9 Ekim Medyanın Halleri
HAZIRLAYAN: ERCAN DOLAPÇI
NERDE O ESKİ KOMÜNİSTLİKLER
SALİH TUNA / SABAH
CHP'liler "dindarları" vaktiyle, "gerici, tarikatçı, yobaz, örümcek kafalı" gibi yaftalarla aşağılamaya çalışırlardı.
Namaz kıldığı için merhum Erbakan'a da "takunyalı" lakabını takmışlardı.
O vakitler muhafazakâr / mütedeyyin kesimler de CHP'lilere "komünist" derlerdi.
Devir çok değişti... CHP'liler dindarlara "gerici" veya "örümcek kafalı" falan demiyorlar.
Hoş deseler de alıcısı çıkmaz.
Söz gelimi, insanız hava aracı yapan Selçuk Bayraktar'a "örümcek kafalı" nasıl desinler!
Gelgelelim...
Ne "dindarlardan" ve ne de "milliyetçilerden" CHP'lilere "komünist" diyen kalmadı.
İyi ki de demiyorlar.
Mesela, Engin Özkoç'u "komünist" olarak tahayyül etmek insanın beynini yakar.
Bir de eskiden "Komünistler Moskova'ya" diye bir slogan vardı...
Sözgelimi bir Faik Öztrak'ı Moskova yolunda bir "komünist" olarak düşünsenize!..
Sera Kadıgil'i Mekke yolunda "hacı" adayı olarak düşünmekten daha fantastik değil mi?
SSCB çoktan yıkıldı, o eski Moskova yok. CHP'nin "komünistliğinin" de Moskova'yla uzaktan yakından alakası yoktu.
"Komünistlikleri" de bu ülkenin ruh köküne, mana iklimine karşı çıkmaktan ibaretti.
Günümüz CHP'si "oy" belasına çok değişti.
Daha dün "başörtüsü yasağının kaldırılmasını" teklif etti diye AK Parti'yi "Laikliğe karşı fiillerin odağı haline geldi" iddiasıyla kapatmaya kalkışan CHP zihniyeti, bugünlerde başörtüsü özgürlüğünü yasal güvence altına almayı teklif edebiliyor.
O eski "komünistlikleri" kalmadı. Anlaşılan o ki "komünistlik" ihtiyaçlarını, LGBT'yi desteklemekle sınırlı tutuyorlar.
CHP'de bir şey değişmedi; en önemli şey lök gibi duruyor. CHP'nin kıblesi dün olduğu gibi bugün de Washington.
Bir farkla ki, dün biraz daha gizli, nasıl desem, "kaçamak" bakıyorlardı ABD'nin gözlerine, şimdi matine - suare bakıyorlar.
Buna mukabil...
Dün "ehven-i şer" telakki ederek ABD'yi destekleyen muhafazakârlar (dindarlar ve milliyetçiler) bugün ABD emperyalizmine karşı çıkıyorlar.
Hülasa, "6. Filo'ya selam duran" o eski muhafazakârları içlerinde barındırmayacak kadar tavırları net.
Önemli olan vatanımızı kuşatan emperyalizme karşı aldığın tavırdır. Başörtüsüymüş şuymuş buymuş, geçiniz!
Küresel tuğyana karşı, müstevlilere ve işbirlikçilerine karşı çıkmıyorsan başörtüsü taksan ne olur takmasan ne olur!
2. Milli Bağımsızlık Savaşı'mızın neresindesin onu söyle sen?
Nazım Hikmet'in dediği gibi "Türkiye'deki en büyük mesele yurt meselesidir. Kim Türkiye'yi Amerikalılara satmış ve satmaya devam etmektedir... İşte bunlar vatan hainidir... Her şeye rağmen biz 2. Milli Bağımsızlık Savaşı'ndan da muzaffer çıkacağız..."
Evet, bozguncuların takiyesine, fitnecilerin iğvasına rağmen muzaffer çıkacağız.
PUTİN OLMADAN BARIŞ DA OLMAZ
MEHMET BARLAS / SABAH
Dün Cumhurbaşkanı Erdoğan, Putin ile bir telefon görüşmesi yaptı. Bu görüşmede özellikle Rusya'nın gübresinin tahılda olduğu gibi dünyaya dağıtılması konuşuldu. Uluslararası kamuoyu Rusya'yı değerlendirirken Putin'in kişiliğine odaklanıyor. Burada asıl belirleyici olanın Rusya'nın gelenekleri ve devlet yapısı olduğunu birçoğu ıskalıyor.
Batı cephesi tüm gücüyle Putin'i iktidardan devirmeye çalışıyor. Ancak atladıkları çok önemli bir husus var. Putin'den sonra gelecek olan kişi büyük bir ihtimalle çok daha sert bir kişilikte olacak. Ne pahasına olursa olsun Putin'i devirmeye çalışan Batı cephesi ne yaptığını biliyor mu acaba? Eğer ABD Başkanı Biden'ın dediklerine bakarsak yaptıklarının gayet farkındalar. Amerikan başkanı Biden, 1962 Küba krizinden beri en büyük nükleer tehdidi yaşıyoruz dedi ve dönemi mahşer yani Armegeddon olarak niteledi.
TALİBAN’IN ELİNDE 3.5 YIL TUTSAK KALAN VE SONRA TALİBAN’A KATILIP AFGANİSTAN’A YERLEŞEN AVUSTRALYALI ÖĞRETMEN ANLATTI
NAGEHAN ALÇI / HABERTÜRK
Timothy Weeks, yeni adıyla Cebrail Ömer.
56 yaşında. ‘Taliban’ın içindeki tek Batılı Mücahit’.
Weeks Avustralyalı bir eğitimciydi. 2016 yılında Kabil Üniversitesi’ne İngilizce ders vermeye gelmişti. Henüz çalışmaya başlayalı 10 gün olmuşken bir gün Amerikalı meslektaşı Kevin King ile birlikte okulun kapısının önüne çıktı ve kafasına bir torba geçirilerek arkadaşıyla bir arabaya bindirildi. Taliban güçleri tarafından alıkonulduğu 3.5 yılın hikayesi işte böyle başladı. (...)
“Ben affetmeyi öğrendim” diyor. “Onları affettim, onları sevdim, bazıları bana çok kötü davranıyor bazıları ise insani bağ kuruyordu. Kaçırıldıktan iki yıl sonra bu insanları tanıdıkça hayata bakışım değişmeye başladı ve İslam’ı seçtim. Birçoğu çok iyi insanlardı. Şimdi de bu ülkeyi düzeltmek için çalışıyorlar. ” (...)
Röportajın bu kısmını bire bir kendi ağzından aktarayım: (...)
- Ama desteklediğiniz hükümet kız çocuklarının okula gitmesinin önüne engel çıkarıyor…
Hayır sadece geçici olarak alınmış bir önlem bu. Bu hükümet kız çocuklarını DAEŞ’in saldırılarından korumaya çalışıyor. Bakın daha geçen hafta birçok kız öğrenciyi hedef alan bir saldırı gerçekleştirdi DAEŞ.
Daha sonra Taliban mensuplarına ve çocuklarına yüzme ve voleybol dersleri verdiğini anlattı Ömer. "Burada sık sık sel oluyor, yüzme bilmedikleri için boğuluyorlar, onlara yardımcı olmaya çalışıyorum" diye ekledi...
KAMU BANKALARI DA YARIŞA KATILIYOR
DİLEK GÜNGÖR / SABAH
Takip ediyorsunuzdur, uzun zamandır bankacılık sektörü arasında promosyon savaşı var. Savaş diyorum çünkü herkes müşteri kapmak için müthiş bir rekabet içerisinde... (...)
Öğrendiğime göre, rekabette daha fazla geride kalmak ve müşteri kaybetmek istemeyen kamu bankaları hükümetin de talimatıyla bir hazırlık yapmış... Hatta bildiğim kadarıyla Ziraat Bankası, Halkbank ve Vakıfbank Hazine ve Maliye Bakanlığı'na promosyon teklifini sunmuş...
Teklife göre, hiçbir ayrım olmadan her emekliye 5 bin TL verilmesi planlanıyor. Yani emekli maaşı düşük olan da yüksek olan da aynı promosyonu alacak. (...)
Bakanlık, rakamın 7.500 TL'ye çıkarılması taraftarı...