8 Temmuz Medyanın Halleri
HAZIRLAYAN: ERCAN DOLAPÇI
KAYBEDİLECEK YEREL SEÇİM ÜZERİNDEN TASFİYE VE KAZANMA TAKTİKLERİ
NEDİM ŞENER / HÜRRİYET
Cumhuriyet Halk Partisi’nde, “değişim” başlıklı “koltuk kavgası” İmamoğlu ve Kılıçdaroğlu’nun siyasi hamleleri ile ilginç bir hale geliyor.
Bir türlü açıkça söylemese de Kemal Kılıçdaroğlu’nun koltuğunda gözü olan CHP’li İmamoğlu kurduğu internet sitesiyle, Kemal Kılıçdaroğlu’nun istifa taleplerine direnişini kırmak için medya kampanyası başlattı.
Öyle görünüyor ki bu savaşın sonunda ya Kılıçdaroğlu ya da İmamoğlu siyaseten tasfiye edilecek. CHP’deki delege seçimleri ve 31 Mart 2024’te yapılacak yerel seçimler süreci bu tasfiye savaşında dönüm noktası olacak gibi görünüyor.
Başta şu tespiti yapmak gerekiyor: Şu an itibarıyla PKK’nın siyasi kolu HDP ile İYİ Parti yerel seçimlere kendi adaylarıyla gireceklerini açıkladılar. Bu durumda, Adalet ve Kalkınma Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi, Büyük Birlik Partisi, Yeniden Refah Partisi’nden oluşan Cumhur İttifakı’nın çıkaracağı tek adayın İstanbul seçimlerini kazanma olasılığı yüksek. Böyle bir durumda hem Kılıçdaroğlu hem de İmamoğlu seçimin kaybedileceğini tahmin ediyor. Basına yansıyanlardan yola çıkarak şunu söylemek mümkün: İkisinden birisi kaybedilen seçim sonucunda CHP koltuğunu kazanacak.
KILIÇDAROĞLU CHP’Yİ NEDEN BIRAKMIYOR?
MAHMUT ÖVÜR / SABAH
Seçimin üzerinden bir ayı aşkın süre geçmesine rağmen henüz ortaya CHP ve öncülük ettiği Altılı Masa siyasetine ilişkin gerçekçi bir analiz yapılmış değil. Bir iki siyasetçi dışında kimse kendisini merkeze koyarak bir özeleştiri de yapmadı, herkes Kemal Kılıçdaroğlu'nu suçladı.
Tamam, sürecin siyaset mühendisi Kılıçdaroğlu'ydu ama yalnız değildi.
Ona övgü düzenler, "Her şey çok güzel olacak" diyenler, "Demokrat dede" diye sevgi gösterisi sunanlar, linç kampanyası düzenleyenler, Amerikancı dış politika karşısında susanlar neredeler? Hiç sesleri çıkmıyor.
O gün Kılıçdaroğlu'nun yerinde kim olsa bu övgü karşısında "aday olur" ve "kazanacağım" havasına girerdi. Bu havayı oluşturanların, amiyane deyimle gaz verenlerin yenilgide hiç mi payı yok?
Şimdi gelin, o isimlerden "sosyalist" Birgün Gazetesi yazarı reklamcı Ateş İlyas Başsoy'un seçim öncesi inanılmaz övgülerine bakalım. Başsoy, seçim konusunda tecrübeli bir isim. "AKP neden kazanır? CHP neden kaybeder?" diye kitap yazan, hatta son seçime birkaç ay kala Kılıçdaroğlu'nun siyaset dilini eleştiren, muhalefeti topyekûn "ergen" olarak niteleyen biri. Ancak 8 Mayıs 2023'teki "14 Mayıs'ta mucize gerçekleşecek mi?" başlıklı son yazısında inanılmaz şeyler söylüyor. Sonra bir daha yazmadı ve sustu.
ZELENSKİ İSTANBUL'DA ÇIKIŞ YOLU ARIYOR
KURTULUŞ TAYİZ / AKAŞAM
Ukrayna Devlet Başkanı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın davetlisi olarak bugün İstanbul'a geliyor. NATO zirvesi öncesi gerçekleşecek görüşmenin ana konusu, 17 Temmuz'da süresi sona erecek olan "Tahıl girişimi" anlaşması. Rusya-Ukrayna savaşı ve ikili ilişkiler bu görüşmenin ana gündemleri arasında yer alıyor.
Tabii, Zelenski savaşın ilk günlerindeki kadar popüler değil. Ülkesini Rusya'yla soktuğu savaşta iyice yıprandı. Geçen bir buçuk yılda hem ülke topraklarını kaybetti hem de popülerliğini. Ufukta ne bir zafer ne de başarılı bir anlaşma umudu görünüyor. Avrupa'nın ABD ve İngiltere'nin zorlamasıyla Ukrayna'ya verdiği zoraki desteğin de sonuna yaklaşılıyor.
Zelenski, kendisini ve ülkesini soktuğu bu varlık-yokluk savaşında bir çıkış yolu arıyor. NATO'nun sınırlı, Avrupa'nın gönülsüz desteğinin savaşı getirdiği nokta ortada. Ukrayna kaybeden taraf olmaktan öteye geçemiyor. Zelenski'nin daha sonuç alıcı, daha nitelikli desteğe ihtiyacı var. Dolayısıyla aradığı adres Rusya ve Batı bloku üzerinde etkili, küresel meselelerde çözüm gücü olarak ortaya çıkan Türkiye'den başkası olamaz.
KİRA-KONUT MESELESİNE DUR DEMEK
ZAFER ŞAHİN / MİLLİYET
Anayasa’nın 36’ncı maddesi der ki… “Herkes temel insani gereksinimlerini karşılayabilecek, insan haysiyetine yakışır biçimde konut ve barınma hakkına sahiptir.”
Böyle bir hakka sahip olmasına sahibiz ama an itibarıyla o hakkı kullanma konusunda ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. Özellikle büyükşehirlerde yaşayanların bütçelerine uygun fiyatlara başlarını sokacak bir ev alması, hatta kiralaması neredeyse imkânsız hale geldi.
Sulh Hukuk Mahkemelerindeki ev sahibi-kiracı davaları her geçen gün artıyor. Peki, dinamik bir inşaat sektörüne sahip Türkiye, konutta neden böyle bir sorunla karşı karşıya kaldı?
Sorunun cevabı rakamlarda gizli.
Türkiye’de 2017’de yapı ruhsatı alınan daire sayısı 1 milyon 405 bin 447.
Bu rakam 2018’de 669 bin 165’e…
2019’da 313 bin 720’ye…
2020’de 555 bin 337’ye geriledi.
2021 yılında ise 709 bin 936 olarak gerçekleşti.
2022 rakamı 550-600 bin arasında.
Konut üretimindeki büyük düşüşün nedeni olarak sektör temsilcileri altı ana sebep gösteriyor.
*Pandemiyle beraber inşaat maliyetlerinin artması.
*Arsa temininde yaşanan sıkıntılar. Arsa fiyatlarının önlenemeyen yükselişi ve arzındaki düşüş.
*Konutu yapmadan (yaparken) satma zorunluluğu.
*İşçi teminindeki zorluklar.
*Uzayan kentsel dönüşüm süreçleri.
*Ekonomide yaşanan dalgalanmalar ve kârlılığın azalması sebebiyle iş yapma iştahının kaybolması.
Türkiye’de tüm bu sorunlara rağmen yapı ruhsat izni adedi pandemideki düşüşe rağmen 559 bine ulaşmış durumda. Ancak bu bizi kurtarmıyor.
DOĞU-BATI SAVAŞINDA TEKNOLOJİYE KARŞI MİNERAL HAMLESİ
MEHMET AKİF SOYSAL / YENİ ŞAFAK
Gün geçmiyor ki Doğu ile Batı arasındaki savaşta yeni bir hamle gerçekleşmesin.
ABD ve İngiltere ittifakının Rusya ve Çin merkezli Doğu’ya karşı başlattığı mücadele ilk olarak ABD eski Başkanı Donald Trump döneminde Çin’e karşı başlatılan yasaklar ile gün yüzüne çıkmıştı.
İlk adımla gerekli ivmeyi sağlayamadığını gören Batı, şartları daha da zorlama eğilimine girmişti.
Doğu ile Batı arasındaki anlaşmazlığın sıcak savaşa dönüşme ihtimali ise dünyanın beklemediği bir gelişmeydi. O kadar ki ‘NATO’nun beyin ölümü gerçekleşti’ diyen Fransa Başkanı Macron, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın başlamasıyla 180 derce aksi istikamete dönerek NATO’nun yanında saf tutar hale evrildi. Hatta NATO’ya mesafeli duran Avrupalı ülkelerin katılımı söz konusu oldu ve bunlardan ilki gerçekleşti.
Rusya-Ukrayna arasındaki savaş akabinde, savaşın en çok kaybedeni, Avrupa Birliği’ni de yanına alan Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere kendi bloklarını güçlendirme imkânı buldu.
Savaşla birlikte Rusya’ya karşı sayısız ekonomik ve sosyal yaptırımlar uygulamaya alarak yeni bir evreye geçen Doğu Batı arasındaki sorunlar, Çin’e uygulanan çevreleme politikası ve ticaret alanlarının daraltılma hamlesi ile her geçen gün artmaya devam etmektedir.