27 Kasım 2024 Çarşamba
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

8 Haziran Medyanın Halleri

HAZIRLAYAN: ERCAN DOLAPÇI

8 haziran köşe yazıları: 8 Haziran Medyanın Halleri

BATI CEPHESİNDE YENİ BİR ŞEY YOK

NEDİM ŞENER / HÜRRİYET

BATI cephesinin adamını bırakıp şimdi de kendisine bakalım. Medyasıyla karşı çıktıkları Erdoğan’ın seçimi kazanması Batılı ülkelerde de şaşkınlık yarattı. Erdoğan’ı hemen karşılarına almak istemedikleri açık ama mesajları medya üzerinden ulaşıyor.

ABD ve Avrupa hegemonyasının ve hükümetlerinin sesi olan basınına baktığınızda, Türkiye’nin hâlâ bir tehdit olarak değerlendirildiğini, Erdoğan için, “diktatör”, “otokrat”, “totaliter” sıfatlarının bolca kullanıldığını görürsünüz. Rusya, Körfez ülkeleri, Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ile ilişkilerinden duyulan rahatsızlığı yine yazıyorlar.

İsveç’in NATO üyeliğine itirazını kaldırması için üstü kapalı baskı uyguluyorlar. Özellikle de ekonomik sorunlara dikkat çekiyorlar. PKK terör örgütü ve Suriye ile Irak’taki uzantılarına karşı mücadelenin, ABD’nin Suriye ve Ortadoğu planlarının bozulması demek olduğunu bildiklerinden bu konuda eleştiri yapıyorlar. Aslında istenenler ve yazılanlar bilinen şeyler.

Yani anlayacağınız, “Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok.”

Peki Türkiye’nin hedefi ne?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yemin töreni sonrası yaptığı, Avrupa Birliği ve Batılı ülkelerin adını hiç anmadığı konuşmasındaki şu ifadeler o hedefi gösteriyor:

“Yeni dönemde muhataplarımız karşılarında sınırları içinde ve dışında terör örgütleriyle daha kararlı mücadele eden, mavi vatanda kendisinin ve kardeşlerinin hakkını daha güçlü gözeten bir Türkiye bulacaktır.”

“Muhataplarımız” derken kim kastedilmiş olabilir? Elbette dost görünümlü, “müttefik” adı taşıyan terörist destekçisi ABD başta Batılı ülkeler...

İMRALI AVUKATI HDP'NİN YENİ EŞ BAŞKANI OLUYOR

KURTULUŞ TAYİZ / AKŞAM

Sonuç olarak PKK'yı korku dağları sarmış durumda. Erdoğan'a karşı oluşturulan şer cephesi tümüyle kaybetti ve şimdi Kandil de bunun sonuçlarıyla yüzleşmekle karşı karşıya.

HDP de aynı şekilde bütün önemini kaybetmiş olmanın yanı sıra ellerindeki belediyeleri de kaybederek, yeni kayyımların devreye girebileceğini ve giderek küçüleceklerini görüyor.

Meseleyi terör örgütü PKK ve HDP'nin seçim yenilgisi olarak görmek çok eksik olur. Kaybedenler, CHP ve HDP'yi de yöneten üst akıl ve güçler.

Şimdi terör örgütü adına da yeni bir oyun kuruluyor. CHP'ye paralel, onunla uyum içinde bir hazırlık bu. Ellerini o kadar çabuk tutmuşlar ki, şimdiden siyaseti yakın geleceğe göre tasarlamaya çalışıyorlar.

50 YILA EŞ DEĞER 5 YIL

HÜSEYİN LİKOĞLU / YENİ ŞAFAK

Bu açıdan Türkiye çok önemli bir 5 yıl kazandı. Dünyanın kendi derdine düştüğü bir dönemde Türkiye, zirvedeki konumunu sağlamlaştıracak politikalar geliştirecek.

Eğer Türkiye’de istedikleri iktidar değişikliğini başarabilselerdi; Togg, nükleer enerji, Karadeniz doğal gazı, Gabar petrolleri, Milli Muharip Savaş Uçağı, KAAN, Kızılelma, gibi projeler tıpkı 1949 yılında Nuri Killigil’in silah fabrikasının havaya uçurulması gibi patlatılacak, ‘Türk Devletleri Teşkilatı’ akamete uğratılacaktı.

Terörle mücadele durdurulacak, ABD’nin Suriye’nin kuzeyinde yıllardır oluşturmak istediği terör koridorunun önü açılacaktı. Yarım asırlık gizli faaliyetlerin neticesinde devletin kılcal damarlarına sızan ve 10 yıllık mücadeleye rağmen hâlâ bitirilemeyen Fetullahçı Terör Örgütü yeniden palazlanacaktı. İşte bu yüzden kazanılan 5 yıl, 50 yıla bedel bir 5 yıldır.

ERDOĞAN VE BAHÇELİ

KADİR YILDIZ / TÜRKGÜN

Yuvarlak masa etrafında toplanarak 1,5 yıldan fazla süre milletin duygularını sömüren, kamuoyunu kısır tartışma ve entrikalarla meşgul eden 6+1 partinin öncüleri son kumarını oynadı. Görünen köye kılavuz arama çalışmaları çıkmaz bir sokakta son buldu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, coşkulu alkışlar eşliğinde veda ettiği Meclise “içi sızlaya sızlaya” dönmek zorunda kaldı. Partisine kuş bakışı baktığı TBMM locasındaki koltuğa sımsıkı sarıldı. Öyle bir tutundu ki Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın teşrifinde bile ayağa kalkmadı. Sallantıda olan Genel Başkanlık koltuğunun altından kaymaması için kırk takla atmışken, locadaki koltuğu da bir oldubittiyle kaybedemezdi…

CHP Türkiye HDP PKK NATO ABD Avrupa İsveç