7 ateşten geçenler atılım için toplandı
Türkiye'nin zorluklardan çıkış günleri yaklaşıyor! Devrimci Parti, vatansever gençlik gökten nmedi ya! Rotayı netleştirmek, kıdemlilerin tecrübesini yabana atmamak gerek. Geçen Cumartesi günü İstanbul’da gelenekten geleceğe Aydınlıkçılar görev başındaydı, devrim günlerinin rotasını görüştüler.
Vatan Partisi İstanbul İl Örgütü, önceki gün özel bir toplantıya ev sahipliği yaptı. Toplantıya İstanbul’daki 50 yıllık Aydınlıkçılar davetliydi, konu önümüzdeki görevlerdi. Mali Müşavirler Odası Toplantı Salonu’ndaki buluşmada, heyecan doruktaydı. Artık 60’lı, 70’li yaşlara gelmiş, torun torba sahibi olmuş 'kıdemliler' yine Parti’nin bir işaretiyle toplanmış, yeni görevleri dinleyecekti. Toplantıda balıkçı Ümit’in dile getirdiği gibi, bu kitlede yaş 70, ama iş bitmemişti! Kırk yıllık arkadaşım Daşar Karadağ, toplantının fikir babasıydı. Halen Görev Vakfı Yönetim Kurulu üyesi ve Genel Başkan Danışmanı olarak görev yapan Karadağ, toplantının amacını anlattı: “Toplantının amacı, İstanbul örgütünü güçlendirmek, genç arkadaşlarımıza kıdemlilerin tecrübesini aktarmak! Davetlilerimiz, İstanbul’daki kıdemlilerdi. Özellikle 1990 öncesi Parti’ye katılmış üyelerimize ulaşmaya çalıştık. Hedefimiz, İstanbul örgütünü şaha kaldırmak! Kıdemlilerin bütün gücüyle katılmasını sağlamak! İstanbul İl Örgütünü zor günlere hazırlamak, Parti’nin tecrübesini gençlere aktarmak. Kıdemlilere de çağrı yapıyoruz, buna girişin!“
DEVRİMCİLİKTE EMEKLİLİK YOK
Vatan Partisi İstanbul İl Başkan Yardımcısı Süleyman Kılıç, şiirsel bir açış konuşması yaptı. Parti’nin fedailerini andı, “Dün de bugün de kendimizi milletimize ve vatanımıza adamışız… Mazlumlar dünyasının kurtuluşuna adamışız” dedi. Atatürk’ün işaret ettiği “Mazlumların zalimleri mahv ve perişan etme” gününün gelip çattığını söyledi, ”Genel Başkan, kıdemli devrimciler için emeklilik tarihini sonsuz olarak açıkladı” ifadelerini kullandı.
İlk kutlama mesajı okundu. Gönderen, işçi önderi, 30 yıllık partili Akif Yılmaz’dı. Mesajda “Görev talep ediyorum” diyordu.
İKTİDARA TAŞIMA İŞİ VAR
İlk konuşmacı, Vatan Partisi İstanbul İl Başkanı Cem Dikmen, “Herkesin işi var! Eleştiriler bize” dedi, kıdemli abla ve ağabeylerine şöyle seslendi: “Kökü olan Partiyiz. 50 yılı aşkın tecrübeyle süzülen, kökleri olan bir Partiyiz. O tecrübenin yetiştirdiği Türkiye’nin gıpta ettiği bir örgütümüz, gençliğimiz ve politikalarımız var. Bu başarıyı yaratan kıdemli Aydınlıkçılara teşekkür ediyorum. Şimdi önümüzde öncü Partimizi iktidara taşıma günleri var. İktidar mücadelesini başarıya ulaştırmak için çağrı yapıyorum. Burada, bu salonda bütün kavgamızı yapalım ve ardından bir yumruk gibi çıkıp bulduğumuz ilk görev yerinde mevziye girelim. Devrimcilikte emeklilik yoktur. Tecrübeye en çok ihtiyaç duyduğumuz günlerdeyiz. Kıdemli üyelerimizin il-ilçe örgütlerimizde mevziye girmesi Partimizi şahlandıracak ve iktidar mücadelemizi başarıya taşıyacaktır. Haydi göreve!”
BALIKÇISI, DOKTORU AYDINLIK’TA
Divan Başkanı Merkez Karar Kurulu üyesi Ferit İlsever’di. Bir yanında 50 yıllık dava arkadaşı Daşar Karadağ, Musa Tanrıkulu, diğer yanında İl Başkanı Cem Dikmen ile uzun yol arkadaşları Şule Perinçek ve Erkan Önsel vardı. Bendeniz de 45 yıllık Aydınlıkçı olarak bu saygın ekipte yer almak onuruna erişmiştim. Sıra konuşmalara geldi…
Ozan Selahattin Akarsu, hapishanede bizimkilerle tanışmış, “18 yaşındaydım, Aydınlıkçı oldum. Teorik konuşmayı bilmem. Ama o gün bugündür Partiden kopamıyorum” dedi. Sonra genç Barış Demiralay’a söz sırası geldi. “Tarihsel mirasa yaslanarak yeni döneme giriyoruz. Savunma değil taarruz dönemindeyiz” sözlerine şu hatırlatmayı ekledi: Unutmayın, Ergenekon’da önce tecrübeye saldırdılar! Sıra Ümit Baytur’a geldi. Partisi, gazetesi, kanalıyla Deva Çıkmazındaki çalışanların yemekhanedeki ziyafet günlerinde yakından tanıdığı isim. Koşun Ümit abi balık getirmiş! İşte o Balıkçı Ümit, tam bir filozof, oturduğu yerden ahkam kesenlerden değil, hep sahada. Dedi ki, “50 yıldır dünyayı, Türkiye’yi sallıyoruz. Yaşımız 70, işimiz bitmemiş!”
Balıkçıdan sonra sıra Dr. Kürşat Bozkurt’taydı. “60’lı, 70’li yaşlara geldik. Hayat hep bizi doğruladı” dedi.
Kabil Kocatürk, toplantının 50 yıllık kıdemlilerle sınırlı kalmasına itiraz etti: 50 değil 100 yıllık Partiyiz, dedi. TKP’nin, TİP’in öncülerini, Özgünerleri, Spatarları hatırlattı, saygıyla anıları önünde eğildi.
NE SÖYLEMİŞSE ÇIKTI
Erkan Önsel, İstanbul İl Örgütü’nün önceki başkanı, şimdiki Görev Vakfı Başkanı, Parti tarihinin son 50 yılının birinci tanıklarından. Parti içindeki dönemeçlerde hep en önde. İdeolojik ayrım noktasının nereden başladığını hatırlattı: “Milli Demokratik Devrim ile Sosyalizm tartışmasıyla başladı, bugünlere geldik.”
USMER’in yeni başkanı Şule Perinçek, “Partide kadınlara yatırım yapılmıyor” tezine karşı kritik bir noktaya dikkat çekti: “İstanbul Sözleşmesi yaygarasının etkileri bunlar!” Gençlik konusunda da iki çift lafı oldu Perinçek’in. Dedi ki, “Ben bugünkü gençliği ne Gezi’ye ne 68 gençliğine değişmem. Bizim tecrübelerimiz üstüne, bizi aşarak bugünlere geldiler.” Daha çok geleceğe dönük işler peşindeydi, kıdemlileri ve konukları USMER ve Görev Vakfı’nın çalışmalarına katkı vermeye davet etti.
Genel Başkan’ın yakın çalışma arkadaşı, Özel Kalem Müdür Yardımcısı Ozan Özaslan söz aldı. Bazı kıdemlilerden gelen 'sert üslup' eleştirilerinin adını koydu: İdeolojik sapma!
Gazetemiz Genel Müdürü Osman Erbil de hiç ikilemedi: “Türkiye devrime hazırlanıyor! Dönüm noktasına çok yaklaştık. Bunu göremeyenler yoldan ayrılıyorlar. Biz önümüze bakalım” diyerek önümüzdeki görevleri hatırlattı. TGB Genel Başkanı Dilek Çınar, kürsüye çıktı. Ceketi, derli toplu saçları, sakin yüzü ama ateşli hatipliğiyle salondakilere “Hadi göreve” komutu verdi. Tarihi duyuruyu tekrarladı: Bu kuşak devrim yapacak! Kıdemliler de destek olacak. Başka yolu yok!
Eski Tekel işçi önderlerinden Süleyman Güven söz aldı. Kendisini 10 yıl öncesinden tanıyorum, CHP’den katılmıştı. Açık yüreklilikle şu saptamayı yaptı: Vatan Partisi olmasaydı, Türkiye ne BOP’u tanırdı, ne Silivri duvarları yıkılırdı, ben de Recep Tayyip Erdoğan düşmanı olarak HDP ile kol kola yürüyor olurdum! Parti ne söylemişse bugüne kadar haklı çıkmıştır! Kıdemliler buluşması, adeta bir şölenle sona erdi. Herkes 18 yaşın devrimci heyecanına tekrar kavuştu. Genel Başkan rotayı çizmişti. Zaman, hep birlikte geçmiş maceraları anlatma zamanı değildi artık. Önümüze bakalım, ne yapabiliriz diye konuşuldu.