80 milyona cinnet aşılanıyor
Televizyonlarda ’cinayetleri çözen’, ‘kayıpları bulan’ programları sizler için izledik. Cinsel istismarla suçlanan sanıkların 'savunmaları' alınıyor. Ailelerin husumetleri ortaya saçılıyor. Özetle programlar 80 milyona dehşet saçıyor, cinnet aşılıyor
Televizyonların gündüz kuşağında “cinayetleri çözen”, “kayıpları bulan” programların yayınlanan birer bölümünü kesintisiz izledik. Programların süresi iki saati aşıyor. Bazıları sabah bazıları akşam saatlerinde yayınlanıyor. Psikolog, avukat hatta eski emniyetçilerin de uzman olarak bulunduğu programlarda işlenen konular genelde süren davalara ve soruşturmalara ilişkin.
Programlarda şüpheli ölümler üzerine, kişinin kaçırılmış ya da derdest edilmiş olma ihtimali sorgulanıyor. Cinsel istismarla suçlanan sanıkların 'savunmaları' alınıyor. Ailelerin husumetleri ortaya saçılıyor. Anne ve babanın “hatalı” olduğu uzmanlarca tespit edilerek, hatalarını anlatmaları isteniyor. Bıçaklı yaralamadan yıllar önce ceza alan kişinin, bıçakladığı kişiyi sevip sevmediği de sorgulanıyor. Trajik olaylar konuşulurken bir anda kahkahalar da yükselebiliyor. Sunucular, bazen “hayat” diyerek kaderci bakış açılarıyla bazense öfkeli sorularıyla ekranı kilitliyor.
“Burası Türkiye, başına bin bir türlü şey gelebilirdi” diyerek nasihatler de veriliyor...
UZMANLARDAN 'DERDEST' YORUMU
Kayıp bir muhasebeci... Program ekibi ve ailesi kayıp muhasebeciyi arıyor. “Sırlarla dolu olayın peşine düşülüyor”, olay yerine giden muhabir, gözlemlerini aktarıyor. Terk edilmiş arabanın içine saçılmış paralar gösteriliyor. Muhasebecinin ismi açıkça yazılıyor. İki çocuk babası kayıp kişi için, emniyetle birlikte geniş çaplı arama başlatılmış. Programın sunucusu “kaçırılmış olma ihtimali de söz konusu” diyerek hayatta olması temennisinde bulunuyor. Programın kadrolu uzmanlarına, şüpheleri soruluyor. Uzman kişi, “Söylemek için erken ama pusu kurulup, gasp amaçlı araba durdurulmuş olabilir, sonuçta kendisi muhasebeci” diyerek şüpheli bir yaklaşım sergiliyor. Paraların arabaya saçılı olması da, “Paralar apar topar alınmış olabilir” diyerek açıklanıyor. Arabanın her iki kapısının da açık olmasına ilişkin ise “Bir anda derdest edilmiş ve içinden çıkarılmış olabilir” tahmini yapılıyor.
ÇOCUKLARINI İSTİSMARLA SUÇLANAN ANNE VE ÜVEY BABADAN SAVUNMA
Programın bir bölümünde ise Türkiye'nin konuştuğu Elmalı davası tartışılıyor. İki kardeşin, anne ve üvey babası tarafından cinsel istismara uğradığı iddia edilen olaya ilişkin dava süreci devam ediyor. Beş celse görüldü. Çocukların beyanlarıyla hazırlanan adli tıp raporlarında, aile içi şiddet, ensest ilişki, nitelikli cinsel istismar gibi unsurlar var.
Davanın sanıkları anne ve üvey baba ekranlarda... Annenin gözyaşları içinde, “isyan ettiği” anons ediliyor. Anneanne, gerilim müziği eşliğinde stüdyoya giriyor. Aile bireylerinin hepsinin isimleri açıkça yazılı. Çocukların, yüzleri buzlu fotoğrafları da ekrana sürekli yansıtılıyor. İki ailenin nasıl husumetli olduğu da tartışılıyor, tüm kirli çamaşırlar 80 milyonun önünde dökülüyor.
80 MİLYONUN ÖNÜNDE TERAPİ SEANSI
Anne ağlayarak “benim de hatalarım var” diyor. Stüdyodaki uzman kişi anneden hatalarını ekranlarda paylaşmasını istiyor. Program bir terapi seansını andıran şekilde sürüyor. Uzmanlar soruyor, anne ağlıyor, anneanne öfke kusuyor. Çocukların olduğu konuşulan, cinsel istismarın anlatıldığı çizimler de gündeme geliyor. Uzman kişi çocukların “çizimlere çalıştırıldığı” çıkarımını yapıyor. Eylül ayında Elmalı davasının 6. duruşması görülecek.
'ÖLDÜ MÜ ÖLDÜRÜLDÜ MÜ' MUHASEBESİ
Programın bir diğer kısmı, bir çocuk annesi bir kadının şüpheli ölümüne ilişkin. Aile ekranlarda, kızlarının, eşi tarafından öldürüldüğünü iddia ediyor. Bebek de ekranlarda... Acılı anne feryat ediyor. Tanıklar tek tek konuşturuluyor. “Sizce öldü mü öldürüldü mü” sorusu havada uçuşuyor. “Kadın öldürülürken, ağzının sesi çıkmasın diye yazmayla bağlandığı” iddiası da bir tanık tarafından dile getiriliyor, anne duydukları karşısında gözyaşlarını tutamıyor. Yayına iddiaların odağındaki eş de bağlanarak savunmasını yapıyor.
AZMETTİRİCİYİ BULMA OPERASYONU
Programda işlenen bir cinayetle ilgili olarak, “azmettiriciler olduğu” iddiası gündeme alınıyor. İddianın sahibi, cinayeti işleyen kişinin ağabeyi. Kimin azmettirici olduğu tahmin edilmeye çalışılıyor. Kaos ortamı hâkim. Kim cinayet saatinde nerede, ne yapıyor, çıkarılmaya çalışılıyor. “Yasak ilişkiler” de ortalığa saçılmış oluyor... Dev ekrana bir takvim yansıtılıyor. Tarihler üzerinden işaretlemelerle iz sürülüyor.
Sunucu, zanlının kardeşine “Cinayeti sen işlemedin, biliyoruz, pantolonunu çıkartan, bilmem ne yapan da sen değilsin” diye çıkışıyor, “Bu iş itirafa gider” diyerek de noktayı koyuyor.
40 YERİNDEN BIÇAKLADI SEVİP SEVMEDİĞİ TARTIŞILDI
Birden konu değişiyor, zanlının kardeşinin yıllar önce 40 yerinden bıçakladığı kişi telefonla bağlanıyor. Stüdyoda şok yaşanıyor. Olayın doğru olduğu taraflarca kabul ediliyor, bıçaklayan kişi milyonların önünde “Hata yaptım, cezamı çektim. Evlenmek için bıçakladım, kendimi tutamadım” diyor.
Stüdyoda yeni gündem, kadını 40 yerinden bıçaklayan adam, hâlâ aynı kadını seviyor mu sevmiyor mu!
Bıçaklama olayı konuşulurken bir anda sunucu gülmeye başlıyor: “Aman sen kimseyi sevme”.
Ankara'da 15'inci kattan atlayarak intihar eden ve cinsel istismara uğrayan kadının, intihar ettiği eve muhabir gönderiliyor. Olayla ilgili iki kişi tutuklu ama konu “başka yere evrilmiş”. Evin sahibi 'ağabey' şüpheli... Yarı çıplak fotoğrafı ekrana, yüzü buzlanarak veriliyor. “Bu abi de bir şeyler mi var” sorusu gündeme getiriliyor. Emniyete, peşine düşülmesi çağrısı yapılıyor. Telefonları incelensin, deniliyor.
KENDİNİ YARALAYAN ANNEYE 'GEL ANLAT' ISRARI
Sonra kızı ölen annenin, anneliğinin sorgulanmasına geçiliyor. Uzman psikolog, annenin çocukları yalnız bıraktığını söylüyor, ekranlarda “yeterli anne olamadınız” diyor. Anne kendini savunmaya çalışıyor. Anne diğer kızlarıyla da yüzleşiyor. Boynunda yaralar olan anne “canımın yanmasını istedim, kendim yaptım, çocuğum ölmüş, acıyı hissetmiyorum” diyor, stüdyoyu terk etmek istiyor. Uzman psikolog, kadının stüdyoyu terk etmemesi için çırpınarak “gel anlat” diye bağırıyor...
BABANIN HATALARI YÜZÜNE VURULUYOR
SMA hastası bir çocuk için yardım kampanyasına yer verilerek başlayan bir diğer programda ise 40 yıldır kızlarını görmeyen (görmek istemeyen) babanın, kızları bulunuyor. Kızlar babalarını görmeyi reddediyor. Sunucu babaya “Hatanın farkında mısın” diye soruyor. Baba da hatalarını kabul ederek, “kızlara kapım açık diyor” diyor. Sunucu yorumu yapıştırıyor “hayat”...
BURASI TÜRKİYE DEYİP KÜÇÜMSÜYOR
Bir başka programda ise kayıplar aranıyor. Biri bulunuyor. Reşit olmayan kayıpların fotoğrafları, önce buzlanmış olarak sonra açık bir şekilde ekranlara yansıtılıyor. Sunucu “Burası Türkiye, bin bir türlü şey başına gelebilirdi” diyerek, bulunan bir kıza nasihat veriyor.