18 Kasım 2024 Pazartesi
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

ABD'den Türkiye'ye S-400 şantajı: Eğer F-35...

Bir süredir Türkiye'de bulunan ABD Dışişleri'nin iki numaralı ismi Victoria Nuland, Türkiye-Rusya dostluğunu dinamitleyecek öneriler sundu

ABD'den Türkiye'ye S-400 şantajı: Eğer F-35...
A+ A-

Türkiye-ABD Stratejik Mekanizma Toplantısı kapsamında ülkemize gelen ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Vekili ve Siyasi İşler Müsteşarı Victoria Nuland, bir dizi görüşme de yaptı. Bu görüşmelerinde Türkiye'yi bölge ülkelerinden koparacak ve yeniden Batı'ya çıpalayacak önenerilerini anlatan Nuland, S-400'lerin 'halledilmesi' karşılığında F-35 havucunu uzattı. Nuland, Ukrayna'ya destek için Türk savunma sanayiine de göz dikerken, terörle mücadele konusunda ise 'ayrılıkları' itiraf etmekten geri durmadı.

ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Vekili Victoria Nuland, CNN Türk’te soruları yanıtladı. Nuland, Türkiye'ye F-16 satışından CAATSA (ABD'nin Düşmanlarına Yaptırımlarla Karşı Koyma Yasası) yaptırımlarına, Suriye'den çekilme tartışmalarından ticari ilişkilere kadar bir dizi sıcak başlıkta dikkat çeken mesajlar verdi. İşte Nuland'ın açıklamalarından satır başları:

'TESADÜFEN GELMEDİM'

“Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliğini onaylamasının hemen ardından burada bulunmamın bir tesadüf olmadığı konusunda haklısın. Bildiğin üzere Finlandiya’nın da katılımıyla NATO’ya iki yeni ülke ekleniyor. Bu da ittifakımızı güçlendiriyor. Türkiye’nin İsveç’e ‘evet’ diyerek bize katılmasını da büyük memnuniyetle karşılıyoruz. Bildiğin üzere bunun yaşanmasını beklerken bir süre duraklama demeyeyim ama ilişkilerimizde en baskın konu bu oldu. Bu nedenle Dışişleri Bakanı Blinken’ın benden yapmamı istediği şeylerden biri de ilişkimizin geri kalan kısmını yeniden canlandırmak ve temmuz ayında Washington’da yapılacak NATO zirvesine hazırlanmak da dahil olmak üzere 2024 yılında yapmamız gereken şeyler hakkında konuşmaya geri dönmekti. Dolayısıyla bu çok önemli ilişkide hep birlikte işimize tam olarak geri dönerken ekonomi, güvenlik ve insan ilişkiler açısından her şeyi planlamak için çok iyimser bir ziyaret oldu.

'ERDOĞAN HEYECANLIYDI'

“Siz kendi parlamentonuzda çalışırken, biz de kongremizde Türkiye’nin F-16 filosunu geliştirmesinin Amerikan güvenliği için çok önemli olduğunu, bu seviyede tamamen aktif ve katılımcı olmasının müttefikler arasında yük paylaşımı için önemli olduğunu anlatmaya çalışıyorduk. Zaten büyük bir F-16 filonuz var. Ancak bunu geliştirmek bizim için önemli olacak. 15 günlük süre cuma gecesi başladı. Aslında cumhurbaşkanınız imzayı attığı an oldukça heyecanlıydı. Kurye uçağa bindi, Dışişleri Bakanlığına teslim etti ve biz de bildirimimizi kongreye ilettik. Cuma gününden itibaren 15 gün sonra bu bildirim süresi sona erecek ve ardından uygulamaya geçeceğiz. Öncelikle bu anlaşmanın birkaç parçası var. Bunlar mevcut jetlerin modernizasyonu ve yeni jetlerin satışı. İki parça da önemli. Anladığım kadarıyla modernizasyon derhal başlıyor. Açıkçası yeni jetlerin ne zamana hazır olacağını ezbere bilmiyorum, ancak Türkiye’nin bu jetlere kavuşmasının ABD için bir öncelik olduğu aşikar.

'S-400'Ü HALLEDELİM'

“Sadece bir hatırlatma yapmak için söylüyorum. CAATSA yaptırımları, hükümetinizin Rusya Federasyonu’ndan S-400 hava savunma sistemleri satın alma kararıyla ilgiliydi. CAATSA yaptırımlarını tetikleyen buydu. Patriot satışını müzakere etme sürecindeydik ve bu müzakereler devam ederken Türkiye başka bir yöne gitti. Bu yüzden bugün bazı görüşmeler yaptık. Açıkçası bu S-400 meselesini halledebilirsek, ki bunu yapmak istiyoruz, ABD Türkiye’yi F-35 ailesine geri almaktan memnuniyet duyacaktır. Ama önce bu diğer meseleyi çözmeliyiz ve bunu çözerken aynı zamanda Türkiye’nin güçlü bir hava savunmasına sahip olmasını sağlamalıyız. Yine söylüyorum, uzun yıllardır hem S-400 alımından önce hem de o zamandan beri hava savunmasını güçlendirmeyle ilgili görüşmeyi teklif ediyoruz. Bildiğiniz üzere bu karmaşık bir konu. Bugünlerde herkesin hava savunmasına ihtiyacı var. Bunu dünyanın her yerinde görüyoruz. Ama yine de bu konuyu aşabilirsek, CAATSA meselesi ortadan kalkacak ve F-35 konuşmalarına geri dönebileceğiz.

'155 MM MÜHİMMATA ÇOK İHTİYACIMIZ VAR'

“İlişkimizin tüm yönleri hakkında çok iyi görüşmeler gerçekleştirdik. Dediğim gibi 2024 için iddialı bir dizi hedef ortaya koymak amacımızdı. Enerji ve çevre konulu yaklaşmakta olan bir diyaloğumuz var. Yeni temiz enerji teknolojileri üzerinde birlikte çalışmak istiyoruz. Bu konuda da ortadaki potansiyel hakkında iyi bir görüşme gerçekleştirdik. TIFA şemsiyesi altında ticaret görüşmelerimiz de olacak. Bunun da önümüzdeki aylarda gerçekleştirmeyi umuyoruz. ABD’li işletmelerle görüşme fırsatım oldu, üzerinde çalıştığımız bazı büyük anlaşmalar var. Umarım bunlar meyvelerini verir. Savunma sanayiinde de yeniden çalışmaya başladık. Türkiye artık 155 mm’lik mühimmat üretiyor. Buna çok ihtiyacımız var. Ukrayna’nın çok ihtiyacı var. Bunun üzerinde çalışıyoruz. Aynı zamanda birlikte çalışabileceğimiz diğer türden savunma ticareti girişimleri üzerinde de çalışıyoruz. Tabii ki tarım, tekstil ve benzeri alanlarda halihazırda çok şey yapıyoruz. Bunlar çok çok önemli. Son yıllarda terörle mücadele konusundaki görüşmelerimiz olması gerektiği seviyede değil. Bu nedenle sağlam bir terörle mücadele diyaloğuna geri dönmek istiyoruz. Ve tabii ki Ortadoğu’daki tüm zorluklarla ilgilenmek ve tartışmak konusunda ortağız. Bu nedenle bu sefer daha çok bunlar iki tarafın da aklındaydı.

'ABD, SURİYE'DEN ÇEKİLMİYOR'

“Öncelikle şunu netleştireyim. ABD Suriye’den çekilmiyor. Dün İstanbul’daki kilisede yaşanan trajik olayların da gösterdiği gibi, ki orada hayatını kaybedenler için de başsağlığı diliyoruz. DEAŞ hala pek çok yerde aktif ve biz onlarca yıldır terörle mücadelede ortağız. Özellikle de DEAŞ nerede olursa olsun, onunla mücadelede güçlü ortaklar olduk. Bunun Türkiye ile devam etmesi gerekiyor, Irak'ta da olsa Suriye'de de olsa... Bu mücadelenin nasıl yürütüleceği konusunda her zaman aynı fikirde olmasak da işbirliğimizi güçlendirmek her zamankinden daha önemli. Bu dün İstanbul'da da görüldü, Ürdün’deki kendi kuvvetlerimiz karşısında da trajik bir şekilde görüldü. Bu nedenle birbirimize ihtiyacımız var. Konuştuğumuz konulardan biri de terörle mücadelede işbirliğini yeniden güçlendirmek ve Suriye’de nasıl bir yol izleyeceğimiz konusunda diyalog kurmaktı çünkü iki tarafın da orada özellikle terörle mücadele konusunda önemli çıkarları var.”

ABD S-400 F-35 İsveç Victoria Nuland