7 Haziran Medyanın Halleri
HAZIRLAYAN: ERCAN DOLAPÇI
BAKAN ŞİMŞEK’İN ZOR SINAVI
YUSUF DİNÇ / YENİ ŞAFAK
Bu arada liralaşma adımları da önümüzdeki dönemin tartışmaları içinde geniş yer tutacak. Özellikle de Kur Korumalı Mevduat hesapları (KKM) gündemi meşgul edecek. KKM çok çok iyi bir enstrümandı; eğer KKM ile edinilen döviz rezervlerde kalsaydı. Başka bir zaman ve başka bir ortamda tanıtılsaydı “liralaşma başlığında dolarizasyon” eleştirisine maruz kalmazdı. KKM’ye ilgi sürer, bu ilgi de rezerve dönüştürülürse yılın son çeyreği çok daha rahat geçirilebilir. Bu gerçekleşirse kısmen de olsa KKM kendi kendisini de tasfiye edebilir. Tabii eğer tasfiye edilmesi planlanıyorsa.
Aslında KKM varken döviz hesabı açılabilmesi bir ikilem. Türkiye’de döviz hesaplarıyla ilgili liberal tavrın devam edeceği öngörülürse KKM’lerin tasfiye edileceği düşünülebilir. Ama liralaşma konusunda bir tavır sahibi olmak ve bu tavrı korumak gerektiği de bugünkü Türkiye’nin bir gerçeği.
Elbette liralaşmayı sadece dövizin temerküz merkezinde değil, tasarruf tercihinin yapıldığı merkezde de tutundurmak gerekir.
Hâsılı, iki önemli kısıt ekonomi yönetiminin önümüzdeki dönemde kurulacak her denklemde karşısına çıkacak; birisi güçlü ücret artışı, diğeri liralaşma.
Vizyoner bir lider ve başaracak bir ekip olduktan sonra istenen sonuçlar alınabilir. Tabii toplam amaç lakayıt piyasadan serbest piyasaya geçiş olacak.
Paranın pazarı değil, ev sahibi olunacağı yüz yılın temelinin atılacağı günler başladı.
ZAFER ABİDESİNDE PARLAYAN BİR YILDIZ
MURAT ÖZER / AKŞAM
Diyanet İşleri Başkanı'nın duasına sadece Ermenilerin, Rumların, Musevilerin dini liderleri değil, ABD'ye boyun eğmeyen sosyalist ülke Venezuela'nın lideri Maduro da amin diyordu. Bir dua, böylesi meydan okur mu sömürgecilerin yıkılmaz sanılan tahtına. Okurmuş.
Salonda en büyük alkışı Devlet Bahçeli aldı. Şüphesiz onun bu zaferdeki payı çok büyük. Maduro'nun adı anıldığında kopan alkış tufanı adeta dünyayı tarumar eden Amerikan kibrine atılan bir tokat gibiydi. Karabağ Zaferi'nin mimarı İlham Aliyev de milletin alkışlarla bağrına bastığı bir başka lider oldu.
Ülkesindeki muhalefetin ve diasporanın öfkesini üzerine çekmek pahasına Külliye'ye gelen Paşinyan da ilgi odağıydı. Cumhurbaşkanımızın teşekkür konuşmasında ismine yer vermemesinden mi, Aliyev'in arkasında bir sandalyeye oturtulmasından mıdır bilmiyorum, o müthiş Türk merhameti hemen depreşiverdi. İstisnasız herkes Paşinyan'a bir selam verip "aferin böyle devam et" deme telaşına düştü. Herhalde salondan en son ayrılan liderlerden olmuştur.
Bu tören uzun yıllar konuşulacak. Çünkü bir dönüm noktasının, dünyaya yeniden "ben varım" diyen güçlü Türkiye'nin ayak seslerini işitmeyen kalmadı.
DEVRİMCİ KABİNEDEN REFORMCU KABİNEYE
MAHMUT ÖVÜR / SABAH
Bunlara paralel, küresel sistemi sarsan pandemi krizi, Rusya-Ukrayna Savaşı ve deprem dâhil onlarca doğal felaket yaşandı. Geçen 100 yılın son kabinesi, Başkan Erdoğan'ın liderliğinde, Türkiye'yi, ayaklarına vurulan prangalardan kurtaran "devrimci bir kabine"ydi ve tarihin en anlamlı mücadelesini verdi. Her üyesiyle her alanda ön açtılar.
Bu zorlu mücadelede öne çıkan ve her türlü saldırıya uğrayan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'yu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ı, MİT Başkanı Hakan Fidan'ı, milli enerji politikasının oluşmasına öncülük eden Berat Albayrak'ı ve ön açıcı fikirleriyle her kritik olayda devrede olan İbrahim Kalın'ı da anmadan olmaz.
İşte Türkiye Yüzyılı kabinesi bu mücadelenin içinden çıktı... Her biri de bu mücadelenin bir parçasıydı. Şimdi ellerinde, devletin kirli yapılardan temizlendiği, terörün en alt seviyeye indiği, ulaşım ve sanayi altyapısının büyük oranda tamamlandığı, her alanda yerli ve milli hassasiyetin arttığı güçlü bir siyasi zemin var. Sıra bu siyasi zemini demokrasi ve hukukla, üretim ve katma değeri yüksek ihracatla, küresel güçlerin sık sık operasyon yapamayacağı ekonomiyle ve çok yönlü stratejik dış politika hamleleriyle taçlandırmak. Yeni üyelerin her biri bu vizyonu gerçekleştirecek nitelikte.
ÖLDÜK DE HABERİMİZ Mİ OLMADI?
BAHADIR ÇOBAN / TÜRKGÜN
Gazeteci Murat Yetkin, CHP’den 15 milletvekili koparan DEVA Partili bir yetkilinin kendisine “Ticaret böyle yapılır” dediğini söylemiş.
Alan memnun veren memnun.
Şu sıralar muhalefetin en büyük kaybetme hissini belki Meral Akşener yaşıyordur.
Masadan kalkışı, oturuşu, Ekrem İmamoğlu üstünden kurmaya çalıştığı planların her defasında boşa çıkışı onu bir hayli germiş, yormuş, bıktırmış olmalı.
Kamuoyu baskısına boyun eğerek ‘kazanamaz’ dediği Kılıçdaroğlu’nu desteklemek zorunda kalışı, günün sonunda hem istediği ismi Cumhurbaşkanı yapamaması hem de başbakanlık hayallerine sonsuza kadar veda etmesi onu siyasi hayatının bu son sahnesine pişmanlıklarla sokacaktır. Ama İP’teki durgunluğa bakılırsa Meral Akşener’in de koltuğunu koruyacağı söylenebilir. O da diğerleri gibi mutluluğu tadacak yani.
Cumhurbaşkanı Erdoğan kazandığı halde kabinesinde büyük değişiklikler yaparak enerjisini tazelerken kaybedenler kulübünün gediklileri yerli yerinde durmaya devam edecekler. (...)
Mamafih Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni kabinesi muhalefetin yazar-yorumcularından bile övgü dolu yorumlar alıyor. Bunların el birliğiyle bozdukları toplum psikolojisi Türk ve Türkiye yüzyılının ılımlı ve olumlu atmosferinde tedavisini bulacaktır.