ABD'li senatörleri aratmadılar
ABD’li senatörlerin hazırladığı Türkiye tasarısında 'İnsan hakları sicili düzeltilmezse yaptırım uygulansın' talebi yer aldı. İşareti alan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İyi Parti lideri Meral Akşener vites yükseltti, FETÖ ve PKK tutuklamalarını eleştirdi.
Türkiye'de FETÖ ve PKK'ya yönelik mücadeleye karşı ABD ve Avrupa vites yükseltti. Alman Hükümeti'nin Selahattin Demirtaş'ın serbest bırakılmasını istemesinin, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nin Türkiye kararının (ifade özgürlüğü) ardından ABD'de bir grup Demokrat senatör, Türkiye'nin insan hakları sicilini iyileştirmemesi durumunda Ankara'ya yaptırım uygulanmasını öngören bir yasa tasarısını tekrar sundu. İçeride de sürece destek veren açıklamalar dikkat çekti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, sınırötesiyle eşzamanlı terörle mücadeleyi hedef alan açıklamalar yaptı.
ABD'li senatörler Edward Markey, Ron Wyden ve Jeff Merklet, tasarıyı cuma günü Senato'da duyurdu. Yasa tasarısının, "Türkiye hükümetinin fikir ve siyasi suçluların tutuklanmasından, gazetecilerin siyasi gayelerle gözaltına alınmasından, sosyal medya aracılığıyla ifade özgürlüğünün kısıtlanmasından ve uluslararası olarak tanınan diğer insan haklarının ihlallerinden sorumlu bulunan yetkililerine odaklanacağı" ifade edildi.
FETÖ'NÜN EZİLMESİNDEN RAHATSIZLAR
19 sayfalık tasarıda, "Ankara'nın 15 Temmuz Darbe Girişimi'ni soruşturma adı altında 10 binlerce kişiyi gözaltına aldığı ve siyasi özgürlüklerin üzerine çöktüğü" ifade ediliyor. Tasarı aynı zamanda ABD Dışişleri Bakanlığı'na Türkiye'deki 'siyasi tutukluların' serbest bırakılması misyonuyla çalışan sivil toplum kuruluşlarına yardım verme direktifinde bulunuyor.
Demokrat senatörlerin kaleme aldığı tasarı Ankara'ya, "Gazeteciler için oluşan kötü iklimi ciddi bir şekilde iyileştirme" ve "Hükümete bir internet sitesini engelleme veya içeriğini kaldırma hakkı veren yasanın kaldırılması veya düzeltilmesi gibi yollarla internetteki ifade özgürlüğüne yapılan baskıyı kaldırma" çağrısında bulunuyor. Aynı tasarı, "Türkiye'de hükümetin avukatları, hakimleri ve savcıları ayrım gözetmeden yargılamayı durdurması ve tarafı olduğu uluslararası anlaşmalara uyması gerektiğini" savunuyor.
Tasarı, belirtilen adımlar atılmazsa Başkan'ın Türkiye'ye Magnitsky Yasası ve Kaşıkçı Yasağı üzerinden yaptırım uygulamasını öngörüyor. Senatörler, aynı zamanda tasarının kabul edilmesi durumunda Hazine Bakanlığı'nın finansal kuruluşlara, "Türk hükümetinin insan hakları ihlaline destek verecek yönde" hiçbir hamle yapmaması için direktif vermesini talep etti.
Önceki akşam KRT yayınına konuk olan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun da senatörlerle paralel görüşler paylaşması dikkat çekti.
“Size de sert eleştiriler var. Mesela, Fetullahçı örgütün ve kumpas dönemlerinin en başta gelen mimarlarından Taraf denen gazete bozuntusunun yönetmeni Ahmet Altan, ve yine o Fetullahçı örgüte hizmet eden Nazlı Ilıcak'a neden sahip çıkma gereği duydunuz?” sorusuna Kılıçdaroğlu, “Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır” yanıtı verdi.
DEMİRTAŞ, KAVALA, ASKERİ ÖĞRENCİLER
Sunucunun, “Siz bu insanlara haksızlık yapıldığını mı düşünüyorsunuz?” soru karşısında Kılıçdaroğlu “Evet. Neden bu kadar uzun süre içeride kaldılar? Bazıları geziyor hala” dedi.
Kılıçdaroğlu “Onları gazeteci olarak görüyor musunuz?” sorusunu da şöyle yanıtladı: “Ben gazeteci değilim. Sadece onlar değil. Selahattin Demirtaş, Osman Kavala olmak üzere pekçok haksızlık var. Askeri öğrenciler olmak üzere pek çok haksızlık var. Bunlar boşu boşuna yatıyor içeride. 16 Temmuz'da TBMM'de yaptığım konuşmayı lütfen okuyun. 'Gözaltına alınanlara sakın işkence yapmayın, yargılamaları adil yapın, dünyaya örnek olun.' Ben bunları söyledim. Yenikapı mitinginde de söyledim. Devlet adaletle yönetilir.”
'AĞABABALAR GİTTİ, İÇERİDEKİLER GARİBAN'
Kılıçdaroğlu ile aynı gün Habertürk yayınına katılan İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener de haoisteki FETÖ'cüleri gariban olarak niteledi. 15 Temmuz'u yapan, kumpaslar kuran, istihbarat örgütleriyle işbrliği yapan FETÖ'cülerin yakalanmasını görmezde gelen Akşener şunları söyledi:
“15 Temmuz'un bütün ağababaları gitti, ne kadar gariban varsa içeride. Bu tırnak içinde dini grup değil mi? Darbe yapmaya kalkıştınız, her türlü çirkinliği, pisliği yaptınız. Ağa babalar uçtu gitti.”
'BOŞUNA YATAN' DEMİRTAŞ’IN SUÇLARI NE?
Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’a İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesince, “Terör örgütü propagandası yapmak” suçundan verilen 4 yıl 8 ay hapis cezası Yargıtay tarafından geçen gün onandı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan Kobani olaylarına ilişkin iddianamede eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın yargılandığı davalara da yer verilmişti. İddianamede yer alan araştırma tutanağında, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın, Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi, Van 4. Ağır Ceza Mahkemesi, İstanbul 47. Asliye Ceza Mahkemesi, Bakırköy 7. Asliye Ceza Mahkemesi, Ankara 44. Asliye Ceza Mahkemesi, İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, Batman 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Diyarbakır 6. Asliye Ceza Mahkemesi ve Mersin 14. Asliye Ceza Mahkemesinde dosyalarının olduğu kaydedilmişti.
YÖNELTİLEN SUÇLAR
İddianameye göre bu dosyalarda Demirtaş birçok suç kapsamında yargılanıyor. Yöneltilen suçlar arasında, “Terör Örgütü Propagandası Yapmak”, “Suç İşlemeye Alenen Tahrik Etme”, “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma”, “Suçu ve Suçluyu Övmek”, “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Türkiye Büyük Millet Meclisini, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ve Devletin Yargı Organlarını Alenen Aşağılama”, “Devletin Askerî veya Emniyet Teşkilatını Alenen Aşağılama”, “Cumhurbaşkanına Hakaret” yer alıyor.
DAVALARIN DURUMU
İddianamede; Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi, Van 4. Ağır Ceza Mahkemesi, İstanbul 47. Asliye Ceza Mahkemesi, Bakırköy 7. Asliye Ceza Mahkemesi, Batman 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Diyarbakır 6. Asliye Ceza Mahkemesi ve Mersin 14. Asliye Ceza Mahkemesindeki Demirtaş davalarının açık ve devam ettiği bilgisi yer almıştı. Ankara 44. Asliye Ceza Mahkemesindeki davada verilen cezanın ise istinaf mahkemesinde onaylandığı Yargıtay incelemesinin sürdüğü kaydedilmişti. Demirtaş’a, Ankara 44. Asliye Ceza Mahkemesince, “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na Muhalefet” suçundan 1 yıl 3 ay hapis cezası verilmişti.
BAŞSAVCIYI 'TEHDİT' DAVASI DA DEVAM EDİYOR
Bu davaların yanı sıra Demirtaş’ın, önceki Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman’a yönelik “Tehdit” ve “Terörle mücadelede görev alan kamu görevlilerini hedef göstermek” suçlamasıyla yargılanması da devam ediyor. Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada esasa ilişkin mütalaasını açıklayan Cumhuriyet savcısı, Demirtaş’ın “Tehdit” ve “Terörle mücadelede görev alan kamu görevlilerini hedef göstermek” suçlarından 8 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istemişti.
Öte yandan Kemal Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz darbe girişiminden 5 ay sonra Adana mitinginde FETÖ'den hüküm giymiş Altan kardeşler ve Nazlı Ilıcak'ı CHP'lilere alkışlatmıştı.
PEN'İN DE GÜNDEMİ TUTUKLAMALAR!
Uluslararası Pen Yazarlar Birliği’ne bağlı Pen America (Freedom To Write 2020), 2020 yılı Yazma Özgürlüğü raporunda 'dünyada en fazla aydının hapsedildiği üç ülkeden biri' olarak Türkiye'yi gösterdi. Raporda Türkiye’de 25 aydın, akademisyen ve yazarın hapiste olduğu bildirildi. Dünya sıralamasındaki ilk on ülke şöyle:
Çin (81), Suudi Arabistan (32), Türkiye (25), İran (19), Belarus (18), Mısır (14), Vietnam (11), Hindistan (9), Eritre (8), Myanmar (8).
VOA'nın haberine göre raporda Türkiye ile ilgili şu ifadeler kullanıldı:
“2020 yılında Türkiye'de tutuklu bulunan yazar sayısı bir önceki yıla göre azaldı ancak bu ülkedeki ifade özgürlüğünde herhangi bir iyileşme olmadı. 2020 yılında Türkiye'de en az 25 yazar, akademisyen ve aydın hapiste tutuluyor.
FİNCANCI HASSASİYETİ
“Türkiye'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve siyasi müttefikleri, Türk Tabipleri Birliği (TTB) başkanın salgın konusunda Türk hükümetinin eleştirmesinin ardından, hekim, köşe yazarı ve kuruluşun başkanı Şebnem Korur Fincancı'yı Türkiye’nin düşmanı olarak ilan etti.
“Nisan 2020'de, Türkiye parlamentosu hapiste bulananları üçte bir oranında azaltacak tahliye yasasını kabul etti ancak bu yasada devlete karşı suçlar kapsamındakiler dahil edilmedi. Bu nedenle, yaşlı yazarlar, aydınlar bile tahliye edilmedi.
DHKP-C'DEN BAHSETMEDİLER
“Müzik grubu Grup Yorum'un üyelerine yönelik tehditler ise hala sürüyor. Müzisyenler Emel Yeşilırmak, Tuğçe Tayyar ve Barış Yüksel 2020 yılından beri hapiste. Grubun bazı üyeleri baskılar yüzünden Türkiye'den kaçtı. Grup Yorum’dan İbrahim Gökçek, şartlı salıverilmesinden iki ay sonra tam 323 gün açlık grevinde kalmasının ardından hayatını kaybetti. Kasım 2019'da serbest bırakıldıktan sonra açlık grevini sürdüren grubun solisti Helin Bölek de yaşamını yitirdi.
“2020 yılında Türkiye’de ifade özgürlüğünü daha da kısıtlayan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gücünü arttıran yeni yasalar yürürlüğe girdi. Türkiye'nin terörle mücadele yasası muhaliflere karşı kullanılan bir silaha dönüştü. Osman Kavala bu yasayla hapiste tutuldu.
“Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ailesine yönelik eleştirilerini ifade eden yazarlar yargılandı.
Yazar Murat Ağırel, Sarmal adlı kitabında kendilerine hakaret ettiğini iddia eden Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın iki oğlunun emriyle savcılar soruşturma başlattı. Bir süre hapiste tutulan Ağırel serbest bırakılsa da yazara baskılar sürdü.”