ABD’de yeni bir halk hareketine doğru
ABD'nin eski Devlet Başkanı Trump'ın önceki gün Florida'da gençlere hitaben yaptığı konuşma, ABD'nin bugün geldiği yeri çok net ortaya koyuyor. Trump'ın sözlerinin özeti; "Biden yönetiminde çöken bir Amerika".
Bu tabloyu şöyle açıklıyor Trump; "Kırk yılın en yüksek enflasyonunu yaşayan bir Amerika", "Enerji kriziyle çırpınan ve kapı kapı petrol dilenen bir Amerika", "Ekonomik sıkıntılarla boğuşan, gençlerini LGBT kültürüyle vb. yozlaştıran bir Amerika". Bunun sebebini Biden yönetimi olarak açıklıyor ama, gerçekte O'nun da temelindeki Mafya-Gladyo sisteminin çöktüğünü itiraf ediyordu. Çünkü bu uygulamaların hepsi, bu sistemin ürünüdür.
Trump, Biden yönetiminin Ukrayna'yı Rusya'ya karşı kışkırtmasını ve Ukrayna'yı silahla desteklemesini eleştirirken de, aslında ABD Derin Devleti'ni suçluyordu. Ve Biden'in, kendi döneminde iyi geçindikleri Rusya ve Çin'i karşısına aldığını da vurguladıktan sonra, sözlerini "Önce Amerika" sloganıyla tamamlıyordu. Yani Gladyo'nun dünya ülkelerine tehdit ve saldırılarına karşı tavrını, önceki yıllarda ifade ettiği, "İçimize dönelim ve önce Amerika'yı güçlendirelim" söylemiyle yineliyordu.
Trump'ın bu konuşması, ABD Derin Devleti'yle, ABD halkı ve resmi devlet kurumları arasındaki çatışmanın yeni ve somut bir ifadesi oldu. İkinci Dünya Savaşı sonrasından beri dünya hegemonyası hedefiyle ülkelere ve ABD'ye yön veren Gladyo, 2000'li yılların ortalarından sonra inişe geçmiş ve insanlığın Asya merkezli bağımsızlık, özgürlük mücadelesiyle, Amerikan Halkı ve resmi devletiyle çatışması şiddetlenmiştir. Amerikan Halkı da Gladyo'nun bu saldırganlığından rahatsızdır ve yorgun düşmüştür. Bu yüzden Trump, önceki seçimlerde "Suriye'de, Afganistan'da işimiz ne", "İçimize dönelim" söylemiyle seçimi kazanmış ve devlet başkanı olmuştur. Yine de ABD'nin gerçek iktidar odağı Gladyo'nun dayatmalarına boyun eğerek, iktidarını kaybetmiş, O'nun yerine Biden Gladyo'nun temsilcisi olarak devlet başkanı seçilmiştir. ABD Derin Devleti'nin çöküşünün hızlandığı sonraki dönemde Biden de bu saldırganlığı temsil etmek ve uygulamakla beraber, zaman zaman bu çizginin dışına çıkmıştır. Böylece o da bugün, Trump'ın belirttiği gibi, ABD Başkanlarına halk desteğinin en düşük noktasındadır.
Trump'ın konuşmasının en önemli bölümünü, Biden'ı "Washington elitlerinin temsilcisi" diye suçlarken, kendisini "Amerikan işçi sınıfının temsilcisi" olarak tanıtmasıdır. Bir yandan "Washington elitlerinin temsilcisi", diğer yandan "Radikal solcu" diye suçluyor Biden'ı. Yani; ABD solunun sahte ve yozlaşmış yönünü Biden temsil ederken, kendisini işçi sınıfının ve gerçek solculuğun temsilcisi olarak ilan ediyor. Trump'ın ve Biden'ın solculukla ne ilgisi var? Ama bütün bunlar, ABD'de Gladyo'nun ekonomik, siyasi vb. her alanda tahakkümüne rağmen, işçi sınıfı ve emekçilerin ve bunların önderliğindeki solculuğun ideolojik alanda ABD'nin bir numaralı gündemi olduğunu gösteriyor.
Trump Florida'da gençlere yaptığı bu konuşmada 2020'deki büyük halk kitlelerinin Kongre baskınını da hatırlatıyor. Bu baskında Trump'ın rolünü de anımsarsak, bu konuşma ve olgular, ABD'de yeni bir halk ayaklanmasının yaklaşmakta olduğunun işaretidir.
