29 Aralık 2024 Pazar
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

9 Eylül Medyanın Halleri

İşte günün öne çıkanları....

9 Eylül Medyanın Halleri

CHP’NİN YAŞ GÜNÜ

Yavuz Donat - Sabah

Dalya... 1923-2023... Cumhuriyet Halk Partisi, 100 yaşında... Kutluyoruz.
Yaş gününde, ilk ziyaret elbette 906 rakımlı Rasattepe.
Şimdi Anıttepe diyoruz.
Büyük Atatürk orada... Anıtkabir'de.
Merak ediyoruz... CHP, nasıl bir heyetle Ata'nın huzuruna çıkacak? Heyette kimler bulunacak?
Masadakiler... Meral Akşener, Temel Karamollaoğlu, Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu, Gültekin Uysal da olacaklar mı?
Bitmedi... Ümit Özdağ da heyete davet edilecek mi?
Yetmez... HDP'den de temsilci istenecek mi?
Merak ediyoruz... Saygı duruşundan sonra, şeref defterine neler yazılacak?
Yazıda... Heyetten söz edilecek mi?
Örneğin... "Atam! Biz ayrılamayız" mı denilecek?

ARTIK ABD’NİN PATRİOT’LARINA İHTİYACIMIZ YOK

Eray Güçlüer - Akşam

Dikkat edin 170 kilometre diyorum, uçak demiyorum küçük bir drone diyorum. Test atışını yapan mühendislerden birinin söylediği ilginç bir sözü size aktarmak istiyorum. "Füzeyi dronun içinden geçirdik". Yani 170 km uzaktaki hareketli küçük bir hedefi 1 milimetre hassasiyet ve tam isabetle vurduk demektir bu. Bu arada müjdesini vereyim hem Hisar hem de Siper hava savunma sistemleri en geç bu yılın aralık ayında Türk Silahlı Kuvvetlerine teslim edilecek. Bu arada son derece etkileyici birkaç özelliği daha ifade etmek istiyorum. Dünyada şu an mevcut hava savunma sistemlerinde hedefi tespit ettikten sonra füzenin çıkışına kadar geçen reaksiyon süreleri yaklaşık 10 ile 20 dakika arasında değişmektedir. Bizim Hisar ve Siper füzelerinde bu reaksiyon süresi tahmin edin bakalım ne kadar? Sadece 9 saniye. Evet yanlış duymadınız 9 saniye. Bunu yapan mühendislerin ellerinden öpüyorum.
Tabii bu gelişmelerin dış politikadaki çok önemli etkilerinden de biraz bahsetmek isterim. ABD yapımı Patriot hava savunma sistemlerinin menzili 160 kilometre ve vuruş hassasiyeti %97'dir. Bizim Siper hava savunma füzesinin şu anki ulaşılan menzili 170 kilometre ve vuruş hassasiyeti yüzde yüzdür. Sanırım konu anlaşıldı ve mesaj alındı. Artık ABD'nin Patriot'larına ihtiyacımız yok. Şayet ABD bizden Siper füzesi almak isterse ona ayrıca bakarız. Bu arada ilave edeyim Siper hava savunma füzesinin takip radarı 600 kilometre olduğu için şu anki 170 kilometre menzil dört yıl içerisinde 600 kilometreye çıkarılacak. Dünyada 600 kilometre menzile sahip yüksek irtifa hava savunma sistemi yok. Sadece Türkiye'nin olacak. Artık ülkemiz her zamankinden daha güvenli, ordumuz her zamankinden daha güçlü. Çok yaşa Türkiye'm.

GIDA ENFLASYONU

Melih Altınok - Sabah

Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi, hükümetin "Orta Vadeli Plan'ın arkasındayız" mesajı verdiğini söylüyor.
Ne yalan söyleyeyim, şaşırmadım. Zira hükümetin kendi planı.
Ancak gıda enflasyonuna baktığımda bazı bakanlıkların ekonomi yönetimiyle senkronizasyonunda sorun var gibi görünüyor.
Baksanıza dünyada gıda fiyatları düşerken bizde rekor kırıyor. Tarımsal hasılada Avrupa'da birinci, dünyada 10'uncu sırada olan bir ülkede bu durumun ekonominin dengeleri ve işleyişi dışında bir soruna işaret ettiği ortada değil mi?
Kabine yeni sayılır. İlgili bakanlıkların bu konudaki projeleri nelerdir duymak, vatandaş olarak tedbirlere biz de destek vermek istiyoruz.

VOLEYBOLUN İSİMSİZ KAHRAMANLARI…

Soner Yalçın - ODA TV

Futbol sevdalısıydı uğrunda verem olacak kadar.
Annesi Piraye çok kızdı; cezaevindeki Nazım Hikmet ile mektuplaşmasını şart koştu. Böylece, Zola, Balzac, Dostoyevski, Gorki gibi yazarları okumaya başladı.
Ama futboldan kopmadı.
Futbol oynamayı sağlığı sebebiyle 1945'te ve futbol seyirciliğini Metin Oktay’ın 1969’da sahalardan ayrılmasıyla bıraktı.
İstanbul Altunizade semtinde boş arsalarda top oynayan çocukları seyreder oldu sadece. Canı sıkılıyordu; mahalleliler tarafından çocuklar azarlanıyor, dövülüyordu.
Çocukların sporcu gibi spor yapmaları için hepsini bir kulüp altında topladı: Altınyurt Gençlik ve Spor Kulübü…
İdmanları, ünlü İngiliz antrenör Walter Winterbottom’un “Soccer Coaching” adlı kitabına göre yaptırdı. Ki “yansıtma paslı futbol” çalışmalarından geçen çocuklar birkaç yıl içinde başarılı oldu. Ancak:
Koşuyolu takımıyla yapılan maçta konuk takım seyircileri Altınyurtlu futbolculara saldırıp, maç karakolda bitince çok sevdiği ve emek verdiği futbol şubesini kapattı. Çocukları Galatasaray takımına verdi…

EĞİTİMİ YOZLAŞTIRANLAR

Adnan Binyazar - Cumhuriyet

Cumhuriyetin kökleştirdiği çağdaş gelişimin yolunu tıkamaya kalkanlar ise eylemlerini gizli saklı sürdürüyor.
Bu ilkellikleri önermeleri okurken belleğimden Atatürk’ün 29 Ekim 1923’te o inançlı sesiyle söylediği “10’uncu Yıl Söylevi”inin tınısı yankılanıyor.
Çağdaşlık, kültür, eğitim, insanı “insan” kılan her şey bu kavramların özünde yatıyor: “Ulusal kültürümüzü çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkaracağız. Bunun için bizce zaman ölçüsü geçmiş yüzyılların gevşetici anlayışına göre değil, yüzyılımızın hız ve hareket kavramına göre düşünülmelidir.”
Bu sözlerde geçen “geçmiş yüzyılların gevşetici anlayışı” eylemsizliği, “yüzyılımızın hız ve hareket kavramı” ise devingenliği düşündürür.
Cumhuriyet devingenlik üzerine kurulmuştur. Atatürk’ün her alandaki devriminin özünde, eylemsizliğin yerini devingenlik almıştır.
Ne denli çabalasalar, yukarıdaki öneriler, istekler, içten geçenler Cumhuriyet Devrimi tarihine boş laflar olarak geçecek, Atatürk ilkelerini kimse özünden saptıramayacaktır.

CİLTLİ KİTAPLAR DAHA ÇOK SATIYOR

DOĞAN HIZLAN - Hürriyet

İki yayıncı arkadaşımla kitap fiyatlarını konuşurken bakın ne dediler?
“Kitap pahalı diyorsun ama fiyatı pahalı olan ciltli kitaplar daha çok satıyor.”
İlk elde şaşırtıcı geldi bu bana.
Ciltli kitaplar görsel olarak daha etkileyici kuşkusuz. Bazıları da yazarın bütün eserlerini bir arada sunarak külliyat anlayışıyla yayımlanıyor.
Demek ki kitap alıcıları içi kadar dışına da önem veriyor.
Yayıncılığa başladığım dönemlerde romanlar şömizli satılırdı, kitabın dışına ofset baskılı kılıfı koyardık.
Kitap dünyasında Batı’da gördüğüm bir anlayıştan söz etmeliyim. Türkiye’de de uygulanması için girişimler yapıldı ama tutmadı.
Romanlar ilk önce ciltli ve iyi kâğıda basılmış olarak yayımlanırdı. Bir süre sonra da ikinci üçüncü hamura basılır, ciltsiz olarak satılırdı. Böylece okur parasına göre tercihini yapardı.
Gerçekten de o kitapların bir süre sonra cildi dağılır, kâğıdı sararırdı.
Her zaman savunduğum bir düşünceyi yineleyeceğim. Bir yazarı tanımak istiyorsanız onun bütün kitaplarını okumalısınız, elbet bu yaşayan yazarlar içim mümkün değil ama aramızdan ayrılan, hele telif dışında kalmış yazarlar için bu anlayışı ihmal etmeyelim.
Kütüphanemizde kalacak değerdeki bir külliyatın ciltli baskısının ilgi görmesi sevindirici bir davranış.
Geçmişin ustalarını okumak sadece edebiyat bilgimizi değil yaşadığımız toplumu da tanımamızı sağlar.

Medyanın Halleri