ABD/İsrail ile Barzani-Suudi dostluğu elele
Barzani aşireti Irak Kürtlerin başına Molla Mustafa Barzani tarafından bela edildi. Tam bir hanedanlık kuran Molla Mustafa Barzani Kürtlere değil aşiretine güvenir ve tüm kritik görevlere onları getirirdi. Bu durum halen devam etmektedir. Kuzey Irak’taki kukla oluşumun yekpare olmamasının temel nedenlerinin başında Barzanlar gelir. Her şart altında ABD/İsrail dostluğunu sürdüren Barzani hanedanlığı, Irak’ın ABD/İsrail karşısında zayıf halka haline gelmesinde payları var. Irak’ın Kuzeyi’nde fiili olarak iki farklı devletimsi oluşum (KDP-KYB) sürmektedir ve bunun müsebbibi Barzanlardır. Ayrıca Molla Mustafa Barzani’den bu yana değişmeyen bir kural var; ABD ve İsrail’e biatta kusur etmemek ve onların sadık kulları olmak. Barzanistancılar bu geleneklerine hep sadık kaldılar.
Mesut Barzani, baba Molla Mustafa Barzani’nin yolunu sektirmeden sürdürmektedir. ABD emperyalizmine ve İsrail’e uşaklıkta babasını aratmıyor; onlar otur dediğinde oturuyor, kalk dediğinde kalkıyor. Zaten, bunlar, ABD/İsrail olmasaydı tezden Kürtlerin sırtından kazandıkları servetleri ve hanedanlıklarını kaybederlerdi. Barzan hanedanı Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) üzerinden siyasi otoritelerini sağlıyorlar.
ZULME KARŞI DURMUŞMUŞ!
Suudi Arabistan’ın MBC1 televizyonu Barzanistanın fiili başı Mesut Barzani ile iki bölümlük söyleşi gerçekleştirdi. Suudilere hayranlığını belirten Barzani Eylül 2017 Referandumunu savundu ve Suudilere dostluk mesajını yineledi.
ABD işgali altında üniter devlet yapısından “federal Irak sisteminin” ABD tarafından kurulmasını kendi başarıları olarak sunan Barzani, tıpkı diğer bölücüler gibi yalana sarılıyor: “Federal Irak sistemine katılım sağladık, Kürdistan Parlamentosu’da bunu onayladı” diyerek irade gösterdiklerine vurgu yapıyor. Ancak gerçek hiçte öyle değil. ABD emperyalizmi altın tepsi içinde “bölgesel yönetim”i Barzanilere hediye ederek Barzanistan hanedanlığının önünü açtı. Irak’taki federal sistemi ABD/İsrail oluşturdu ve Barzanistancıların bu noktada zerre kadar katkıları yoktur. ABD/İsrail işbirlikçiliğinin mükâfatını aldılar. Zaten Mesut Barzani’de bunu saklamıyor ve şöyle söylüyor: “1991 yılında Kürdistan Bölgesi’nin uçuşa yasak bölge ilan edildi ve Baba Bush döneminde ABD güçleri Zaho’da koordinasyon merkezi kurdu ve Irak güçlerinin Kürtlere saldırması durumunda ABD’nin de Irak güçlerine saldıracağının kendilerine bildirildiğini” onur duyarak, gururla açıklıyor.
Irak devlet Başkanı Saddam Hüseyin’in devrilmesinin ardından ABD Irak Devlet Başkanlığı statüsünde olan Geçici Koalisyon Yönetimi’nin başına geçirdiği Paul Bremer’e şükranlarını sunanların başında Mesut Barzani geliyor.
ABD ve İsrail’e sonuna kadar güvenen Mesut Barzani: “Yaşamım boyunca diktatörlüğe ve zulme karşı durdum” sözleriyle yalanlarına bir yenisini katıyor. ABD emperyalizmi mazlum Irak halkına her türlü zulmü reva gördüğünde, yakıp yıktığında, kadınlarının ırzına geçtiğinde, 1,5 milyon Iraklı çöllere gömüldüğünde sen neredeydin ve kimlerle al takke ver külah, gizli kapaklı pazarlıklar yapıyordun? Söyleyelim ABD ve İsrail ile Irak halkına ihanet ettin, yalnız bıraktın ve ABD/İsrail’in kazanması için dua ettin. Yaşanan tarih buna şahittir.
Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin’in Irak’ı birleştiren ve tarihi olarak kendi toprak parçası olan “Kuveyt Eyaleti”ni topraklarına katarak iyi bir iş başarmak istemesi nedeniyle hedef tahtasına oturtulması, Mesut Barzani’yi sevince boğmuştu. Saddam Hüseyin’in idam edilmesi üzerine ise şu insani olmayan duygularını paylaşıyor: “Saddam’ın bayram akşamı idam edilmesi yanlıştı. Ya bayramdan önce ya da bayramdan sonrasında idam edilmeliydi” ve ekledi “Kürtlerin Saddam’ın mahkeme süresinde vakarlı ve onurlu duruş sergilediklerini ve durumu şova dönüştürmediklerini” söyledi. Bir onurdan bahsedilekse; o onuru hakkeden Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin’dir. Gerek ABD emperyalizminin mahkemelerindeki onurlu duruşuyla ve gerekse İdam sehpasına giderken sergilediği korkmayan kahraman edasıyla Saddam Hüseyin onurlu duruş göstermiştir.
'BEN RÜYA DEMİYORUM!'
Bir oldubittiyle Irak’ı tamamen ve geri dönülmez bir şekilde ABD planları çerçevesinde bölmeye yönelik 2017 referandumu, Mesut Barzani’ye göre tarihi bir başarı. Referandum sonuçlarının çekmecelerinde durduğunu sık sık vurgulayan Barzanistancılar bu rüyanın gerçeğe dönüşmesi için zaman kolladıklarını saklamıyorlar. ABD emperyalizminin yenildiği ve büyük sorunlarla karşılaştığı, ABD imparatoluğunun çöküşe gittiği bir tarihi süreçten geçerken “Bağımsız Barzanistan” rüyasının sadece rüya olarak kalacağı görülüyor. Çekmecelerde saklanan kâğıt parçalarının bir hükmü kalmayacak.
Referandum öncesi ve sonrası pek çok ülkenin referanduma destek olmayacaklarını ama karşıda çıkmayacaklarını belirten Barzani, bu ülkelerin adını vermeden eleştiriyor ve sözlerinde durmadıklarını açıklıyor. Türkiye ile İran’ın ve diğer komşu ülkelerin tavrını ise düşmanca görüyor.
SUUDİ HAYRANLIĞI
ABD’nin Batı Asyadaki ikinci İsrail’i Suudi Arabistan’a 4-5 defa ziyarette bulunduğunu anlatan Mesut Barzani Kral Fahd, Kral Abdullah ve Kral Selman’la görüştüğünü ballandıra ballandıra anlatıyor. Her kim ki bölgede ADB/İsrail dostu Barzani onlarla dost ve her kimki bögede ABD/İsrail’e düşman Barzani’de onlara düşman ve bunu saklamıyorda.
Mesut Barzani babası Molla Mustafa Barzani’nin bir anısını ilk defa Kral Abdullah’tan dinlediğini şöyle açıklıyor: “Mela Mustafa Barzani’nin Kral Faysal ile ilişkileri vardı ve Kral Faysal destek sunuyordu. Kral Abdullah ilişkilerinin daha eskilere dayandığını söyledi. İlişkilerin Kral Abdulaziz ile başladığını söyledi. Bunu Kral Abdullah’tan duydum. Bu benim için yeni ve önemli bir bilgiydi.” Dedi.
Irak ve Suriye’nin ABD/İsrail karşısında zayıf düşürülmesi İran ve Türkiye’nin aleyhine olmuştur. Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın direnişi ve kurduğu doğru ittifaklar bölgedeki dengeleri ABD/İsrail lehine değil aleyhine değiştirmiştir. Bu olumlu bir gelişmedir. Türkiye-İran-Irak-Suriye hattındaki her olumlu gelişme emperyalizmi zayıflatacak ve kukla devlet kurma rüyalarını hüsrana uğratacaktı.
