Yandex
15 Ocak 2025 Çarşamba
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

ABD ve AB İdlib’de devre dışı

ABD ve AB, İdlib üzerinden hakimiyet kurma hesapları yaparken, tanınmış tarihçi ve yayıncı Götz Aly, ‘rota değişikliği’ çağrısı yaptı: Irak’ın yıkımından kim sorumluydu? Suriye’de İslâmi yafta altındaki teröristleri kim teşvik etti? IŞİD’i kim göçlendirdi?

ABD ve AB İdlib’de devre dışı
A+ A-
ALİ MERCAN

Alman dış politika yapıcı ve analizcileri, İdlib’te ateşkes sağlanması üzerine Batı’nın tamamen devre dışı kaldığını teyit ettiler. Batı medyasının da paylaştığı görüşler özetle şu yönde: Rusya ve Türkiye, Almanya ve AB’nin dahli olmadan İdlib’te ateşkes için anlaştılar. ABD’nin bütün provokatif çabaları boşa çıktı. Berlin’i İdlib sorunundan kaynaklanan mülteci sorunu aracılığıyla Suriye’nin kuzeyinde etkili olma girişimleri sonuç vermedi. Esad, “Avrupa üzerine konuşmanın anlamı yok. ABD’nin isteklerini yerine getiriyor. Türkler kardeşimizdir, akrabayız. Soruyorum, Suriye ile ne sorununuz var? Suça karışanlara af çıkaracağız” sözleriyle önemli mesaj verdi.

AVRUPA’NIN ÖNERİLERİ HAVADA KALDI

5 Mart günü, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 6 Mart Cuma günü saat 00.01’den itibaren geçerli olmak üzere İdlib’te ateşkes üzerinde anlaştılar. Almanya Başbakanı Angela Merkel’in bu zirveye katılma isteği karşılık bulmadığı gibi, Berlin’in politik çevrelerinin İdlib’te Rusya’ya yaptırımlar uygulanması amacıyla bir güvenli bölge önerileri de dikkate alınmadı. Moskova’nın ateşkes önerisinin devamlılığı durumunda, Suriye’nin yeniden inşası için şartlar olgunlaşmış olacaktır. AB Dışişleri Bakanları toplantısında dile getirilen uçuşa yasak bölge önerisi de dikkate alınmadı. AB dış politika görevlisinin “Havada tampon bölge” önerisi de aynı kaderi paylaştı. Avrupa Birliği son dönemlerde “Devlet aklıyla konuşmak” niyetini belirtiyor, ancak henüz buna uygun araçları ve yeteneği görünmüyor. Çünkü politika niyetlerle değil, güç ve tecrübe birikimiyle yapılıyor. Suriye Devlet Başkanı Beşşar Ead’ın Rusya televizyonuna konuştuğu gibi, bu sorunda “Avrupa üzerine konuşmak anlamsız.”

Moskova zirvesi öncesinde Berlin’le birlikte Washington yetkilileri de İdlib sorununa müdahil olup kendi pozisyonlarını dayatmak istediler. “Washington, Rusya ve Türkiye arasında bir gerginlik yaratarak bir kırılma provoke etmek istedi.” (German Foreign Policy-GFP, 06.03.2020.)

İdlib’e Batı Müdahil Olamadı

ABD’nin Suriye özel temsilcisi James Jeffrey Hatay’a gelerek Türkiye’ye mühimmat verebileceklerini açıkladı. Bu sırada Büyükelçileri David Satterfield de Suriye sınırına Patriot yerleştirilebileceğinden söz etti. Bu çabaların sonuç vermemesi yanında Merkel ve Macron’un İdlib zirvesinde bulunmalarının önü özellikle Putin’in çabalarıyla kesildi. (İdlib.de.reuters.com 03.03.2020.)

Beşar Esad’ın Rusya televizyonuna da söylediği gibi, Suriye yönetimini ancak Suriye halkı belirleyebilir. Meşru hükümetin dışında bütün ilişki çabaları boşa gitmiştir, gidecektir.

Avrupa’nın, Batı Asya’daki süreçlere dahil olamaması bütünüyle kendi bencil ve kısa vadeli çıkarlarını öne çıkartmasıyla ilgilidir. Avrupa ülkeleri, Suriye ve bölgenin zarar gören diğer ülkelerinin çıkarını gözetmek ve onlarla eşit ilişkiler geliştirmek yerine, ya ABD’nin kuyruğuna takılıyor, ya da ondan boşalacak yerlere yerleşmek için fırsat kollamak. Bunun yanlışlığı yanında bütün uzak görüşlü Avrupalı liderlerin belirttiği gibi, Avrupa Atlantik merkezinin yerine küresel hegemonya kuramaz

RUSYA’YA KARŞI YENİ YAPTIRIM ÖNERİLERİ

İdlib’te oluşan yeni bir mülteci akını bahanesiyle Berlin Suriye’nin kuzeyinde güvenli bölge önerisini tekrar dile getirdi. Savunma Bakanı Annegret Kramp-Karrenbauer de Başbakan Merkel’in önerisine katıldı. Ancak bunun gerçekleşmesi Rusya’ya karşı bir “Uçuşa yasak tampon bölge” yaptırımı ile mümkün görünüyordu. Bu yöndeki talep hemen bütün Alman partileri tarafından dile getirildi. Ancak Almanya’nın İdlib sorununa her yoldan müdahil olma çabaları boşa çıktı. Rusya ve Türkiye Başkanları arasında barış anlaşmasına karar verildi. Bu arada ABD ve hiçbir Batı devletine karışma izni verilmedi. Bu sonuç açıktır ki Suriye yönetiminin de ilerlemesini sağladı. Halep ve Şam’ı birbirine bağlayan M5 karayolu tekrar meşru kolluk kuvvetlerinin denetimine geçiyor, ateşkes bunu güvence altına alıyor. M4 karayolunun alt ve üst yanlarından da 6’şar km güvenlik alanı belirlendi. Bu tedbirler ülke ekonomisini harekete geçirecek etkenler. Buradaki bir sorun şudur: M4 civarındaki bölgelerde HTŞ gibi terörist milisler, Uygurlardan oluşan “Türkistan İslam Partisi” adlı terörist gruplar varlığını sürdürüyor.

İdlib’te ateşkes sürecine yaklaşıldığı sırada Brüksel’de AB Dışişleri Bakanları bölgeye el atma çabası içindeydiler. AB Dış Politika Sözcücü Josep Borell, Rusya’nın Suriye hava sahasını kontrol etmesine karşı, “Havada bir tampon bölge” ilanı talebini tekrar etti. AB çevrelerine göre bu önerinin amacı, Rusya’nın hava sahasındaki kontrolünü sınırlamak ve yerine batının kontrolünü geçirmek. Borell, “İktidarın dilini konuşalım diyoruz ama buna kendimiz karar veremiyoruz” diye çaresizliklerini açıklıyor. (FAZ, 06.03.2020.)

Heiko Maas da “Güvenlik garantili bölge” yaratılmasını önerirken bunun için 100 milyon avro ayırdıklarını belirtiyor.

ROTA DEĞİŞİKLİĞİ

Berlin ve AB, İdlib üzerinden hakimiyet kurma hesapları yaparken, tanınmış tarihçi ve yayıncı Götz Aly “Rota değişikliği” çağrısı yaptı: “Irak’ın yıkımından kim sorumluydu? Suriye’de İslâmi yafta altındaki teröristleri kim teşvik etti? IŞİD’i kim göçlendirdi? Ha keza HTŞ. Bunlar Batılı devletlerin yakın ve Ortadoğu politikalarının son 20 yıldaki uygulamalarıdır.” (berliner-zeitung.de 03.03.2020.)

Musul, İŞID tarafından kurtarılacaktı. İdlib, orada toplanan Uygur, İŞID, Çeçen, Avrupalı teröristler tarafından “özgürleştirilecekti.” Bütün bunlardan sonra Aly, “Barış Rusya ve Suriye yönetimi ile birlikte sağlanabilir” sonucuna varıyor. Bu kolay değil ancak Batı tarafından kızıştırılan bu savaştan ancak böyle çıkılır sonucuna varıyor.

Almanya Başbakanı, Moskova zirvesinin dörtlü olmasını önermişti. Bu yoldan İdlib sorununda devreye girmek istedi. Uzmanların analizine göre Almanya’nın elinde bu konuda hiçbir yararlı araç ve imkan yok. Suriye’nin yeniden inşasını Esad’ın indirilmesine bağladılar ve hariçten gazel okudular. Bundan sonra söylenen “sıcak” kelimelerin de hiçbir faydası olmadı. Almanya ve Fransa çifte standartlı olarak kabul edildi.

AVRUPA ÜZERİNE KONUŞMANIN ANLAMI YOK

Anti-Spiegel haber analiz portalının bildirdiğine göre “Almanya’da pratikte Esad’ın ne söylediği bilinmiyor.” Rus televizyonuna konuşan Beşar Esad özetle şöyle söylüyor: “Birçok Arap ülkesi Suriye sorununa ilgisiz, ama resmi olarak değil. Bu ülkeler Batı’nın, özellikle de ABD’nin baskısı altındalar. Körfez ülkelerine Suriye’den uzak durmaları yönünde dayatılıyor. Avrupa, Irak’ı ABD’nin işgal ettiği 2003’ten beri politik olarak ortada yok. Tamamen ABD’nin kontrolü altındalar. Onun isteklerini karşılıyor. Bu durumda Avrupa üzerine konuşmak anlamsızdır.”

Esad’ın “Birçok Avrupalı istihbarat servisi ile görüştük, politikacılardan bağımsız bir şey yapamadıklarını, onların da ABD etkisi altında olduğu” sözleri her şeyi açıklıyor. Esad sözlerini şöyle sürdürüyor: “Ancak durum değişiyor. Sömürgecilerin hedeflediği savaş hedefine ulaşmadı. Suriye büyük bedeller ödedi. Şimdi istikrara gidiyor. Şimdi bedel ödeme sırası Avrupa’da: Mülteciler. Kısa sürede çözülemeyecek kocaman bir sorun.”

Esad, Türkiye üzerine de şunları söylüyor: “Türkler kardeş bir halktır. Türk halkına soruyorum, Suriye ile ne sorununuz var? Türklerle akrabalıklarımız var. Rusya ile birlikte teröristlerin desteklenmesini önlemek ve hata yapanlara af çıkartmak istiyoruz.”

İşin özeti: Sorun yaratıcı ABD ve Avrupa süreçte dışlandı. İş, bölgenin iki büyük ülkesi Rusya ve Türkiye’ye kaldı. Bölgesel ittifaklar bu sorunu çözer. Başka yerde çözüm aramak, sorunun çözümünü uzatır. Bölgenin buna tahammülü olmadığını da unutmayalım.

Son Dakika Haberleri