ABD baskısı altında! Katar'da kırılmaya doğru
Doha, Gazze ateşkes müzakerelerindeki rolünü askıya aldı. HAMAS'a topraklarından ayrılmasını söylediği iddialarını 'yanlış' ifadesiyle değerlendirdi. ABD ise HAMAS liderlerini 'hiçbir ortağının' başkentinde istemiyor. Yeni bir baskı mekanizması kuruyor. İddia yağmurunda Türkiye'nin de adı geçiyor.
HAMAS kaynakları, Katar'ın harekete Doha'dan ayrılması için baskı yaptığı iddialarını yalanladı. Diğer bir iddia da Katar'ın Gazze ateşkes müzakerelerinden çekileceğiydi. Katar Dışişleri Bakanlığı cumartesi gecesi müzakerelerdeki çabalarını askıya aldığını duyurarak, “Son anlaşma girişimleri sırasında 10 gün önce taraflara, bu turda anlaşma sağlanamaması halinde HAMAS ile İsrail arasında arabuluculuk çabalarını durduracağımızı bildirmiştik." açıklamasında bulundu. Bakanlık ayrıca “istek ve ciddiyet gösterildiği takdirde ortaklarıyla birlikte bu çabaları yeniden başlatacağını taraflara belirttiğini” de ekledi. Tel Aviv, Doha'nın arabuluculuk görevini askıya almasını “memnuniyetle” karşıladı. Katar Dışişleri Bakanlığı ayrıca Doha'daki HAMAS ofisini kapatma kararına ilişkin haberlerin "yanlış" olduğunu da kaydetti.
Bir gün önce İsrail basınına konuşan Biden yönetiminden üst düzey yetkililer, ABD'nin talebi üzerine Katar'ın HAMAS'a Doha'daki diplomatik ofisini kapatmasını söylediğini ileri sürdü. Bunun üzerine Katar yayını el-Arabi el-Cedid, hareketin Doha'da bulunan üst düzey bir yetkilisiyle temasa geçti. Yetkili, Doha'nın HAMAS liderliğinin Katar topraklarından ayrılması yönündeki isteğinin “kesinlikle hiçbir gerçekliği olmadığını”, bu konuda ortaya atılan “iddiaların suyu bulandırmayı amaçladığını” söyledi. Katar'ın Filistin davasını desteklemek ve Gazze'ye yardım sağlamak için çok şey sağladığını ve sağlamaya devam ettiğini vurguladı. Hareketin Türkiye'de bulunan bir yetkilisi de "bu konu zaman zaman İsrail'in iç krizlerini atlatmak amacıyla siyasi nedenlerden dolayı gündeme getiriliyor." dedi.
AMERİKA HAMAS'I 'HİÇBİR ORTAĞINDA' İSTEMİYOR
Fakat HAMAS'ın Doha'dan çıkarılacağı iddialarıyla ilgili arka planda yaşanan ilginç gelişmeler var: ABD Senatosunun önde gelen üyelerinin hükümet kurumlarına bir mektup aracılığıyla HAMAS ile ilgili çeşitli taleplerde bulunduğu ifade ediliyor. 12 senatörün öncülüğünde geçen hafta hazırlanan mektubun en dikkat çekici kısmı ileride Türkiye'yi de ilgilendirebilecek bir mesele: Senatörler, Katar'a HAMAS liderlerinin “artık hiçbir ABD ortağının başkentinde hoş karşılanmayacağı” bilgisinin iletilmesini istiyor. Ayrıca hareketin eski Siyasi Büro Başkanı Halid Meşal'in ABD'ye iadesi ve Katar'daki HAMAS yetkililerinin varlıklarının dondurulması da talepler arasında.
Mektupta, "HAMAS'ın Katar'daki varlığını İranlı yetkililerle koordinasyon sağlamak ve verimli müzakereleri engellemek için kullandığı" iddia ediliyor. Ayrıca, ABD Dışişleri ve Adalet bakanlarına "Örgüt yok edilene ve yenilene kadar geriye kalan liderliğine karşı hızla harekete geçmeleri" çağrısında bulunuluyor.
ORTAYA ATILAN BAHANELER
Katar'ın HAMAS'a Doha'dan ayrılmasını söylediği iddiasını ortaya atan üst düzey yetkililere göre Beyaz Saray, Aksa Tufanı Operasyonu'nun ardından Körfez ülkesine Filistinli grup ile "eskisi gibi iş yapamayacağını" bildirdi. Ancak yönetim, Katar'dan HAMAS ofisini kapatmasını istemekten kaçındı. Yetkili, ABD'nin o dönemde direniş örgütü ile iletişim kanalını açık tutmaya ateşkes ve rehine anlaşması sağlanması için büyük önem verdiğini savundu.
Fakat HAMAS'ın Ağustos ayı sonlarında Amerikalı-İsrailli rehine Hersh Goldberg-Polin ile birlikte beş kişiyi daha infaz etmesinin Beyaz Saray'ın Katar-HAMAS ilişkisini yeniden el almasına yol açtığı ileri sürdü. Direniş örgütü altı esirin, İsrail'in düzenlediği rehine kurtarma operasyonu sebebiyle öldürüldüğünü duyurmuş, İsrail ordusunun benzer denemelerde bulunması durumunda başka rehinelerin de öldürüleceğini ima etmişti: "Nuseyrat olayından sonra, tutukluları korumakla görevli mücahitlere, işgal ordusunun tutukluluk yerlerine yaklaşması halinde tutuklulara nasıl davranılacağı konusunda yeni talimatlar verildiğini herkese açıkça söylüyoruz." İsrail ordusu 8 Haziran'da Nuseyrat Kampı'na yaptığı baskında dört rehineyi kurtarırken, 64 çocuk ve 57 kadın olmak üzere en az 274 Filistinliyi katletmişti, 698 kişi yaralanmıştı.
ABD'nin HAMAS'ı Doha'dan çıkarmaya yönelik bir diğer bahanesi de hareketin ateşkes ve rehine takası önerilerini reddettiği iddiaları oldu. Binyamin Netanyahu Ağustos-Eylül aylarında anlaşmaya yeni koşullar dayatarak işi yokuşa sürerken Washington kamuoyuna teklifleri reddedenin HAMAS olduğunu duyuruyordu. İsrail Başbakanı'nın geçen hafta görevine son verdiği eski Savunma Bakanı Yoav Galant, üç gün önce Gazze'de rehin tutulanların ailelerine, Netanyahu'nun savaşı güvenlik nedenleriyle değil, siyasi nedenlerle sürdürdüğünü, ateşkesi ve rehinelerin serbest bırakılması anlaşmasını engellediğini söylemişti. Amerikalı bir yetkili, Beyaz Saray'ın Eylül ayında HAMAS'ın Doha'daki varlığının "artık uygulanabilir veya kabul edilebilir olmadığına karar verdiğini” kaydetti. Ve böylece talep Katar'a bildirildi. Yetkiliye göre Doha da "bu talebi HAMAS liderlerine yaklaşık on gün önce iletti."
TÜRKİYE'DEYDİLER İDDİASI
Amerikalı olmadığı belirtilen bir diplomatik bir kaynak, “artık arabuluculuk yapmıyorsa Katar'ın HAMAS'ın ülkedeki ofislerini korumasına izin vermesinin bir amacı kalmayacağını” kaydetti. HAMAS liderlerinin Doha'dan ne zaman ayrılacağına dair bir takvim verilmediğini ancak bunun bir gecede halledilebilecek bir mesele olmadığını belirtti. Daha önce bahsi geçen potansiyel çıkış noktaları arasında Türkiye, İran, Umman, Lübnan ve Cezayir yer alıyordu. Diplomata göre aslında Katar, HAMAS'ı Nisan ayında sessizce ülkeden çıkardı. Bu gelişme üzerine liderlerin Türkiye'ye gittiğini öne süren diplomat, ABD ve İsrail'in, HAMAS Ankara'da iken müzakere girişimleri başarısız olunca hareketin yeniden Doha'ya geri dönmesini istediğini savundu. Bu olaylar dizisi Mayıs ayında basına yansımış ancak HAMAS tarafından yalanlanmıştı.
Kaynak, Beyaz Saray yönetimin Biden'ın görev süresi dolmadan rehine anlaşması sağlamayı amaçlayan bir dizi girişimi sürdürdüğünü iddia ederek, planın baskı üzerine kurulacağını açıkladı: HAMAS'ın Katar'dan çıkarılması, ABD yaptırımları ve Washington'un elindeki “diğer araçlar.” Washington bu şekilde HAMAS'ı anlaşmaya ikna edebileceğine inanıyor.