AB ve Türkiye’de yaşlı bakımı ‘Türkiye’nin tecrübesinden yararlanmalıyız’
AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landurt, ‘Bu alanda karşılıklı bilgi alışverişi, iyi uygulamalar ve kültürel gelenekler çok önemli. Özellikle bu alanda Avrupalıların, Türkiye'nin tecrübesinden ve kültüründen öğrenecek çok şeyi olduğunu düşünüyorum’ ifadelerini kullandı
Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasındaki Sivil Toplum Diyaloğu Programı'nın altıncı dönemi kapsamında desteklenen, Türkiye ile Hollanda arasında yaşlanma ve yaşlı bakımı konusunda deneyim paylaşımına odaklanan "Ortak Bir Sorun-İki Farklı Kültürel Perspektif" projesinin açılış toplantısı başkentte düzenlendi.
Ankara'da bir otelde gerçekleştirilen açılışa, Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakcı, Sağlık Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Tolga Tolunay, AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürü Dr. Orhan Koç, Güven Sağlık Grubu İcra Kurulu Başkanı, Güven Eğitim ve Sağlık Vakfı Başkanı Nüket Küçükel Ezberci ve çok sayıda davetli katıldı.
NÜFUSUMUZ GENÇ AMA BİZ DE YAŞLANIYORUZ
Açılışı yapılan projenin çok önemli olduğunu vurgulayan Kaymakcı, "Çünkü hepimiz yaşlanıyoruz. 'Yaşlı kıta Avrupa' derken, aslında yaşlı kıta Avrupa'nın Türkiye kanadının genç olduğu düşünülse de Türkiye de aslında ciddi bir şekilde, yavaş yavaş yaşlanıyor. Bugün 65 yaş üstü oran, diğer Avrupa ülkelerinde yüzde 20'yi oluştururken biz de yüzde 9,5 -10 civarında. Hala Avrupa'nın en genç nüfusuna sahip olsak da biz de yaşlanıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Kaymakcı, kültürel farklar gözetilerek yaşlılara hizmet sunulmasının önemli olduğunun altını çizerek, "Artık yaşlı bakımı konusu, Avrupa kıtasında hepimizin ortak bir sınaması. Değişik ülkelerdeki farklı uygulamaları alıp en başarılı olanları hep birlikte uygulamak hepimizin yararına olacak." dedi.
2050’DE DÜNYANIN YARISI YAŞLI OLACAK
Sağlık Bakan Yardımcısı Tolunay ise dünya nüfusunun giderek yaşlanması, hastalık yükünün artması nedeniyle ülkelerin sosyal güvenlik sistemlerinin giderek baskı altında kaldığına dikkati çekerek, Birleşmiş Milletlere göre 2050 yılında beklenen yaşlı nüfus oranının mevcut nüfusun yaklaşık 2 katına ulaşacağını hatırlattı.
Tolunay, "Yaşlıların sağlık hizmetlerine kolay ve ücretsiz ulaşmaları, hastalıkların erken tanınması, erken tedavisi, komplikasyonların engellenmesi, zamanında gerekli tedbirlerin alınması ve yaşlıların yaşam kalitesinin arttırılması amacıyla Türkiye Sağlıklı Yaşam Eylem Planı ve Uygulama Programı, 2015 ile 2020 arası için hayata geçirilmiştir." dedi. Sağlık Bakanı, "Hollanda ve Türkiye'deki yaşlılara yönelik bakım hizmetlerinin temel alındığı ve karşılıklı tecrübe paylaşımı içeren projenin sivil toplumlar için güzel bir örnek teşkil etmesini ve bu tür projelerin giderek artmasını temenni ediyorum. Bakanlık olarak, sivil toplum kuruluşlarından, akademik hayattan ve özel sektörlerden aktörlerin bu alanda bir arada çalışmasını ve uluslararası platformda iş birlikleri kurmasını öneriyoruz, bunları destekliyoruz." diye konuştu.
KÜLTÜREL GELENEKLER ÇOK ÖNEMLİ
Büyükelçi Meyer-Landrut da Sivil Toplum Diyaloğu Programı'nın, Türkiye ve AB sivil toplumları arasındaki karşılıklı iş birliğinin derinleşmesini sağlamak üzere tasarlandığının altını çizerek yaşlı bakımının herkesin karşılaştığı ortak bir konu olduğunu belirtti. Büyükelçi, "Bu alanda karşılıklı bilgi alışverişi, iyi uygulamalar ve kültürel gelenekler çok önemli. Özellikle bu alanda Avrupa ve Avrupalıların, Türkiye'nin tecrübesinden ve kültüründen öğrenecek çok şeyi olduğunu düşünüyorum." ifadelerini kullandı.
DENEYİM PAYLAŞILACAK
Kennisland Vakfı ile Güven Eğitim ve Sağlık Vakfının ortaklığında, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Sosyal İnovasyon Merkezinin iştirakiyle yürütülen projeye, hibe programı kapsamında yaklaşık 145 bin avro destek sağlanıyor. Uygulama süresi 14 ay olan proje, Türkiye ile Hollanda arasında yaşlanma ve yaşlı bakımı konusuna, deneyim paylaşımına ve bu alanda diyaloğun geliştirilmesine odaklanıyor.
Projeyle, yaşlı bakımının mevcut durumunun farklı kültürel perspektiflerden belirlenmesine yönelik araştırma yapılması da planlanıyor. Yapılacak çalışmayla iki ülkenin yaşlanma konusundaki yaklaşımlarının ortaya konması, güçlü ve zayıf yanların belirlenmesi ve iki farklı toplumun bu konudaki deneyimleri de dikkate alınarak diyaloğun geliştirilmesi hedefleniyor.