08 Eylül 2024 Pazar
İstanbul 21°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

8 Haziran Medyanın Halleri

8 Haziran Medyanın Halleri... Köşe yazarlarının gündemi... Gazetelerde neler var? Köşe yazılarında öne çıkanlar...

8 Haziran Medyanın Halleri... Köşe yazarlarının gündemi... Gazetelerde neler var? Köşe yazılarında öne çıkanlar...

CHP, PKK/DEM’İN 2028 SEÇİM DESTEĞİNİN DİYETİNİ PEŞİN ÖDÜYOR

NEDİM ŞENER - HÜRRİYET

Kemal Kılıçdaroğlu, 2012 yılında Tanju Özcan’ın da aralarında bulunduğu yeni milletvekilleri ile yaptığı bir toplantıda, “Deniz Baykal partiyi MHP çizgisine yaklaştırdı ben HDP çizgisine yakınlaştıracağım” dedi. 2023 yılına kadar da bunu gerçekleştirdi. 10 yılda öyle bir taktikle yakınlaştırdı ki, PKK’nın siyasi kolu ile 2019 yerel seçimlerinde, 2023 genel seçimlerinde ve 31 Mart yerel seçimlerinde açık işbirliği yapar hale geldiler.

Kılıçdaroğlu’nun seçmenin gözünü kör eden “Erdoğan ve AK Parti nefreti” üzerine kurulu stratejisi tabanda yer buldu. O politikanın uygulayıcılarından Özgür Özel 4 Kasım 2023 kurultayında genel başkan oldu. “Yumuşama politikası” izlese de “nefret siyasetini” örtülü biçimde yerine ve zamana göre devam ettiriyor. Özel’in, “yumuşama” ile kitle desteğini artırma amacı yanında, umulmadık anda çok daha yüksek bir nefret diline dönüşecek siyaseti tıpkı Kılıçdaroğlu gibi PKK’nın siyasi kolu ile işbirliğine endeksli.

PKK/HDP’li Demirtaş’a desteği, Kobani davasındaki mahkûmiyet kararlarına itiraz ve PKK/DEM’li Hakkâri Belediyesi’ne kayyum atanmasına itirazı bundan kaynaklanıyor.

MADENİMİZİ İŞLEMEDEN NEDEN SATIYORUZ

YALÇIN BAYER - HÜRRİYET

Madencilik sektörü, Türkiye ekonomisinin temel taşlarından biridir. Ancak işlenmemiş madenlerin düşük fiyatlar ile ülke dışına ihraç edilmesi büyük gelir kayıplarına yol açmaktadır. Örneğin, krom cevheri piyasa fiyatları ton başına 300-350 USD civarlarında iken krom, demir ve nikel kullanılarak elde edilen paslanmaz çelik ise 10 bin USD civarlarında satılmaktadır. Ham krom cevherlerimizin, en azından paslanmaz çelik üretiminde ara ürün olan ferrokrom gibi nispeten işlenmiş ürünlere dönüştürülmesi gerekmez mi? Mermer sektöründe de benzer bir durum söz konusudur. Blok mermer ihracatında da Türkiye büyük gelir kayıpları yaşamaktadır.

Bu türden katma değeri düşük madencilik ürünlerinin ihracatına vergi kesintileri uygulanarak Özel Kalkınma Fonları oluşturulabilir. Bu fonlar ile maden işleme tesislerinin teknolojik altyapıları geliştirilebilir ve madenlerin işlenmiş ürünlere dönüştürülmesinin önü açılabilir.

Diğer maden üreticisi ülkelerin uyguladığı önlemlere benzer önlemler alınmazsa, yeraltı kaynaklarımız ülkemiz dışında katma değer ve istihdam sağlamaya devam edecektir. Ülke madenlerinin en iyi şekilde değerlendirilmesi ve ekonomiye daha fazla katma değer sağlaması, doğru politikalar ile mümkündür. Katma değer oluşturmak, ekonomiyi canlandırmak açısından hayati öneme sahiptir. Madenlerin ham şekilde satılması, ülkemize büyük zararlar vermektedir. Madencilik sektöründe katma değer meydana getirmek sadece bugünü değil aynı zamanda yarını da inşa etmek demektir.

BELEDİYELERE ‘PKK REALİTESİNİ' DAYATIYORLAR

KURTULUŞ TAYİZ - AKŞAM

'Kayyım' konusunda hikâye hep 'demokrasi' üzerinden, tek taraflı konuşulup tartışılınca ülke için büyük maliyetler doğuracak bazı gerçekler de gözden kaçıyor. Hep böyle küçük küçük saptırmalarla biriken, büyüyen dünya kadar yalan var, bugün hâlâ içinde yaşadığımız.

İnsanlar, siyasi hırsların gözleri kör edebileceğini bilmeyebilir. Bugün "abla kardeş", yarın "baba oğul gibiyiz" dediğini hançerleyebileceğine akıl erdiremeyebilir. Gözyaşlarıyla "cumhurbaşkanı adayımız olun" diyen adamın, ilk kurultayda eline hançer alabileceğini görse inanmaz.

Siyasetçilerin, DEM'in oylarıyla bir yerlere, makamlara, koltuklara gelebilmek için gerçekleri bu kadar saptırabileceklerini tahmin etmez millet.

DEM'li belediyelere 'kayyım' kararını eleştirmek kolay. Demokrasicilik oynamak güzel, siyaseten de konforlu ve eğlenceli. Peki bu arada gözden kaçırılmaya çalışılan büyük gerçekler ne olacak?
Terör örgütü PKK ile onun siyasi uzantısı DEM, Güneydoğu'daki belediyeleri içinden çıkılmaz bir noktaya getirdi. Belediyelere 'PKK realitesi'ni dayatıyorlar. Demek istiyorlar ki, belediyeleri isteseniz de istemeseniz de PKK'nın emrindeki kişiler, isimler yönetecek! Bu belediyelerde PKK gerçeğini kabul edeceksiniz!

Medyanın Halleri