7 Ekim Medyanın Halleri
Hazırlayan: Ercan Dolapçı
TÜRBAN KONUSUNDA ÇOK YANLIŞ ADIMLAR
ORHAN BURSALI / CUMHURİYET
Özgürlükler bir bütün. Dezenformasyon yasasıyla tamamen yasaklı, cezalı, habere konuşmaya yasak ve ağır cezalar koyan bir ülkeye dönüştürülmeye çalışılan bir ortamda, özgürlük denince “türbanı, tarikatı, ensarı, cemaatleri” anlayan, “Özgürlükleri biz getirdik” yalanıyla ortalıkta dolaşan bir iktidarla, hiçbir ortaklık kurulamayacağı görülemiyor.
İşte gelin bunu anayasanın bir daha değiştirilemez maddesine dönüştürelim önerisi, böyle bir arsızlık içeriyor. Yasaklar cenderesine tıkılan bir ülkede, zaten özgür - serbest olan türbanı mı konu etmeliyiz? (…)
Başörtüsüne -türbana yasallık kazandırma girişimini, tamam ülke gitti, şeriat geldi zırvalığına alet etmek, nasıl kabul görecek hatta tartışılacak bir görüş değilse... Ülke batmışken türbanı günlerce sürecek bir karşı saldırı maddesi yapmak da o kadar yanlış...
CHP ve Millet İttifakı’nın ana gündem maddesinden asla sapmamaları gerekiyor. Konuyu, hedefi dağıtmak, odaktan uzaklaşmak olur. Şimdi görüldüğü gibi, çırpınan iktidara can suyu vermek olur.
CHP’NİN TEKLİFİ TAKTİK İCABIYMIŞ!
EMİN ÇÖLAŞAN / SÖZCÜ
CHP'nin Meclis Başkanlığı'na sunduğu bir kanun teklifi var. Kamuda başörtüsünün yasa ile serbest bırakılması. Örtünme zaten serbest. O kadar ki, karşımızda artık her alanda örtü görüyoruz.
Bazı kadın hakimler, savcılar, polisler, subay ve astsubaylar dahil isteyen her kadın kamu görevlisi özgürce örtünüyor. Peki o halde durup dururken ne oldu da CHP böyle bir kanun teklifi hazırlayıp Meclis'e sundu?
Size çok basitçe anlatmaya çalışayım. Geçtiğimiz yaz aylarında memleket turuna çıkan, ya da çıkarılan milletvekilleri dahil bütün AKP görevlileri bir şeyi açıkça veya el altından ama ısrarla tekrar ettiler.
“Haberin olsun vatandaşım, eğer CHP iktidar olursa başörtüsü yasağını yine getirecek, kadınlarımızın örtünmesi yasak olacak!”
Bu durum tespiti (!) beyinlere yaz ayları boyunca itina ile işlendi, özellikle muhafazakâr kesimin duyarlı olduğu konular gıdıklanıp yeniden piyasaya sürüldü. İnananlar acaba olmuş mudur? Mutlaka olmuştur…
Üstelik bu temelsiz iddianın haziran 2023 seçimlerine kadar el altından ya da açıkça gündemde tutulacağı da belliydi. CHP şimdi bu siyaset gargarasını iktidarın elinden almaya çalışıyor. Kanun teklifi özellikle bu nedenle, AKP'yi köşeye sıkıştırmak için verildi.
BAŞÖRTÜSÜ VE KILIÇDAROĞLU'NU OKUMA KILAVUZU
TACEDDİN KUTAY / AKŞAM
Bayram değil seyran değil eniştem baldızını niye öptü?
"Seçim yatırımı" diyen var, "masadaki ortaklarının gönlünü almak istedi" diyen de oldu, "Kemal Bey bir demokrasi mücadelesi veriyor bu da onun bir parçası" diye partizanca keramet atfedene de denk geldim. Bütün bu yorumların hiçbirine iltifat edesim yok doğrusu. Kemal Bey'i biraz olsun gözlemledim ve kendimce bir formül ürettim. Kılıçdaroğlu'nun genel duruşuna tatbik edince bu formülü, doğru sonuç elde ediliyor. Arz edeyim:
Formül aslında basit. Kemal Bey suret-i haktan görünerek herhangi bir şey söylüyorsa katiyen söylediğini değil; bir altını yahut bir üstünü mana olarak kabul etmeniz sizi doğru sonuca ulaştıracaktır. Yani 10 diyorsa Kemal Bey, 9 yahut 11 anlayınız. Fart halinde 8 de olur 12 de..
EVDEKİ BULGURDAN DA OLMAK ÜZERELER…
ALİ SAYDAM / YENİ ŞAFAK
Kılıçdaroğlu, kendisinin ‘marifet’ sandığına inandığımız bir hamle yaptı…
“Kadınların Yürüttükleri Mesleğin İcrası Kapsamındaki Kılık ve Kıyafeti Giymek Dışında Herhangi Bir Zorlamaya Tabi Tutulamaması Hakkında Kanun Teklifi”, CHP grup başkan vekilleri Engin Altay, Engin Özkoç ve Özgür Özel imzasıyla Meclis Başkanlığına sunuldu…
90’lı yıllarda ve 2008’de başörtüsü yasağını kaldırmak için yapılan girişimleri her defasında Anayasa Mahkemesine taşıyan, 80 yaşındaki dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan’ı neredeyse cezaevine gönderecek 28 Şubat sürecindeki tutumuyla vicdanları yaralayan CHP’nin ve Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun bu hamlelerini unutmayanlar “Samimi değil…”, “Seçim yatırımı…” gibi eleştirilerle konuyu kesip attılar. Onlar için bu yeni hamlenin bir anlam taşıması zaten söz konusu olamazdı…
Peki, Genel Başkan bu işe neden kalkıştı?
Kılıçdaroğlu, bir süredir iletişim stratejisini değiştirmiş durumda… Gündem yönetimine soyunuyor, çoğu zaman arkasını getiremeyeceği, kimi zaman dostlar alışverişte görsün tadında, bazen de akla, hayale, devlet ciddiyetine sığmayan vaatleri ortalığa saçıyor… Bunlar bir süre konuşuluyor… Sonra hop başka bir dala sıçrayıveriyor… Bu sefer sert kayaya çarptı…
CHP’DE FIRTANI ÖNCESİ SESSİZLİK!
MAHMUT ÖVÜR / SABAH
Normalde CHP gibi bir partiden böyle bir öneri gelmesi önemlidir. Ancak ortada garip bir durum var. Türkiye'nin son 20 yılında sessiz devrimlere imza atan, dindar, Kürt, Alevi ve azınlık sorunlarıyla devleti yüzleştiren, darbeleri ve vesayeti gerileten, başörtüsü meselesini sorun olmaktan çıkartan AK Parti ve lideri Başkan Erdoğan'ı "düşmanlaştıran" Kılıçdaroğlu'nun, bütün bu konularda "olumlu" adım atması kimseye inandırıcı gelmiyor, gelmez de.
İşin garip tarafı sadece AK Parti ve MHP değil CHP ve çevresi de buna inanmıyor. Şimdiden müthiş bir tepki var.
O nedenle CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Başkan Erdoğan'ın dünkü anayasa teklifine kaçamak bir cevap veriyor: “Her gün anayasayı çiğneyen bir anlayışla anayasa değiştirecek halimiz yok.”
İyi de o zaman yasayı neden değiştiriyorsunuz? Siyaset üretmeyince işin bu noktaya gelmesi kaçınılmazdı. Asıl fırtına bundan sonra kopacak. Zaten Cumhuriyet yazarı Mehmet Ali Güler, bunun ilk işaretini verdi: “Bu yöntemle her halükarda AKP zihniyeti kazanmış oluyor.”
Hızlı çark edenlerden biri de yine Cumhuriyet yazarı Orhan Bursalı'ydı. Bursalı, Kılıçdaroğlu'nun çıkışını ilk başta olumlu görürken, dünkü anayasa hamlesinden sonra şöyle diyordu: “Yanlış bir girişim olduğu ortaya çıktı...”
Bundan sonra, Foncu medya, “Kılıçdaroğlu AK Parti'ye çalışıyor.” der ve bir kampanya başlatırsa hiç şaşırmam.