7 Ocak Medyanın Halleri
Hazırlayan: Ercan Dolapçı
AYM’NİN HDP KARARININ ANLAMI
MEHMET BARLAS / SABAH
Anayasa Mahkemesi, HDP'nin hazine yardımı hesabına geçici bloke konulmasına karar verdi. Mevzuata göre HDP'ye bu sene 179 milyonu 10 Ocak'a kadar olmak üzere 539 milyon TL hazine yardımı yapılacaktı. Anayasa Mahkemesi'nin HDP'nin kapatılmasıyla ilgili ne zaman ve nasıl bir karar vereceği belli değil. Seçimden önce çıkacak bir karar doğal olarak seçim sonuçlarını da etkileyecektir. Şu aşamada partinin kapatılmasından daha ziyade kaynaklarının kesilmesi daha makul duruyor.
AYM'nin bu tür kararları cuma akşamları açıklanıyordu. Nedeni de piyasaların sert tepki vermemesi. Ama bu karar tuhaf bir şekilde perşembe sabahı açıklandı. Borsalar aşağı doğru sert bir tepki verdi. Birçok hisse, taban fiyatları gördü. Olan yine küçük yatırımcıya oldu.
Gelelim kararın siyasi sonuçlarına... 6'lı masanın tüm aktörleri, HDP'nin oylarına talip olmak için ellerinden geleni yapıyor. Bunların başında da Anayasa'daki "Türklük" tanımını tartışmaya açan DEVA Partisi geliyor. Ama bu, iki tarafı da keskin bir bıçaktır. HDP/ PKK'nın oylarını alayım derken merkezdeki oyları tamamen kaybetme riski de var. Toplumun her kesiminden Ali Babacan'a gelen tepkileri analiz ettiğinizde bunun siyaseten çok riskli olduğunu görebilirsiniz.
HDP'nin kapatılması davasına gelince... Mahkeme ne karar verecek hep birlikte göreceğiz. Ancak bildiğimiz bir şey var ki, bu seçim süreci daha çok olaya gebe.
ABD'NİN KORKTUĞU OLDU
KURTULUŞ TAYİZ / AKŞAM
ABD yönetimi, Türkiye-Suriye yakınlaşmasını doğru bulmadıklarını ve Şam rejimiyle ilişkilerin düzeltilmesini desteklemediklerini açıkladı.
Suriye'nin kanlı bir iç savaşa sürüklenmesinin aslında başaktörü ABD'dir. Bu kanlı savaşı gerekçe göstererek Suriye'yi işgal etmiştir.
ABD ve koalisyon ortakları, dünyanın gözleri önünde işgal ettikleri Suriye'yi ameliyat masasına yatırarak "ikinci İsrail"i kurmaya koyulmuşlardır.
Suriye'nin kuzeyinde şekillenmeye başlayan PKK devletinin hamisi ABD ve koalisyon güçleridir. Şam yönetimini adeta esir alarak, buna göz yumar hale sokmuşlardır.
Türkiye'yi kendisine yönelik bir tehdit olarak algılayan Şam yönetimi de terör örgütü PKK/YPG'yi, Ankara'ya karşı elinde bir koz olarak tutma yolunu seçmiştir.
Bu durum ne Şam yönetiminin ne Ankara'nın işine yaramaktadır. ABD'den başka kimsenin işine gelmemektedir.
Bu statükoyu kırmanın zamanı çoktan gelip geçmektedir. ABD'nin bölgedeki projelerini tarihin çöplüğüne atmanın zamanı gelmiştir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da Şam ile temas konusunda yöneltilen soruya "liderler olarak bakanlarımızdan sonra görüşeceğiz" diyerek net bir cevap vermiştir. Bu açıklama, 2011'de sonra Suriye'de başlayan ve bölgeye yayılan kaos döneminin kapanacağı anlamına geliyor.
Türkiye-Suriye yakınlaşması, ABD'nin Suriye'den çıkarılmasının başlangıcı olacaktır. ABD'nin, Türkiye-Suriye yakınlaşmasından korkmasının sebebi budur. Yıllardır kurmakla meşgul oldukları "PKK devleti" için çanlar çalmaya başlamıştır. 2023'te Erdoğan'ı durduramaz ve altılı masayı iktidara getiremezlerse ABD'nin bölgede barınma ihtimali kalmayacaktır. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin en önemli yanlarından biri de budur.
MUHALİFLERİN SON DUASI: MASA DAĞILSIN ALLAH’IM
AHMET HAKAN / HÜRRİYET
Altılı Masa, yeniden istikrara kavuşmuş gibi görünüyor.
Sular durulmuş, çekişmeler azalmış, sulh sağlanmış gibi.Eğer Masa’daki bütün gerilim son bulduysa...
Bu ne anlama gelir?
Tabii ki Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığının önünde engel kalmadığı anlamına gelir.
İşte bunu gören muhalifler, son birkaç gündür “Masa dağılsın” duası etmeye başladılar.
Edilen duanın tam metni, aşağı yukarı şöyle:
Altılı Masa bu haliyle giderse Kılıçdaroğlu kesin aday olacak. Kılıçdaroğlu aday olursa kazanma şansımız az.
Ama masa dağılırsa...
Ve Meral ablamız da Mansur Yavaş’ı aday gösterirse...
İşte o zaman kazanmamız garanti.
Madem öyle...
Çarşı karışsın Allah’ım.
Masa dağılsın Allah’ım.
Âmin. Âmin. Âmin.
HAHAHAHAHA
ÖNE ÇIKAN 10 SEÇİM TARİHİ
ZAFER ŞAHİN / MİLLİYET
Ankara’da herkesin cevabını merak ettiği iki soru var.
1-Muhalefetin Cumhurbaşkanı adayı kim olacak?
2- Seçim hangi tarihte yapılacak?
İlk sorunun cevabını altılı masanın ortakları dahi bilmiyor. O yüzden bu meseleye -şimdilik- çok fazla kafa yormaya gerek yok.
İkinci sorunun cevabı ise büyük ölçüde netleşmiş gibi. Kulislerde öne çıkan tarih 14 Mayıs 2023. (25 Kasım 2022 günü sosyal medya hesabımızdan bunu duyurmuştuk.) Fakat üzerinde çalışılan başka tarihler de var. An itibarıyla seçim tarihi değil ama seçim kararının alınacağı tarihler belli. Hukuken seçimin yenilenmesi kararının 30 Ocak-7 Nisan arasında alınması gerekiyor. İşte olası seçim tarihleri ve kararın alınması muhtemel günler…
EN ERKEN SEÇİM TARİHİ: Seçimlerin yenilenmesiyle ilgili olarak iktidarın hazırladığı seçim simülasyonuna göre, Türkiye’de seçim en erken 9 Nisan Pazar günü yapılabilir. Çünkü seçim kanununda yapılan değişikliğin yürürlüğe girebilmesi için seçimin 6 Nisan’dan sonra yapılması gerekiyor. Bu tarihte yapılacak bir seçim için kararın 30 Ocak-3 Şubat arasında alınması lazım. Karar alındıktan 60 gün sonra seçimin gerçekleştirilme zorunluğu var. Kararın alındığı gün ve Resmi Gazete’de yayımlanma süresi (48 saat) hesaba katılarak 60 günlük süre bu üç günden sonrası olarak hesaplanıyor.
EN GEÇ SEÇİM TARİHİ: 11 Haziran. Eğer seçim kararı 7 Nisan’da alınırsa, seçim normal zamanından sadece bir hafta geriye, yani 11 Haziran’a alınabilir. Bu tarihten sonra karar alınması hukuken mümkün değil.
Karar 27-31 Mart’ta alınırsa, seçim 4 Haziran’da.
20-24 Mart’ta alınırsa, 28 Mayıs’ta.
13-17 Mart’ta alınırsa, 21 Mayıs’ta.
6-10 Mart’ta alınırsa, 14 Mayıs’ta.
27 Şubat-3 Mart’ta alınırsa, 7 Mayıs’ta.
20-24 Şubat’ta alınırsa, 30 Nisan’da.
13-17 Şubat’ta alınırsa, 23 Nisan’da.
6-10 Şubat’ta alınırsa, 16 Nisan’da.
30 Ocak-3 Şubat’ta alınırsa, 9 Nisan’da yapılacak.
YALAN ADAMI TERLETİR
KADİR YILDIZ / TÜRKGÜN
Kimi insanlar ter atmak için spor yapmayı tercih eder, kimisi de yalan söyleyerek ter atmayı spor hâline getirir. Ancak bu iki seçeneğin dışında istemsiz bir ter atmak vardır ki o da bünyeye bulaşan enfeksiyon sonucu oluşur. İdman yoluyla oluşan ter doğal, yalanı spor hâline getirerek atılan ter psikolojik, hastalık yoluyla atılan ise biyolojiktir.
***
İdman ve hastalık sonucu ter atan insanların vücut ısısı yükselirken, yalan söyleyerek ter atan insanların ise soğuk soğuk terlediği görülür. Bu terlemelerin altında ise derinlerde saklanan ama ortaya çıkmasından endişe duyulan bir bilgi vardır. Bu durumlarda korku, panik, tedirginlik ve heyecan sebep; yalan ve ter ise sonuçtur.
Peki, en tehlikeli olanı hangisidir?
Tabii ki de biyolojik ve psikolojik terlemenin aynı anda olması…
Bunun örneklerine nadir rastlanır ama bizim her gün karşımıza çıkan ve bünyesini saran hastalığı örtbas etmek için yalan söyleyerek terleyen bir belediye başkanı var.
Göreve başladığı ilk günden itibaren gösterdiği çeşitli semptomlara ilerleyen zamanlarda yenilerinin de eklenmesiyle bünyede tehlikeli ve ciddi bir durumun olduğu anlaşıldı.
Terörist Selahattin Demirtaş’ın siyasi çizgisini beğendiğini söyleyerek göreve başlamasıyla konsantrasyon bozukluğu ve zihinde bulanıklık belirtileri olduğunu gösterdi.
BAY KEMAL, FETÖ’YÜ YENİDEN YÜKLEMEK İÇİN SABIRSIZLANIYOR
TAMER KORKMAZ / YENİ ŞAFAK
“Altılı Masa iktidara gelirse, FETÖ geri döner! Benim İYİ Parti’den ayrılmamdaki en önemli neden FETÖ’ye gösterilen ılımlı tutumdu!”
Zafer Partisi’nin Genel Başkanı Ümit Özdağ, aynen böyle dedi.
-Eh, doğru söze ne denir…
FETÖ’nün umudu da, Altılı Masa’nın iktidara gelmesidir.
Kılıçdaroğlu, “KHK’lıları kurtaracağını” zaten -her defasında- açıkça söylüyor.
“KHK’lıların tamamı görevlerine iade edilecek. Bir arkadaşımız sadece bu işlerle ilgilenecek” diyen, ta kendisidir. (31.8.2022)
Bay Kemal’in FETÖ ile mücadele etmek gibi bir düşüncesi yok…
-Zaten, hiç olmadı ki!
Tersine “FETÖ’cüleri kurtarmak” diye bir hedefi, dahası Özel Misyonu var!
FETÖ’nün 15 Temmuz’daki hain darbe girişimi için “Kontrollü Darbe” diyen Kemal Kılıçdarson’dan bahsediyoruz.
Darbe teşebbüsü berhava olunca, büyük bir hayal kırıklığı yaşamıştı!