20 Eylül 2024 Cuma
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

9 Aralık Medyanın Halleri

İşte günün öne çıkan köşe yazıları...

9 Aralık Medyanın Halleri

MATTHEW MİLLER: AMERİKA’NIN GERÇEK YÜZÜ

HİLAL KAPLAN - Sabah

Times of Israel Gazetesi'nin haber başlığı şöyleydi: "İsrail ordusu, ABD'nin sorumsuzca dile getirdiği 'Hamas, tecavüz edilmiş rehineleri serbest bırakmayı reddediyor' iddiasına karşı çıkıyor." Buna göre İsrail ordusu, Miller gibilerinin yaptıklarına işaret ederek, "Bu konu etrafındaki konuşmalar sorumsuzcadır, gerçek dışıdır ve buna son verilmelidir" demiş. Bir sözcü düşünün ki dünyanın en çok yalanlanmış ordusu bile size daha fazla yalan söylememenizi salık versin. Hatta sizi sorumsuz olmakla suçlasın. Kafası kesilmiş kırk bebeğin fotoğrafını gördüğü iddia eden ABD Başkanı Biden'ı, Beyaz Saray'ın bir saat sonra yalanladığını hatırlarsınız. Bunun gibi Beyaz Saray ve Dışişleri dâhil pek çok Amerikan devleti yetkilisi yalancılıkta İsrail ile yarıştılar. Kendilerini onların yalanlarını koruyacak "insan kalkanı" haline getirdiler. Ancak gün geldi İsrail bile "O kadar değil" dedi. Çünkü o kadın rehineler bir gün çıkacak ve doğruları anlatacak. Aynı bugün serbest kalan kadın rehinelerin de yaptığı gibi. Ve İsrail, kadınlarına tecavüz edilirken halkına neden rehineleri kurtarmayı öncelemediğini anlatmakta daha da zorlanacak. İsrail'in karşı çıkışı, doğrunun yanında durma refleksinden değil elbette; tamamen toplumsal psikolojiyi kontrol edebilmekle ilgili... ABD'nin gerçek yüzü, yalancı Miller ve onun gibi soykırımı haklılaştırmaya çalışan ABD bürokrat tayfasıdır. İsrail'e silah ve maddi yardım gönderen, üzerine bomba yağan bir halkı yok etmek isteyen nükleer güce meşruiyet sağlayan bu ahlaksızlardır. Üniforma giymeyip kravat takıyor olmaları onları daha az soykırım işbirlikçisi yapmaz.

GÖZETİM, VERİ VE KONTROL

UFUK COŞKUN - Milat

“Neden Avrupalılar Amerika’yı keşfetti de Amerikalı yerliler Avrupa’yı keşfetmedi?” diye sormuştu Jared Diamond. Evet, Papua Yeni Gine ya da Zambiya neden teknolojinin üs merkezi değil de Avrupa ülkeleri? Bugün Afrika ülkeleri neden hala fakir? Bu ülkelerle diğer ülkeler arasında neden bu denli uçurum var? Yeni Gineli yerliler, beyazların getirdiği çeşitli mallara toplu olarak “kargo” adını verdiler. Bu konuda Yeni Gineli Yali, şöyle demişti: “Neden siz beyazların bu kadar çok kargosu var, bunları neden getirdiniz ve biz siyahların kendi kargosu neden bu kadar az?” Jared Diamond bu soruların cevabı için tam otuz yıl çalıştı. Tüfek, mikrop ve çelik üzerine bir de kitap yazdı. Size kitabı anlatacak değilim. Çünkü meseleyi farklı bir yere getirmek niyetindeyim. Pizarro denilen vahşi adam 1531’de 168 adamıyla gelip nüfusu milyonları bulan İnka imparatorluğu’nu çelik/kılıç, tüfek ve mikropla yerle bir ettiğinde tüm dünyada korkunç bir istila başladı. Avrupalılar, Afrika yerlilerini bir saatte yerinden edip orayı sahiplendiler. Mikropla, çelikle ve tüfekle! Aynı soykırımı Amerikan yerlilerini de yaptılar. Bugün de Bağdat’ta Babil’de, Gazze’de yapıyorlar.

ASTIKLARIMIZIN, İSMİ ASILIYOR!

YILDIRAY ÇİÇEK - Türkgün

Seyit Rıza, Şeyh Sait biliyorsunuz Türkiye’de bölücülerin sembolleştirdiği isimlerdir. Bu isimlere sahip çıkmayan PKK’lı neredeyse yok gibidir. Ateizm temelinde kurulan terör örgütü PKK’nın mensupları, din adına hareket ettiğini söyleyen bunlara niye sahip çıkar ki? Çünkü Seyit Rıza ve Şeyh Sait’i “kahraman” kabul eden kim varsa Türkiye Cumhuriyeti’nin bölünüp parçalanmasını isteyen kişilerdir. Çünkü İngiliz destekli, emperyalizm iteklemeli isyanlarla Türkiye Cumhuriyetine karşı isyan başlatan oldukları için ataları kabul ediyorlar. Torunları da ABD’den silah alıp Türk milletine kurşun sıktığı için onlara karşı genetik sahiplenme yaşıyorlar. Tunceli isyanının elebaşı olan etnik ayrılıkçı Seyit Rıza, İngiliz Hükümetine yazdığı mektupta “Ben ve yurttaşlarım, Türk ordusunu başarısızlığa uğrattık. Direnişimiz karşısında Türk uçakları kasabaları bombalıyor, yakıyor. (...)” şeklinde mektup yazıp emperyalist destek isteyen kişiyken, Şeyh Said ise başlattığı isyanla Türk askerini, kaymakamını şehit eden, şehirleri yağmalayan ve raporlara geçen “Türk askerlerine geceleyin ve sessiz sedasız baskın veriniz. Mümkün değilse, ertelenmesi sevaptır.” sözüyle de Türk düşmanı olduğu katmerli tescillenen vatan hainleri olmalarından biliyoruz. İngiliz yönlendirmesiyle isyanı başlattığı tarihçiler tarafından ortak görüştür. Şeyh Sait ayaklanmasının, İngiltere’nin Musul tezini güçlendirmesi adına İngiltere’ye yaraması da tarihi bir gerçektir. Tüm bu konuları niçin özet olarak sundum. Çünkü gündemde Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin “Şeyh Sait Bulvarı açılışı” vardır. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin kendi sosyal medya sayfasından “Şeyh Sait Bulvarı'nın yapım çalışmalarına başladık.” duyurusu sonrası birçok tepki açıklaması da kendiliğinden oluştu.

Son Dakika Haberleri