22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

'ABD'liler S400-F35 ilişkisini açıklamadılar'

Türk yetkili, Amerikalıların, S400 hava savunma sisteminin F35 savaş uçakları üzerinde nasıl bir casusluk faaliyeti icra edebileceğini teknik olarak hiçbir zaman paylaşmadığını bildirdi.

'ABD'liler S400-F35 ilişkisini açıklamadılar'
A+ A-
HABER MERKEZİ

Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) F35 satın alma sürecini askıya almasının ardından Türk yetkililerden de Türkiye’nin program dışı bırakılmasına dair yorumlar geldi. Ankara’daki yetkililer, ABD’nin “Ruslar F35 bilgilerini çalabilirler.” yönündeki iddialarının aslında Türkiye’nin F35 programından atılması için bir bahane olduğunu düşünüyorlar.

Londra merkezli Middle East Eye sitesinin haberine göre Türk yetkililer, BAE’nin F35 satın alma sürecini ABD’nin “aşırı külfetli” şartlarının ardından askıya almasıyla birlikte, konuyu bir kez daha gündemlerine aldılar. Üst düzey bir Türk yetkiliye göre Amerikalılar, Türk tarafı ile Rusların S400’ler aracılığıyla F35’ler üzerinde nasıl espiyonaj faaliyetleri icra edebileceğine dair hiçbir bilgi paylaşmadı. Yetkili, konuyla ilgili değerlendirmesinde, “Amerikalılar, S400’ün F35 üzerinde nasıl casusluk faaliyeti icra edebileceğini bize teknik olarak hiçbir zaman açıklamadılar. Rus füze sistemi üzerinden F35’e yönelik bu tür olası bir Rus casusluğunun yol ve yöntemlerini asla paylaşmak istemediler. Bunu bir devlet sırrı olarak ele aldılar.” ifadelerini kullandı.

ABD'Lİ MÜHENDİSLER TERSİNİ SÖYLÜYOR

ABD’li yetkililer, Türkiye’nin Rusya’dan S400 hava savunma sistemlerini tedarik etmesinin ardından S400’lerin F35’ler üzerindeki hassas teknolojileri toplayabileceğini vurgulayarak, Türkiye’nin S400’leri elinde tutmaya devam etmesi durumunda Ankara’nın programda kalmasının imkansız olacağını kaydetmişti.

Türkiye ise buna cevap olarak F35 ve S400 arasındaki olası ilişkinin araştırılması için bir teknik çalışma grubu kurulmasını talep etmiş, ancak ABD tarafı bu talepleri sürekli olarak reddetmişti.

F35 programında çalışan Amerikalı mühendisleri kaynak alan bir Türk yetkili ise; Amerikalı mühendislerin kendilerine S400’lerin F35’lere hiçbir tehdit teşkil etmediğini söylediğini, fakat bunu ABD’li yetkililere aktardıklarında, her zamanki yanıtı aldıklarını söyledi.

İSRAİL'İN GÜVENLİĞİ

Middle East Eye'a konuşan Türk yetkililere göre; Türkiye’nin F35 programından atılmasının ve teslim alınması beklenen F35 uçaklarının asla teslim edilmesinin ardındaki en büyük sebep, İsrail Lobisi'nin Washington’daki yoğun çabaları...

İsrail medyası, 2019 yılında İsrail’in bölgedeki hava üstünlüğünü korumak amacıyla Türkiye’ye yönelik F35 teslimatlarını önlemek için Washington’da yoğun olarak lobi faaliyetleri yürüttüğünü yazmıştı.

İsrail, kendisine özel geliştirilen "Adir" isimli F-35I varyantından 33 adet sipariş etti, 22'sini ise halihazırda teslim aldı.

'BAĞIMLI OLACAKTIK'

Savunma Sanayi Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, geçen gün bir televizyon programında ABD'nin F-35'ler için Türkiye'den akılalmaz taleplerini anlatmıştı. “F35'in bizi ne kadar bağımlı kılacağını unutmayalım.” diyen Demir, şunları söylemişti:

“Bir şeyi almak önemli değil, asıl onun oluşturacağı bağımlılık çok önemli. Hatırlarsınız Kıbrıs Harekatı'nda uçak lastiğinden dolayı sıkıştık kaldık. Bugün F35 motorlarının ABD dışındaki tek bakım-onarım ve final montaj tesisi Türkiye'de kurulacaktı. Sistem görüşmeleri sürerken 'pat' diye bir şart geldi. Dediler ki; 'Bu tesisleri yaparken özel bir bölüm yapacaksınız, kafesli kilitli olacak. Biz oraya bir Amerikalı koyacağız. Orada motorun sıcak bölümlerindeki malzemelerin olduğu yere girmeyeceksiniz ve dokunmayacaksınız. Radarda görünmezlik sağlayan boyanın değişmesi sırasında da atıkları ellemeyeceksiniz, biz alıp Amerika'ya götüreceğiz.' Ama o devir geçti.”

F-35 projesine geri dönüş gibi bir gündemlerinin olmadığını da vurgulayan Prof. Dr. İsmail Demir, F-16'ların modernizasyonuna ilişkinse şunları söylemişti:

“F-16’ların modernizasyonu konusunda; cin şişeden çıktı. Bu konuda bütün uygulamaları yapabilecek durumdayız. KİT’leri çok rahat üretiriz. Elektronik modernizasyonu yapabiliriz. Projemiz olgunlaştı. Zaman harcadık, para harcadık. Blok-70 modernizasyonu için Amerika izin vermese de, Türkiye elinde bulunan F16’ları Blok-70 seviyesinde modernize edebilme imkanına sahip. Kamu endişede olmamalı: Elimizde sürpriz etkisi yapacak unsurların bulunduğunu net söyleyebilirim. Fikirlerimiz, potansiyelimiz, projelerimiz var. Türkiye hiç kimseye karşı kolay lokma olmaz, öyle düşünenler de pişman olurlar.”

Türkiye, F35 projesi için 1.4 milyar dolar ücret ödemiş, fakat karşılığında satın aldığı 4 adet Türk F35'i teslim edilmemişti. Müşterek Taarruz Uçağı projesinin anlaşması gereği Türkiye resmi olarak projeden çıkarılamadığı için, diğer tüm ülkeler teker teker programı terk ederek, Türkiye'nin olmadığı yeni bir konsorsiyum oluşturmuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan konuyu tahkime götürebileceklerini belirtirken, son aylarda F35'e ödenen ücret karşılığında Türk F16'larının modernizasyonu gündeme geldi. ABD, henüz bu modernizasyon önerisine net bir yanıt vermedi.

CAATSA YAPTIRIMLARI NEDİR?

'ABD'liler S400-F35 ilişkisini açıklamadılar' - Resim: 1

ABD, Türkiye'yi S400 aldığı gerekçesiyle 'CAATSA' yasası kapsamına sokarak çeşitli yaptırımlar uyguladı. İran, Rusya ve Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti için hazırlanan bu yasa, 'ABD'nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Yasası' adını taşıyor. Sayılan ülkelerin savunma şirketlerini ve istihbarat kurumlarını hedef alan yasanın ikinci bölümü, Rusya savunma sanayi ve istihbarat servisleriyle iş yapan kişi ve şirketlere de yaptırım uygulanmasını öngörüyor. CAATSA yasasının işleyişine bakılınca; anılan yasa çerçevesinde listelenen 12 madde yer alıyor. Yasada belirtilen haller oluşursa bu maddelerden en az 5 tanesi ABD Başkanı tarafından seçilerek 'hasım' ülkeye uygulanıyor. 12 farklı yaptırımdan oluşan listeye göre ABD Başkanı:

1- ABD İhracat-İthalat Bankası tarafından yaptırım uygulanan kimselerin ülkeden mal ve hizmet ithal etmesiyle ilgili teminat, sigorta, kredinin uzatılması gibi işlemlerine onay verilmemesi talimatı verebilir.

2- ABD Hükümeti’ne yaptırım uygulanan kimselere İhracat Yönetim Kanunu (the Export Administration Act of 1979), Silah İhracatı Kontrol Kanunu (Arms Export Control Act), Atomik Enerji Kanunu (Atomic Energy Act of 1954) veya ihracat/yeniden ihracat için ABD Hükümeti’nin ön denetimi ve onayı gereken diğer bir düzenleme kapsamındaki herhangi bir lisans ya da diğer bir çeşit izin/yetki belgesi verilmemesi talimatı verebilir.

3- ABD finansal kuruluşlarının, insani yardım kapsamında olmadıkça, yaptırıma tabi kimselere 12 aylık sürede 10 milyon Amerikan Doları'ndan daha fazla kredi vermelerini engelleyebilir.

4- ABD’nin uluslararası kuruluşlardaki (örneğin IMF) yetkili yöneticilerini yaptırıma tabi kişilerin bu kuruluşlarca verilebilecek krediler hususlarında karşı oy kullanmaları talimatı verebilir.

5- İlgili düzenlemelere uygun olarak ABD’nin yetki alanı içerisinde gerçekleşen ve yaptırım uygulanan kişinin yararına olan döviz alım-satım işlemlerini engelleyebilir.

6- Yetkisi dahilinde olduğu takdirde ilgili düzenlemelere uygun olarak yaptırım uygulanan kişi yararına gerçekleştirilecek ödeme veya kredi aktarımının finansal kuruluşlar arasında veya finansal kuruluşlar aracılığıyla ya da finansal kuruluşlara yapılmasını engelleyebilir.

7- Yaptırım uygulanan kişinin ABD’de mülk edinmesi veyahut bu mülke ilişkin herhangi bir işlem yapmasını engelleyebilir.

8- Yaptırım uygulanan kimselerin yöneticilerine ya da çalışanlarına yahut benzer yetkilerle benzer görev ifa eden kimselere yasada düzenlenen yaptırımlardan herhangi bir veya birkaçını uygulayabilir.

9- Amerikan gerçek ve tüzel kişilerinin yaptırım uygulanan kimselere yatırım yapmasını, kayda değer oranda tahvil ürünü satın almasını engelleyebilir.

10- Yaptırım uygulanan şirket çalışanı, yöneticisi ya da çoğunluk hissesi sahibi olduğuna karar verilen yabancılara vize verilmemesi hususunda Dışişleri Bakanı’na ve ABD’den çıkarılması hususunda ABD İç Güvenlik Bakanlığı’na talimat verebilir.

11- Yaptırım bir finansal kuruluşa uygulanıyorsa, kuruluşun ABD piyasasındaki işlemleri kısıtlanabilir veya devlet tahvillerine erişimi engellenebilir.

12- Son olarak da, ABD Hükümeti yaptırıma tabi kimselerden kamu alımı yapılmaması ya da mal ve hizmet alımına ilişkin herhangi bir sözleşme ilişkisine girilmemesi kararı alabilir.

ABD Başkanı'nın Türkiye'ye uygulanmak üzere seçtiği yaptırım maddeleri ise şunlar:

  • Türkiye’nin uluslararası finans kuruluşlarından kredi alması kısıtlandı,
  • İhracat lisansları iptal edildi,
  • Savunma sanayine yönelik satışlar kısıtlandı ve
  • 4 yönetici yaptırım listesine alındı.

YAPTIRIMLARIN KALDIRILMASI

Yaptırımların kaldırılması için neler yapılabileceği de CAATSA kararnamesinde şu şekilde belirtilmiş:

“Başkan yaptırım uyguladıktan sonra 1 yıl içinde Kongre'nin gerekli komitelerine, Türkiye’nin veya yaptırım uygulanan kişilerin artık S400’leri veya bunların yerine herhangi bir Rus sistemini uhdesinde bulundurmadığını, herhangi bir Rusya vatandaşının S400’leri çalıştırmadığını teyit ettikten sonra, Türkiye’den Türk hükümetinin veya hükümet adına başka bir tarafın S400 veya onun yerini alabilecek bir sistemi tekrar edinmek için CAATSA’nın 231. bölümünün kapsamına girecek herhangi bir faaliyete girmeyeceğine dair taahhüt aldıktan sonra yaptırımları kaldırabilir.”

SİHA'LARA KARŞI ÖZEL SİHA ÇÖZÜMÜ

'ABD'liler S400-F35 ilişkisini açıklamadılar' - Resim: 2

Rusya Federasyonu tarafından 2011 yılında geliştirilmeye başlanan Orion-E SİHA, Kırım'da Kornet ATGM ile bir hava hedefini vurdu.

Rusya Savunma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre Kırım’daki eğitim sahasında gerçekleştirilen testlerde Orion SİHA ile hava hedeflerine yönelik talimler icra edildi.

Orion, test atışları sırasında yer hedeflerini ve manevra yapan bir hava hedefini simüle eden helikopter tipi bir insansız hava aracını vurdu.

Bakanlıktan yapılan açıklamada Orion’un Rus Silahlı Kuvvetlerinin muharebe kabiliyetlerini ciddi ölçüde artıracağı kaydedildi: “Orion, sadece düzinelerce saat boyunca ana havaalanından çok uzak bir mesafede hava keşifleri yapmakla kalmayıp aynı zamanda açıkta kalan hedeflere hemen saldırmaya da olanak sağlıyor.”

RUS SİHA'LARA ÖZEL MÜHİMMAT

Orion’dan ateşlenen Rus mühimmatı ise Kornet (9M133FM-3) ATGM’nin yeni bir varyantına benziyor fakat mühimmatta farklı bir başlığın kullanıldığı görülebiliyor. Rus kaynaklara göre insansız helikopter, 4 kilometre uzaklıktan etkisiz hale getirildi.

Rus haber ajansı Ria Novosti kaynaklarına göre ise Inokhodets, Forpost ve Altius gibi Rus SİHA’larından kullanılabilecek olan Kornet mühimmatı, 10 kilometre menzile sahip Kornet-D mühimmatı üzerinden geliştirildi.

Gelişme hakkında açıklamalarda bulunan Rus Silahlı Kuvvetlerinin İnsansız Hava Araçlarından sorumlu yetkilisi Alexander Novikov, Orion SİHA’nın daha büyük ve farklı bir tasarımı olan Inokhodets-RU (Sirius)’nun Bayraktar TB2 ve diğer İHA’ları düşürebileceğini ileri sürdü.

ORİON-E SİHA

Rusya’nın ilk Orta İrtifa - Uzun Havada Kalış (MALE) sınıfı İHA’sı olan Orion-E, 2017 yılında tanıtıldı. 200 kilogram faydalı yük ile 24 saat havada kalabilen SİHA, performans olarak daha düşük olsa da TUSAŞ üretimi ANKA İHA ile aynı sınıfta bulunuyor. Servis irtifası 25 bin feet olan Orion-E; 8 metre uzunluğa, 16 metre kanat açıklığına, 1000 kilogram azami ağırlığa ve 200 km/s azami hıza sahip.

Kısa süre önce Suriye’de test edilen ve akabinde Rus ordusu envanterine alınan Orion-E İnsansız Hava Aracı, geçen yıl Rusya’nın Ryazan bölgesinde bulunan Listvyanka köyünde kırıma uğrayıp düşmüştü. Orion’un düşüş sebebinin motor arızası veya kontrol esnasında çıkan bir problemden kaynaklandığı tahmin ediliyor.

İnsansız hava aracı teknolojisine oldukça geç yoğunlaşan Rusya Federasyonu, son zamanlarda ise bu alana yönelmiş durumda. Gerek Orion-E gibi klasik gerekse Okhtonik gibi stealth İHA projeleri bulunan Rusya Federasyonu, SATCOM ve mühimmat gibi bir dizi alt sistemleri ise kısa süre önce geliştirdi.

ABD S400 F35 'ABD'liler S400-F35 ilişkisini açıklamadılar' israil güvenliği Orion-E SİHA rus sihaları