ABD rüyasının bitişi ve Kürtçü bölücülük
Korana virisü vakası dünya çapında yeni düzenlemelere kapı aralayan bir rol oynadı. Hastalığın yaygınlık kazanması ABD/İsrail ile AB’nin çıkmazınıda gözler önüne serdi. Düne kadar esip gürleyen emperyalizmin ağababasının forsu aniden yerle bir oldu! Feleğini şaşıran emperyalistlerin bazılarının Çin ve Küba gibi sağlam sosyalist limanları keşfetmeleri iyiye delalettir.
Emperyalizm dünya çapında büyük kayıplarla karşı karşıya kaldı ve zaaflarını bir kez daha gün yüzüne çıkardı. Bunun Batı Asyaya yansımalarını zamanla göreceğiz. Özelliklede ABD’nin kara güçlerini kötü günler bekliyor.
PKK’nın sözcüsü HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş ise son kayyum atamaları üzerine yaptığı açıklamada “Kayyumun virüsten farkı nedir?” diye soruyor. İşin aslı ise atanan kayyumlar bölücülük virüsünü temizlemek içindir. Hala ülkemiz içinde en tehlikeli virüs Amerikancı PKK/HDP’nin kendisidir! Türkiye’nin, bölücülük virüsüne karşı aşılı olduğunu, bağışıklık sisteminin güçlü olduğunu dost düşman herkes bilmektedir.
BARBAR OLAN EMPERYALİZMDİR
Amerikancı PKK’nın Birinci Körfez Savaşı’nın ardından girdiği yeni yol onu felakete sürükledi. Zannettilerki her şey ABD/İsrail’in iki dudağı arasında ve ne derlerse o olur! Ama olmadı ve milli ordular/milli devletler direnir düsturu galip geldi. Bizim gibi ülkelerde Korona virüsüyle ancak milli devletlerin baş edebildiğini yaşayarak görüyoruz.
İstisnasız tüm bölücü örgütler, Türkiye’nin ABD emperyalizmine karşı mücadelesini “barbar” olarak göstermek için çırpınırlar. Bunlardan biriside Kürtçülüğün kalemşörlerinden Esma Akbalık’dır. “Şehitler Ölür, Vatan Bölünür!” başlıklı yazısında “Dünyanın en tehlikeli terör örgütleriyle birlikte Suriye'yi büyük bir savaşın içine çektiler. Barbar Türkleri (…) anlatmak” sözleriyle kinini dışa vuruyor.
Peki, “Dünyanın en tehlikeli terör örgütlerini” kim kurdu ve mazlum Suriye halkının üzerine sürdü? Bunları kimin kurduğunu ve yönlendirdiğini bilmeyen mi kaldı! ABD Devlet Başkanı Donald Trump bir önceki başkan Barak Hüseyin Obama’nın bu terör örgütlerini kurduğunu itiraf etmedi mi? Tüm araştırmacıların görüş birliği içinde, ABD/İsrail menşeli terör örgütlerini kendilerinin finanse ettiklerini, eğittiklerini ve donattıklarını yazıp çizmediler mi? Esma Akbalık gözlerimizin içine baka baka PKK liderleri gibi yalana sarılıyor ve o yalan üzerinden Türkiye’ye yüklenmeye çalışıyor.
PİYON DEVLETÇİKLER
Özelliklede yurt dışındaki PKK severler propagandalarında “devletsiz milletler” değimine sarılırlar ve bunun başındada Kürtlerin geldiğini söylerler. Kürdü ateşe atan ve ABD/İsrail’in dümen suyunda bağımsızlık rüyalarına kapılan PKK ile türevlerinin düştüğü durum ortadadır. Emperyalizme yaranma ve birlikte yaşadıkları halkları yaralama stratejisi güden örgüt ulus/devletlerin dirençli duvarına tosladı.
Esma Akbalık Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Amerikancı terörü silahla bastırmasını Batılı ülkelere şikâyet ediyor ve şunları sıralıyor: “TC. yıllardır Kürdleri katlediyor. Kimse çıkıp bu masum silahsız insanları neden öldürüyorsunuz demedi. Devleti ve ordusu olmayan sivil, savunmasız milleti katletmek başarı veya zafer olabilir mi?”
PKK/HDP sözcüsü gibi konuşan Esma Akbalık sap ile samanı birbirine karıştırıyor. T.C. Kürtleri katletmiyor tam tersine Kürtleri emperyalizme peşkeş çekenlere karşı savunuyor. Türkiye, silahsız insanlara silah çekmiyor onları koruyor. Türkiye’de Türklerin olduğu gibi Kürtlerinde devleti var ve bu devlet Türkiye Cumhuriyeti Devletidir. Bu noktada devletsizlik edebiyatının eskidiğini ve küflendiğini bir kez daha hatırlatalım. PKK’mı savunmasız ve silahsız? PKK’ya başta ABD/İsrail olmak üzere Yunanistan, AB’nin bazı devletleri açık ve gizli her türlü yardımı yapmakta ve karanlık ilişkilerini sürdürmeleri için kapılarını açık tutmaktadır. Uluslar arası silah kaçakçılarının en iyi müşterileri arsında PKK ilk sıralarda yer almaktadır.
PKK/HDP piyon devletçik peşinde ve tüm yatırımlarını buna yaptı. Irak’ta Barzanistan piyon devletçiği, Suriye’de Rojava piyon devletçiği, Türkiye’de de piyon devletçik oluşturulması için var güçleriyle çalışıyorlar. Ancak bölünmelerin yolunun kapandığını ve ABD’nin devrinin geçtiğini görmeleri kendilerinin yararına olur. Bu saatten sonra Anadolu topraklarında ayrılıkçılık yer bulamayacak.
ŞEHİTLERE SAYGISIZLIK UTANMAZLIĞI
Bağımsız ve başı dik bir ülke yeri geldiğinde ülkesini emperyalizm ile işbirlikçilerine karşı korumak için şehitler vermekten kaçınmaz. Zaten ülke; ya şehitler vererek ülkesini savunur ya da şehitler vermekten vazgeçer ve ülkeyi emperyalizme teslim eder. Ara çözüm yoktur. Var diyen ise kendilerini düşmanın kucağında bulur.
Esma Akbalık yazısında, Türkiye’nin bölücülüğe karşı verdiği amansız mücadelede hayatlarını kaybedenlere seviyesizce saldırıyor. Zaten yazısının başlığı “Şehitler Ölür, Vatan Bölünür” koymasındanda belli oluyor. PKK/HDP, sahte sol, liberaller elele kolkola aynı teraneyi sürdürüyorlar. Psikolojik harbin elemanlarının en büyük korkusu, Türkiye’nin vatan savaşı mücadelesini sonuna kadar götürme azmidir. 24 Temmuz 2015 şanlı direnişin ABD/İsrail ile onun kara gücü PKK’yı yenilgiye uğratması, hendeklere gömmesi ’24 Temmuz sendromu’ yaratmıştır ve bu sendrom devam ediyor.
Türkiye’nin şehitlerine dil uzatma gafletinde bulunanlar er veya geç yanıtını alırlar. Ayrıca ahlaki çürümüşlüğün dışa vurumu olan şehitlere söz söyleme akılsızlığı PKK/HDP tipi bölücülere pek yakışıyor!