9 Aralık Medyanın Halleri
9 Aralık Medyanın Halleri... Köşe yazarlarının gündemi ne? Gazetelerde neler var? Köşe yazılarında öne çıkanlar neler?
5 FARKLI SENARYO...
BERCAN TUTAR/ SABAH
Bu kapsamda sahadaki gelişmelere, bölgesel ve küresel aktörlerin yaklaşımlarına baktığımızda Suriye'nin geleceğine dair 5 farklı senaryo öne çıkıyor.
İlk senaryo Esad'ı devirerek içinde farklı gruplara ve ideolojik tandanslara sahip muhaliflerin ittifak oluşturarak Baas rejimi yerine Suriye Demokratik Cumhuriyeti'ni kurması. Bu olasılık biraz zor olsa da Suriye'nin toprak bütünlüğünü koruyacağından Türkiye, Rusya, ABD, Avrupa, Katar ve bir yere kadar İsrail tarafından da destek görecektir.
İkinci senaryo Suriye İslam Cumhuriyeti'nin kurulması. Bu senaryoda gözler merkezi konumdaki Heyet Tahrir'üş Şam (HTŞ) örgütüne ve onun bağlantılarına odaklanıyor. HTŞ'nin omurgasını oluşturacağı bu senaryoda Körfez'e yakın ve tekfirci olmayan bir iktidar başa gelecektir. Yani İsrail ile ABD'ye ideolojik düşmanlık beslemeyen selefi zihniyete sahip olanlara teslim edilecek ülke. Siyasi ve tarihsel naifliğe düşmeden denilebilir ki böyle bir yapının Türkiye ile ilişkileri Körfez ülkelerinin paralelinde olacaktır. Yani Türkiye'nin önünü açmaktan çok onu Batı ile ilişkilerinde ve bölgesel rakiplerine karşı bir kalkan olarak gören pragmatik bir yaklaşım sergileyeceklerdir.
Üçüncü senaryo İsrail güdümünde Şii karşıtı bir Arap Devleti'ni öngörüyor. Bu projenin temel doktrini Şii Hilali'ni hedef alarak İran ve Hizbullah karşıtı bir iktidarın kurulması olacaktır. Burada öncelik Hizbullah'ın kuzeyden ablukaya alınması ve İran'ın Lübnan Hizbullah'ına verdiği lojistik ve askeri desteğinin kesilmesidir.
Bu yolla Lübnan'dan yani kuzeyden saldırıların geldiği cepheyi güvence altına alan İsrail, Gazze ve Batı Şeria'yı da katarak Filistin'in tamamını ilhak projesini rahatlıkla gerçekleştirecektir.
Dördüncü senaryoda ABD güdümünde Federal Suriye Cumhuriyeti yer alıyor. Bu yolla ülke Sünni, Kürt, Dürzi ve Nusayri nüfuz alanları altında küçük cep devletlere bölünerek Balkanlaştırılacaktır. İsrail'in de destek vereceği bu yamalı bohça projesinin ana ilkesi ise Türkiye'yi hedef alan bir PKK/YPG/ PYD devletine alan açmak olacaktır.
Beşinci ve son senaryo ise Suriye'nin bölünmesi ve parçalanmasıdır. Bu senaryoda muhalifler ile onları destekleyen ülkelerin anlaşamaması durumunda iç savaş yeniden derinleşecek. Bu durum Suriye'nin tamamen çökmesine ve siyasi açıdan Sünni, Kürt, Dürzi ve Nusayri devletçiklerine bölünmesine yol açacaktır.
DÖRT PARÇALI YENİ SURİYE’DEN TÜRKİYE’YE KALAN
NAİM BABÜROĞLU/ SÖZCÜ
Peki, Suriye ne olacak?..
Dört parçaya bölünecek.
Bir: PKK/PYD terör örgütü devleti. Suriye’nin yaklaşık yüzde 40’tan fazlasını kontrol ediyor. Ve ABD’nin istediği gibi, Kuzey Irak’taki Barzani yönetimi gibi devlet olmayı başardı.
Suriye enerji kaynaklarının yüzde 90’ı, su kaynaklarının yüzde 85’i ve verimli toprakların yüzde 80’i bu bölgede. ABD bu... Devlet için gerekli ekonomik altyapıyı da düşünür...
İkinci parça: Suriye El-Kaidesi HTŞ ve onu destekleyen gruplar.
İdlib dahil, ele geçirdikleri bölgede, Küçük Afganistan devleti kuracaklar. İdlib, Hatay’la 130 kilometre sınırı bulunan bir kent.
Üçüncü parça: Doğu Akdeniz kıyı kesiminde, Lazkiye bölgesine sıkışmış, küçük bir Suriye Alevi devleti.
Ve dördüncü parça: Şam ve güneyinde, İsrail’e bağlı bir devlet.
Şam’ın kimde olacağı hala tartışılıyor... İsrail’e bağlı devlete mi ait olacak? Yoksa HTŞ’ye mi?..
Kısa sürede belli olur...
ABD ve İsrail, Suriye’de hedeflerine ulaştılar. İsrail için, artık bir tehdit kalmadı.
EĞİTİM HARCAMALARI?
ABBAS GÜÇLÜ/ MİLLİYET
TÜİK verilerine göre 2023 yılında öğrenci başına toplam eğitim harcaması bir önceki yıla göre yüzde 95,1 arttı.
Eğitim harcaması 2022 yılında 25 bin 143 TL iken 2023 yılında 49 bin 45 TL olarak gerçekleşti.
Eğitim düzeylerine göre değerlendirildiğinde, 2023 yılında öğrenci başına harcamanın en yüksek olduğu eğitim düzeyi ise 84 bin 759 TL ile yükseköğretim oldu.
Eğitim maliyetlerindeki bu yükseliş, özellikle dar gelirli ailelerin çocuklarına kaliteli bir eğitim sağlamasını neredeyse imkansız hale getirirken, beyaz yakalıları da kara kara düşündürmeye başladı.
Sadece özel okullara giden öğrenciler için değil devlet okullarına giden öğrencilerin eğitim yükü de altından kalkılamaz hale geldi. (…)
Fedakarlığı daha adil paylaşarak, devlet eğitimdeki vergi yükünü hafifletir, özel öğretim kurumları kar marjını düşürür, eğitimin diğer paydaşları da aynı oranlarda fedakarlık ederse velilerimiz derin oh çekecektir.