptırmaktır. Bu ne kadını korur ne aileyi korur ne de LGBTİ hareketinin toplumsal çözülmesini bertaraf etmesini sağlar. 6284 üzerinden LGBTİ mücadelesi yapılması doğru değildir, toplum için zararlıdır.
'VATAN PARTİSİ TÜM TÜRKİYE'YE ANLATTI'
“İstanbul Sözleşmesi'nin feshiyle ilgili kendilerinin büyük bir mücadele yürüttüklerini ve bu mücadele sayesinde İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmenin mümkün olduğunu söylemişler. Bir diğer vahim hata da budur. Vatan Partisi ilk günden itibaren son derece doğru ve net bir tavırla ideolojik mücadele yürütmüş ve İstanbul Sözleşmesi'nin 'zehire bulanmış şeker' olduğunu bütün Türkiye'ye anlatmıştır. Bunu yapan Vatan Partisi ve Öncü Kadın'dır. Bu mücadeleyi anlamak LGBTİ hareketlerinin toplumsal çözülmeye yönelik tavrının engellenmesi için öncelikli olacaktır. Nitekim milletimiz bu mücadelenin doğruluğunu görmüş, geniş kitlelerle bu mücadele yürütülmüştür.
YABANCI FONLAR
“LGBTİ hareketlerinin diğer ülkelerden fonlandığını biliyoruz. Türkiye'deki sivil toplum kuruluşlarının fonlanmasının önüne geçilmeli. Buna dair düzenleme yapılması gerekiyor. Ayakları Türkiye'ye basan ve Türkiye'nin dertlerine çözüm üreten sivil toplum kuruluşlarından bahsediyorsak, yabancı baskısını kaldırmamız gerekiyor.
KANUNDAKİ TANIMLAR
“Genelde dernekler üzerinden örgütleniyor bu yapılar. Derneklerin kurulmasıyla ilgili şartlarda bulunan 'ahlaka aykırı' gibi tanımların netleştirilmesi, içlerinin açılması gerekiyor. Bu alandaki faaliyetlerin önüne kanunların açıkca yazılmasıyla geçilebilir. Bunun dışında LGBTİ hareketleri belediyeler tarafında da besleniyor, yerel yönetimlerin de bu anlamda denetlenmesi gerekiyor. Ayrıca medya ve sosyal medya üzerinden yayılmanın engellenmesi için açık yasaklama ve denetim/ yaptırım getirilmeli.”
'ALTILI MASAYA KARŞI KOYAMIYORLAR'
Avukat Genişel, Saadet Partisi'nin ve yayını Milli Gazete'nin düştüğü çelişkiye de dikkat çekti: “6'lı masanın bileşenlerinden birisi olan Saadet Partisi, 6'lı masanın en temel sloganlarından birine karşı koyamıyor. O masada hala oturuyor. 6'lı masanın temsilcileri '24 saat içinde İstanbul Sözleşmesini yürürlüğe koyacağız' demektedir. Bu açıdan bakılınca İstanbul Sözleşmesi'ni istedikleri ortadadır. Mücadelede samimiyet ve tutarlılık önemli.”